Ekmek açlık ve sosyal patlama

A -
A +

"Dünya İçin Ekmek!" isimli organizasyon Amerika'daki yardım kuruluşlarının önemlilerinden. Bunun gibi binlerce başka yardım kuruluşları da var. Üstelik bu kuruluşların büyük bölümü kilise organizasyonu ve daha ziyade dünyanın en fakir 33 ülkesinde açlık sınırında yaşayan insanlara yardım için seferber olmuş durumdalar. Yani bir lokmaya muhtaç olanlarla ilgileniyorlar.. Dünya Bankası'nın Türkiye'ye 500 milyon dolarlık açlık yardımı kararı, yakında ülkemizi de sözkonusu bu kuruluşların yardım programına sokabilir.. Çanlar kimin için çalıyor Gerçi 'ekmek' konusu yeni bir şey değil. Ülkemizin gündeminde neredeyse bir asırdır hep 'önemli' yerini korumuş ama, bugünler çok farklı. Giderek küçülen ve küçülmeyi krizle mücadele programına 'ana hedef' yapan bir ülkenin, fakirlikte eşitlik sağlama başarısının meyvelerini bu kadar çabuk yakalaması normal sayılmalı! Mesela artık Türkiye'ye gidip gelenlere hoşgeldinizden sonra, 'Memleket ne alemde?' beylik sualini sormaya gerek kalmadı. Zira muhatabınız söze ekmekle başlıyor, daha ucuza satılan 'bayat ekmek' kuyruklarının iç karartıcı manzaralarını önemli bir tesbit olarak size aktarıyor. Anlatılanlar sadece bayat ekmek kuyrukları da değil.. Yozlaşma hayatın her safhasında hızla yayılıyormuş. Hızla artan fuhuş, hırsızlık, kap-kaç vakaları; bakkal çakkal derken herkese yayılan borç takıntıları, kira ödememe, herkesin barut fıçısı haline geldiği gergin durum ve daha neler, nelerÖ Gerçi Temmuz ayında enflasyon düşmüş, IMF yetkilileri bile Ağustos'ta 'iyileşme' bekliyorlarmış ama, bunlar herhalde başka bir Türkiye'de olsa gerek.. İşçisinin, memurunun, köylüsünün, esnafının ve hatta işletme-fabrika sahibi işvereninin hüngür hüngür ağladığı; borç ve kriz sebebiyle canına kıymaya başladığı esas Türkiye'de, 'ziller ve çanlar' çok fena çalıyor.. Bize de sıra gelir mi Dünya Bankası'nın Türkiye'ye aç ve fakirlere verilmek üzere acele 500 milyon dolarlık yardım kararı bile, gidişatın istikametini göstermekte.. Zaten bunlardan dolayıdır ki MGK bile 'sosyal patlama' endişesini gündeme almış durumda. Mazallah ve Allah bugünlerimizi aratmasın, diyoruz.. Geçenlerde postamdan, Amerika'daki 'Dünya için Ekmek' isimli organizasyonun gönderdiği bir yardım talep mektubu çıktı. Kiliseler Birliği'nin desteklediği ve hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler üzerinde etkili olan bu kuruluş, özellikle Afrika'daki açlık ve AIDS başta olmak üzere bulaşıcı hastalıklarla mücadele ediyor. 'Dünya İçin Ekmek!' diyenlerin sloganları da, 'Adaleti sağlama ve açlığa son!' Kuruluşun başkanı David Beckman'ın mektubunda en çarpıcı bölüm ise, 'her Amerikan vatandaşının her gün 1 cent (14 bin lira) bağışta bulunmasıyla, Afrika'da açlığın 2015'e varmadan önleneceğini' belirtmesi. Beckman, 'Afrika'da 1000 -yazıyla bin- dolara bir okul açmak mümkün. Bir öğretmenin yıllık maaşı 500 doların altında. Sizlerin bağışıyla açacağımız her okul, sadece eğitim vermeyecek; açlık ve hastalıklarla mücadelede ön istasyon olarak da çalışacaktır.' diyor. Dünya Bankası'ndan sonra 'Dünya İçin Ekmek' kuruluşu da Türkiye'yi açlara yardım programına katar mı acaba? Bugünlerde zihnimdeki en baş soru bu. Gerçi bu kuruluş kiliseye bağlı ama olsun; yardım, yardımdır.. Üzümünü ye, bağını sorma.. Haydi hayırlısı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.