G-8 zirvesi ve Türkiye

A -
A +

Sanayileşmiş 7 ülke ve Rusya'dan oluşan G-8 zirvesine bu yıl Türkiye de davet edildi. Başbakan Erdoğan'ın, bu zirveye katılması, Türkiye için son derece önemli ve ilginç bir gelişme. G-8 zirveleri, ABD ile AB'nin önde gelen ülkelerinin, Japonya ve Rusya'nın dünyaya şekil verme operasyonlarında "danışma ortamı" rolü oynuyor. Açıkçası dünyamızın gidişatında, bu bir avuç zengin ve süper ülke söz sahibiler. Buna, "ister sömürülme gözüyle emperyalist oyun, isterse dünyaya istikrar ve barış getirmek için süperlerin yön vermesi" olarak bakılsın, durum değişmiyor. Gerçek bu! Türkiye bu zirveye, ilk defa katılıyor. Yıllar önce G-8 zirvelerinin kararlarının uygulanması için oluşturulan 20 ülkelik genişletilmiş ülkeler kategorisine (D-20) bakan düzeyinde katılması için davet yapıldığında, ülkemizde "bayram havası" estirilmişti. Bu durum, Türkiye'nin ne kadar önemli bir ülke olduğuna gerekçe yapılmıştı. Liderlerimiz, hükümet erkanımız yeri geldikçe bunu övünerek vurgular olmuştu. Şimdi Türkiye, ilk defa bu önemli zirveye, "demokratik ortak" olarak katılıyor. Ama inanılmaz ve anlaşılması zor bir tavırla bazı kesimler bunu şimdi, aşağılayıcı bir gelişme olarak görüyor. Başbakan Erdoğan'ın bu zirveye katılmasını hafife alıyor. Yok ayrım yapıldı, kırmızı halı yerine betonda yürütüldü vb eleştirilerle, katılımın gereksizliği ve önemsizliği konusunda yorumlarda bulunuyorlar. Yani Türkiye ne yapmalıydı? Böylesine önemli bir zirveye davete sırtını mı dönmeliydi? Dünyayı şekillendiren devler masasına oturmak yerine, dışardan gelişmeleri izlemekle mi yetinmeliydi? Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da başlatılan değişime seyirci mi olmalıydı? Türkiye engin tecrübesiyle büyük katkı yapacak Biz maalesef herşeye tersinden bakmaya, hep başkalarının arkasından gitmeye alıştırılmışız. Hep tepki veriyor, herşeye karşı çıkıyoruz. Halbuki sadece komşu ve yan bahçemiz coğrafyalarda değil dünyadaki her gelişmeye, projeler üreterek katkıda bulunacak bir potansiyelimiz, tarihten gelen çok zengin bir tecrübe birikimimiz var. Ama ne hikmetse bunu değerlendiremiyoruz. Kendimizi hep hakir ve küçük görüyor, gelişmeler karşısında daima savunmada kalarak pasif ve izole edilmiş bir duruma girmeyi yeğliyoruz. Fransa Devlet Başkanı Chirac bile G-8 zirvesinde, Türkiye'nin ne kadar önemli bir ülke olduğunu vurgulamak ihtiyacını duydu. Chirac şöyle konuştu: "Türkiye büyük bir ülke. Modernleşme ve liberal ekonomi yönünde önemli ilerlemeler kaydetti. Öte yandan Türkiye, bölgenin büyük bir gücü. Bu nedenle Türkiye'nin girişimde önemli katkıları olacağını düşünüyoruz." Doğrusu da bu! Zaten zirvede yeni oluşturulan Demokrasi Yardım Diyaloğu Mekanizması'nda, Türkiye eşbaşkanlığa getirildi. G-8 Reforma Destek Planı başlığı ile bu mekanizmanın hedefleri şöyle açıklandı: "Büyük Orta Doğu Projesi ve Kuzey Afrika ülkeleri kapsamında oluşturulacak çalışmalarda, sivil toplum kuruluşları ile G-8 ve AB'den kurumların ve bölge hükümetlerinin şeffaf bir işbirliği ortamında bir araya gelmeleri hedeflenmiştir." İsrail'in şiddet politikaları önlenmeli Bu hedefe ulaşmak için yapılacak çalışmalar ise şöyle özetlendi: -Bölgede demokrasi programlarında öğrenilen ders ve bilgilerin koordine edilmesi ve paylaşılması. Her ülkenin kendi özel durumunun dikkate alınması ve projelere yerel olarak sahip çıkılması. -Var olan demokrasi programlarının kuvvetlendirilmesi veya yeni programların başlatılması. -Katılımcılara ortak faaliyet fırsatı sağlanması. -Demokratik kurum ve süreçlerin desteklenmesi. -Bölgede çalışan sivil toplum kuruluşları ve diğer kurumlar arasında alışverişin sağlanması. Başbakan Erdoğan zirve sırasında Türkiye'nin ne gibi katkıda bulunacağını anlatırken, projenin başarıya ulaşması için şu önemli tesbitlerde bulundu: "Değişim ve demokrasi empozesi dışarıdan olmaz. Her ülkenin özel şartları dikkate alınmalı, ülke halklarının katkısı sağlanmalı. İsrail'in şiddet politikaları muhakkak durdurulmalı! " G-8 zirvesi sonuçlarının, sancılı Orta Doğu'ya ve dünyamıza barış getirmede katkıda bulunmasını diliyor; Türkiyemiz'in üstlendiği yeni misyonun, hayırlı ve başarılı olmasını temenni ediyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.