Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çok başarılı bir Washington ziyareti gerçekleştirdi. Gezi hem zamanlaması, hem de Oval Ofis'te Başkan Bush ile Erdoğan'ın "tam mutabakatı" sebebiyle, tarihi bir ziyaret oldu. Erdoğan'ın 4 bakan, 160 işadamı ve 90'ı aşan gazeteci ile yaptığı Washington çıkartması için "tarihi ziyaret" tanımlaması, Amerikalılar'a ait! ABD KONGRESİ Türkiye Dostluk Grubu üyesi milletvekili Robert Wexler KONGRE'ye, Erdoğan için "Hoşgeldin" tasarısı sunulduğunu açıklarken, ziyaret ile ilgili şu ifadeleri kullandı: "Başbakan Erdoğan'ın bu tarihi Washington ziyareti için kendisine hoşgeldiniz demek, bizim için bir şeref ve ayrıcalıktır. Bu gezi, Türk-Amerikan ilişkilerini çok ileriye götürecektir. Türkiye NATO'nun başarısında, Afganistan'da istikrar sağlanmasında, Irak'ta ABD askerlerinin taşınmasında, Ortadoğu'nun güvenliğe kavuşturulması ve uluslararası terörle ortak mücadelede çok kritik bir rol oynamaktadır. ABD KONGRESİ Türkiye Dostluk Grubu olarak Başbakan Erdoğan'ın demokrasi, hürriyet ve barış görüşlerini alkışlıyor; Türk-Amerikan ilişkilerinin çok daha ileriye götürülmesi için iki hükümetin ortak çalışmalar yapmasını bekliyoruz." Öte yandan bir grup KONGRE üyesinin Erdoğan için sunulan Hoşgeldin yasa tasarısının takdim ve gerekçeleri de ziyaretin ne kadar önemli olduğunun açık göstergeleriydi. Takdimde, Türk-Amerikan ilişkilerinin "stratejik ortaklık" olduğunun vurgulanması, hem Türkiye hem de Başbakan Erdoğan için çok anlamlı ve önemli işaretler sayılmalı. Kimyaları uyuştu tam mutabakat çıktı Tezkere krizinden sonra yazılan ve çizilen senaryoları şöyle bir hatırlayın. Bu karamsar senaryoların ortak noktası, ABD'nin neredeyse Başbakan Erdoğan'ın üzerini çizdiğine odaklanıyor, Erdoğan'ın Beyaz Saray'a telefonlarına kimsenin çıkmadığı üzerine basıla basıla ifade ediliyordu. Halbuki önceki gün gerçekleşen Bush-Erdoğan görüşmesi, bütün bunları yalanlamasının ötesinde, Erdoğan ve Bush'un "kimyalarının çok uyuştuğunu" göstermesi açısından da ilginçti. Tabii iki liderin kimyalarının uyuşması, görüşmelerde ön hazırlığı iyi yapılmış bütün konular için tam bir mutabakatın çıkmasına sebep oldu. ABD sadece Türkiye'nin Irak ile ilgili kaygı ve hassasiyetlerini dikkate alacağını teyid etmedi. Aynı zamanda Kıbrıs probleminin çözümünde Türkiye'nin başlattığı yeni atağa da tam destek vereceğini açıkladı. Zaten Türkiye ve ABD'nin birbirlerine ihtiyacı her zamankinden daha fazla. Türkiye demokratikleşme, siyasi ve idari reformların tamamlanması, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkması, ekonomisinin globalleşmesi ve dış politikadaki sıkıntılarının giderilmesi için ABD'nin desteğine ihtiyaç duyuyor. ABD'nin ise hem Irak ve Afganistan'da düştüğü durum, hem de terörle mücadele ve İslam ülkeleri ile bozulan ilişkilerinin düzeltilmesinde Türkiye'ye ihtiyacı var. Her iki ülkenin 2000'li yıllarda, Avrupa'dan Orta Asya'ya, Kafkaslar'dan Ortadoğu ve Afrika'ya yayılan çok geniş coğrafyada örtüşen menfaatleri bulunuyor. Bu örtüşen menfaatler, iki ülkenin stratejik işbirliğini kaçınılmaz kılıyor. Stratejik ortaklık lafta kalmayacak Erdoğan'ın Washington ziyareti ve Başkan Bush ile vücüt kimyalarının uyuşması, Türk-Amerikan ilişkilerinde büyük bir gelişmenin yaşanacağının habercisidir. Stratejik ortaklığı, kulağa hoş gelen bir tabir olmaktan çıkarıp uygulamaya döküleceğinin göstergesidir. Başbakan Erdoğan ABD ziyareti ile, rahmetli Turgut Özal'ın yolunda bulunduğunu, Türkiye'yi ayağındaki prangalardan kurtararak gelişmiş ülkeler arasına sokabileceğinin açık sinyallerini de vermiştir. Bakalım AK Parti hükümeti ve Başbakan Erdoğan, bu vizyonlu açılımı ne kadar devam ettirecekler? Bekleyelim, görelim!