Değişim ve küreselleşme

Bugünlerde ülkemizde yaşananlar, hiç içinizi karartmasın. AK Parti'nin kapatılma davası, Türkiye'nin demokratikleşme ve küreselleşme yolunda önemli bir kilometre taşı olacak. Başbakan Erdoğan'ın da vurguladığı gibi, sonu hayırla bitecek gelişmeler yaşanacak. DEĞİŞİM SANCILARI Avrupa Birliği süreci, Türkiye'de 4 bine yakın kanun ve yönetmeliğin, AB standartlarına yükseltilmesi gerektiğini ortaya koydu. Bu durum, ülkemizin gelişmişlik ve evrensel değerler yolunda atması gereken adımların hızlanmasının da ateşleyicisi oldu. Nitekim Türkiye, AK Parti iktidarı döneminde, bu gerekli adımları hızla atmaya başladı. Demokratikleşme ve reform süreci bir taraftan ülkede ekonomik ve siyasi istikrarı perçinlerken diğer taraftan da Türkiye'yi uluslararası arenada saygın ve güçlü bir konuma yükseltti. Ancak bu süreç tamamlanmış değildir. Ülkemiz, küreselleşme ve evrensel değerlere tam kavuşma değişiminin, "tabii doğum sancılarını" çekiyor. ZİHNİYET DEĞİŞİMİ DE GEREKLİ Öte yandan sadece kanunları değiştirmek, AB kriterlerini kağıt üzerinde sağlamak yetmiyor. Bu değişim ve reformları benimseyip uygulamaya sokacak bir "zihniyet değişikliğinin" de devreye girmesini gerekli kılıyor. Zaten AB yetkilileri, uzun zamandan beri, Türkiye'nin yaptığı reformları ve kanun değişikliklerini memnuniyetle karşılarken, bunların uygulamaya konulmasının önemini de vurguluyorlardı. Hatta Türkiye-AB Komisyon Eşbaşkanı Lagendijk, parti kapatmanın AB kriterlerine uymadığını söylerken, "yargı reformu yapılmasının yetmeyeceğini, yargılama zihniyeti ve neslinin de değişime ayak uydurması gerektiğini" önemle belirtiyordu. Sonsöz: Bizim ülkemizde şu sıralar yaşanan olumsuzluklara rağmen umutlu olmamızın pekçok sebebi var. Bunların başında da halkımızın; köydeki çobanından şehirdeki işçisine, memuruna, esnafına, sanayicisi ve işadamına büyük bir çoğunlukla değişime ve çağdaşlaşmaya hazır ve istekli olması geliyor. Bu güçlü ve geniş tabanlı destek, bir avuç statükocunun iç karartıcı engellemelerini aşmaya yeterli olacaktır.