Gül'ün ABD ziyareti

A -
A +

Cumhurbaşkanı Gül gelecek hafta Başkan Bush'un davetlisi olarak Washington'a geliyor. 7-11 Ocak tarihleri arasında gerçekleşecek ziyaret, Türk-Amerikan stratejik ilişkilerinin ivmesini artıracak bir başka ziyaret olarak tarihe geçecek. Gül 8 Ocak'ta, Dışişleri Bakanı Rice'ı kabul edecek. Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra Beyaz Saray'a geçecek. Beyaz Saray'da önce Başkan Yardımcısı Cheney ile biraraya gelecek olan Gül daha sonra, Başkan Bush ile görüşecek. Görüşme, Bush'un şerefine vereceği öğle yemeğinde de devam edecek. Beyaz saray sözcüsü Scott Stanzel yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül'ün bu ziyareti sırasında Başkan Bush ile "Afganistan, Irak ve Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin ele alınacağını; iki ülkeyi ilgilendiren her konunun görüşüleceğini" belirtti. Görüşmede PKK ile ortak mücadeledeki son gelişmeler de konu edilecek. Cumhurbaşkanı Gül'ün Washington ziyareti bu görüşmelerden sonra da sürecek. Gül'ün otelinde Türk ve Amerikan sivil toplum ile düşünce kuruluşları yetkililerini, bazı senatör ve milletvekillerini kabul edecek.. Kanaat önderleri ile akşam yemeğinde buluşacak. Ayrıca Amerikalı işadamları ve Musevi toplumu temsilcileri ile de biraraya gelmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı 9 Ocak'ta New York'a geçecek. New York'ta da Türk ve Amerikan sivil toplum kuruluşu yetkilileri ile iş ve finans dünyasından temsilcileri kabul edecek. 11 Ocak'ta da Türkiye'ye dönmek üzere New York'dan ayrılacak. Önemli ziyaret Cumhurbaşkanı Gül'ün bu ziyareti hem zamanlaması, hem de ele alınacak konular itibariyle büyük önem taşıyor. Daha şimdiden bazıları, küçümseyen değerlendirmeler yapsalar da, Gül'ün bu ziyaretinin ne kadar önemli olduğu ve ne kadar gerekli bir zamanda yapıldığı, sonraları daha iyi anlaşılacak. Bir kere ziyaret, 2008'in hemen başında yapılıyor. Uluslararası gündem çok yoğun. Ayrıca Başkan Bush'un bu ayki ( İsrail, Batı Şeria, Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudia Arabistan ve Mısır'ı kapsayan ) Ortadoğu gezisinin hemen öncesinde gerçekleşiyor bu ziyaret... Başkan Bush ve Gül'ün böyle bir zamanda biraraya gelmeleri, Türkiye'nin artan önemi ve uluslararası arenada bir büyük güç olduğunun açık işaretidir. Ne Ortadoğu'da ve Kafkaslar'da, ne de terörle mücadeleden Avrasya'da işbirliğine kadar yayılan pekçok konuda artık Türkiyesiz politikalar belirlenemeyeceğinin önemli bir göstergesidir. Stratejik ilişkilerin yol haritası Zaten stratejik Türk-Amerikan ilişkilerinin, 2006 Haziran'ında açıklanan "ORTAK VİZYON BELGESİ" ile bir yol haritası çıkarılmıştı. O zaman Dışişleri Bakanı olan Gül ile bayan Rice tarafından, stratejik ilişkilerin kapsamı ve konu başlıkları belirlenmişti. İlişkilerin hangi konuları kapsadığını, iki ülkenin ortak ve örtüşen menfaatlerinin neler olduğunu, ilişkilerin hangi mekanizmalarla işbirliğini artırarak yürüteceğini açıklayan bir referans ortaya konmuştu. (Güvenlikten ekonomiye, küresel ve bölgesel çeşitli konularda geniş işbirliğinden terörle mücadeleye, enerjiden ticarete) örtüşen menfaatler doğrultusunda ortak hareketi hedefleyen Stratejik Ortaklık Vizyon Belgesi, iki ülke arasında yoğun bir temas trafiğini gerektiriyor. Gül'ün bu ziyareti, süren yoğun temas trafiğinin 2008 yılındaki ilk önemli görüşmesi. Ziyaret, iki ülke ilişkilerinin genel bir değerlendirilmesinin yanında, güncellenmesine ve konu önceliklerine de imkan verecek. Başbakan Erdoğan'ın 2 ay önceki Beyaz Saray görüşmesinin hemen ardından yapılan bu ziyaret, Türkiye'nin (askeri-sivili) tüm yönetim birimleriyle bir bütün olduğunun, bir defa daha tescilini sağlayacak. Ayrıca Türk-Amerikan stratejik ilişkilerinin "devletten-devlete" sağlam bir zeminde, uyumlu bir işbirliği ile yürüdüğünü gösterecek. Dolayısı ile 2008'in seçim yılı ve Bush'un yönetimde son yılında olması gibi durumlar, Türk-Amerikan ilişkilerini olumsuz olarak etkilemez. Gelecek yıl Beyaz Saray'da ister Cumhuriyetçi ister Demokrat Parti'den yeni bir başkan olsa da, bu stratejik ilişkiler artan bir ivmeyle gelişerek sürer. Gül'e itibarlı karşılama Türk-Amerikan ilişkilerinde 2007 yılında, PKK ile ortak mücadeledeki yetersizlik, büyük bir problem oluşturuyordu.. Başbakan Erdoğan'ın Kasım ayındaki Beyaz Saray ziyareti, ilişkileri zehirleyen bu konuyu çözdü. Başkan Bush'un PKK'yı ortak düşman niteleyerek, Erdoğan ile PKK'nın bitirilmesi için düğmeye basmayı kararlaştırmaları, ilişkilerin önündeki bu engeli kaldırdı. Zaten Türk-Amerikan ilişkilerini, sadece PKK ile mücadeleden ibaret sanmak, büyük bir yanlıştır. Bu anlayış, uluslararası arenada Türkiye'nin büyük bir güç olduğunu görmeyi engeller. İki ülke arasındaki, çok çeşitli ve kapsamı geniş işbirliğini daha fonksiyelsiz kılar. Bugün Türkiye, kardeş ve dost Pakistan'da, hem muhalefetin hem de iktidarın gözbebeği durumunda. Amerikan aleyhtarlığının zirve yaptığı Arap ve İslam Dünyası'nda da, model görünen itibarlı bir ülke. Hem İran ve Suriye ile, hem de Filistin ve İsrail ile sıkı ilişkileri var. Böyle bir ülkenin stratejik değerini, ABD yönetimi gayet iyi biliyor. Zaten Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Washington ziyaretine bu sebeple Bush yönetimi büyük önem atfediyor. Bunu da, yeni yılın hemen başında ABD'ye yapılacak ziyarete, "çok itibarlı bir ağırlama" göstererek, ortaya koyuyor. Unutmayalaım. Türk-Amerikan stratejik ilişkilerinin ve işbirliğinin daha da gelişmesi sadece iki ülkenin yararına değil! Ayrıca Ortadoğu, Pakistan, Irak ve dünyanın diğer sancılı bölgelerine barış ve huzurun gelmesi için de bir nevi sigorta durumundadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.