Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ABD'de temaslarına devam ediyor. Ziyaretini New York'ta yapacağı temaslarla tamamlayacak olan Bardakoğlu, yarın Türkiye'ye dönüyor. Başkan ABD'ye geçen Cuma günü geldi. Geçtiğimiz hafta sonu Utah Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi'nin düzenlediği "İslam'da ılımlılık konulu konferansa katıldı ve "Türkiye'deki din anlayışı" başlıklı bir tebliğ sundu. Pazartesi günü geldiği Washington'daki temaslarına, Türk-Amerikan İslam Vakfı'nı (TAIF) ziyaret ederek başlayan Diyanet İşleri Başkanı, sırasıyla Georgetown Üniversitesi'nde, düşünce kuruluşlarında konuşmalar yaptı. ABD Dışişleri Bakanlığı Ülkeler Din Özgürlüğü Dairesi'nden ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nden yetkililerle görüştü. Türkiye'nin Diyanet İşleri Başkanı'nın zengin sayılabilecek bir programla Washington'da temaslar yapması, Bush yönetiminden üst yetkililerle görüşmesi çok ilginç bir gelişme. Bilindiği gibi 11 Eylül terör saldırısından sonra başlayan yeni süreçte, din kaynaklı terörle mücadele, Washington'ın bir numaralı gündemini oluşturuyor. Türkiye İslam Alemi'ne iyi bir model Dolayısı ile ABD yönetimi, özellikle Türkiye gibi demokrasi ve İslamiyet'i birarada götüren ılımlı müslüman ülkelerle, dünya çapındaki Amerikan aleyhtarlığını önlemeye çalışıyor. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu bu sebeple Washington'da büyük ilgi gördü. Amerikalı yetkililer, "Türkiye'yi diğer İslam ülkelerinden farklı kılan özellikleri" Diyanet İşleri Başkanı'ndan öğrenmek istediler. Diyanet İşleri Başkanı Amerikalılar'ın sorularına, akademik kariyerinin de yardımıyla uzun uzun cevaplar verdiğini söyledi. Washington Büyükelçiliğimizde önceki gün yaptığı basın toplantısında, "Diyanet olarak ABD'deki dini hayatı ve tartışmaları daha yakından izlemeliyiz. Türkiye'deki uygulamaları ve ılımlı anlayışı ABD'de çok iyi anlatmalıyız!" dedi. Başkan'ın vurguladığı diğer önemli husular ise satır başlarıyla şöyleydi: Bağımsız Diyanet Teşkilatının önemli misyonu -Türkiye'deki Diyanet anlayışı, sadece Cumhuriyet, demokrasi ve laiklik ile ortaya çıkmamıştır. Ta Osmanlı'dan gelen zengin tecrübelerin de katkıda bulunduğu müesseseleşmiş ve yerleşmiş bağımsız, bilimsel bir yapı vardır. Osmanlı zamanında da, Şeyhulislam dini otorite olarak tam bağımsızdı. Sultanlar bu dini bağımsız otoritenin kararlarına saygılı ve uygulanmasından sorumluydular. Dolayısı ile bugünkü Diyanet Teşkilatı her ne kadar resmi bir kurum ise de, Türkiye'deki İslami hayatı ve müslümanlarla ilgili dini ihtiyaçların organizasyonunu bağımsız bir şekilde, anayasa ve kanunların çizdiği çerçevede yürütmektedir. Bu ılımlı anlayış hem halkın dini ihtiyaçlarının karşılanmasında, hem de diğer dinlerle hoşgörülü olarak birarada yaşanmasında son derece olumlu katkılar yapmaktadır. Din ve ibadet özgürlüğünün teminatı da bu anlayıştır. Zaten radikallerin ve dışarıdan gelen dinci terörün Türkiye'de halk tabanında tutunamayışının temel sebebi de budur!" Diyanet İşleri Başkanı, Washington'daki Türk-Amerikan İslam Vakfı TAIF'e büyük önem atfettiklerini, 10 yıldır ölü bir yatırım olarak duran bu 60 dönümlük Diyanet Vakfı arsasının, soydaşlarımıza din ve kültür hizmetlerinin en iyi sunulacağı bir "merkez-külliye" haline getirileceği müjdesini de verdi. Prof. Dr. Ali Bardakoğlu gibi akademisyen ve bilgili ilahiyatçıların gerçekten, Washington'ı daha sık ziyaret etmesinde büyük faydalar var. Bu ziyaretlerden sadece Türk-Amerikan ilişkileri olumlu etkilenmeyecek. Aynı zamanda Amerikan toplumuna ve yönetimlerine, İslamiyet'in gerçek yüzünü, hoşgörüsünü ve evrenselliğini öğretmede de katkıda bulunacaktır!