Türkiye'nin en önemli potansiyellerinden birisi de yurtdışı eğitimli yetişmiş insan gücüdür. Eğitimli Türk gençleri ve bilim adamlarımız, dünyanın her yerinde büyük başarılara imza atıyorlar. Mesela ABD'de her alanda mesleklerinde zirveye çıkmış Türkler var. Amerikan üniversitelerinde okumuş, doktora yapmış Türkiye'de veya ABD'de çalışan yüzbinlerce Türk bulunuyor. Öte yandan merkezi Almanya'da olan Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin (TAM) hazırladığı bir rapora göre, Alman üniversitelerinde eğitim gören yaklaşık 36 bin Türk öğrencinin aldıkları eğitim ve sahip oldukları mesleklerle Türkiye Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde büyük katkıları olacağı belirtiliyor. Dışarıdaki beyin gücümüzden yararlanmak Bütün bunlar, Türkiye'nin sahip olduğu beyin gücünün büyük kapasitesini ortaya koyuyor. Gerçi yurtdışında okumuş ve hâlâ dışarıda çalışan insanlarımıza karşı olumsuz düşünce taşıyanlar ve bunun "kayıp bir beyin göçü" olduğunu iddia edenler de var. Ama biz bu görüşe katılmıyoruz. Bunlar kayıp değil. Keşke daha fazla gencimiz yurtdışında eğitim görebilseler. Oradaki imkanlarla bilimsel araştırmalar yapma ve iş kurma ortamlarına kavuşabilseler. Zira yurtdışındaki uygun ortamlar, bilgi ve becerilerini daha da geliştirmeleri anlamına geliyor. Daha iyi yetişme imkanına kavuşmuş oluyorlar. Dolayısı ile, beyin göçü diye bu insanlarımızı dışlamak yerine, keşke onların bulundukları ortamlardan Türkiye'ye daha fazla katkıda bulunacakları programları geliştirebilsek.. Onlardan daha çok yararlanmanın yollarını bulabilsek. Zira bu yurtdışı eğitimli Türk gençleri hem Türkiye'nin AB'deki ve ABD'deki çehresini değiştirecekler. Hem de Türkiye'deki araştırma -geliştirme (AR-GE) faaliyetlerinde ve çağdaş yüksek teknolojilerin ülkemize uyarlanmasında kilit roller üstlenecekler. Bilim ve teknolojinin gücü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, "bilim ve beyin gücüne" değinirken şöyle konuşmuş: "Bilgi güçtür ilkesinden hareketle diyoruz ki, bilim ve teknoloji, gelecek demektir. Bağımsızlık demektir. Refah demektir. Güç demektir! Bilim insanı yetiştirmek ve geliştirmek, onca kaynak, onca emek onca enerji harcadığımız işlerin semere vermesi için temel şarttır. Çok iyi sistemler tasarlayabiliriz, mükemmel kanunlar hazırlayabiliriz, yeni kurumlar tesis edebiliriz. Ancak iyi insan, iyi yetişmiş insan, iyi donanmış insan olmadan, bunların hiçbiri amacına ulaşmaz!" Erdoğan'ın söyledikleri çok doğru ve önemli tesbitler. Zira yetişmiş insan gücü, en önemli kaynak ve zenginliktir. TASSA'dan güzel bir teşebbüs Geçtiğimiz şubat ayında Washington'da çok güzel bir organizasyon gerçekleşti. 2004 haziran ayında kurulan ve kısa adı TASSA olan Türk Amerikan Bilimadamları ve Akademisyenleri Derneği, bir toplantı düzenledi. Derneğin bu ilk yıl konferansına ABD'deki önde gelen Türk bilim adamları katıldılar. Derneğin kurulması ve böyle bir konferans düzenlemesi, çok güzel bir gelişme. Zira ABD'deki dağınık beyin gücümüzün ilk defa doğru dürüst bir envanterinin çıkarılması için adım atılıyor. ABD'deki bilim adamlarımız arasında daha etkili bir diyalog kurulmasının ve haberleşme içine girilmesinin çalışmaları başlatılmış bulunuyor. Konferans sırasında bu bilim adamlarımızdan bazıları yaptıkları çalışmaları da anlattılar. Çok sayıda mesleğinde başarılı olmuş kendi insanlarımızı görmek, içimizi ferahlattı. Geleceğe yönelik umutlarımızı ve iyimserliğimizi artırdı. Mesela North Carolina Teknik üniversitesi'ndeki elektronik kürsüsü başkanı Prof. Dr. Numan Doğan'ın, Hüseyin Şerif Savcı gibi gencecik doktara öğrencileri ile üzerinde çalıştıkları "insan vücuduna çip" yerleştirme projesi çok heyecan vericiydi. Hiç duymayan insanlara yerleştirilen mini elektronik iletişim araçları, sağırlığı önlüyor. Ayrıca yaşlı ve yalnız yaşayan insanlar dahil vücuduna mini aygıt yerleştirilen herkesi uykularında bile belirli bir merkezden sürekli takip-tedavi imkanı ortaya çıkıyor. Bu proje ile başta NASA olmak üzere ABD'nin önde gelen sağlık kuruluşları çok ilgileniyor ve katkıda bulunuyorlar. Projeyi büyük bir adım olarak niteliyorlar. Tıp, mühendislik, sosyal bilimler başta olmak üzere bizim insanlarımızın her dalda çok başarılı işler yapıyor olmasını görmek, müthiş bir zevkti. Allah yurtdışındaki bu değerli bilim adamlarımızın sayılarını artırsın! İnşallah, Türkiyemiz'e daha fazla katkıda bulunacakları ortamları ve programları da devreye sokar, bu büyük potansiyelimizi daha iyi değerlendirmeyi beceririz.