Havanda su döverek ticaret artmaz

Türkiye-ABD Ekonomik Ortaklık Komisyonu Toplantısı Ankara'da yapıldı. Başbakan Ecevit'in ABD gezisinin tek 'en önemli kazanımı' olarak günlerdir reklam edilen toplantının sonucu, her zamanki gibi 'temenniler' ve 'vaadler' olarak ortaya çıktı. Yani somut bir sonuç yok! Ama ileriye dönük, bol bol iyi niyet jestlerinin bini bipara; bedava! Üstelik kulağa hoş, ama içi boş tekerlemesi ile, "Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik işbirliği, iki ülke stratejik ortaklığı seviyesine" çıkacak. Cek, cak, cak; falan, filan.. Halbuki Türkiye'nin beklentileri açıktı. Bir kere 5 milyar dolarlık FMS askeri kredi borçlarının ve faizlerinin silinmesini istiyorduk. Ayrıca tekstil ve konfeksiyon ürünlerine uygulanan kotaların artırılması, Nitelikli Endüstri Bölgeleri'nin (QIZ) kurulması, iki ülke arasında Türkiye aleyhine ticaret dengesinin düzeltilmesi, Amerikan sermayesinin Türkiye'de yatırım yapması, Türkiye'ye daha fazla Amerikalı turist gelmesi vb.. isteklerimiz de vardı. Üstelik bunlar bugünün beklentileri de değildi. Yıllardır her Türk-Amerikan heyetleri toplantılarında ve ziyaretlerde dile getirilen hususlardı. Peki ne oldu? Az gittik, uz gittik; bir arpa boyu yol gittik! Liberal Demokratik Parti lideri Besim Tibuk'un toplantıyı değerlendirmesi ise şöyle: "Sonuç tam bir fiyasko! Ölme eşeğim ölme! Şimdi yapılan, hiçbir faydası olamayan oyalamalardır. Bu görüşmelerin başarı şeklinde sunulması ise, tam bir kara mizah örneğidir." KEK'in yeni ismi ortak komisyon Ticaret, böyle komisyon toplantıları ile artar mı? Türkiye olarak yanlışlarımız ve eksikliklerimiz var mı? Yani nerede hata yapıyoruzu hiç düşünüyor muyuz? En başından başlayalım. Yıllardır Ankara ve Washington'da yapılan Karma Ekonomik Kurul (KEK) toplantıları, bu defa isim değiştirdi. Başbakan Ecevit, geçen ayki Washington ziyaretinin ne kadar başarılı geçtiğini vurgularken, ABD Dışişleri sözcüsünün iki paragraflık 'KEK toplantısı yapılacağı' açıklamasını, büyük müjde olarak sundu. Ama müjdede önemli bir yenilik(!) vardı. Yıllardır kullanılan Karma Ekonomik Kurul (KEK) tabiri terkedilmiş, bunun yerine Türkiye-ABD Ekonomik Ortaklık Komisyonu oluşmuştu. 'Ticaretin stratejik ortaklık seviyesine çıkarılacağı' gibi, ne anlamı olduğu bilinmeyen yuvarlak kelimelerle de bu yeni kavram süslenmişti. Artık ticaretimiz artacaktı... Yani bir 'Hayırlı işler diliyoruz.' temennisi eksikti.. Halbuki herhalde 'önemsiz' oldukları için unutulan bazı husular vardı. Çuvaldızı kendimize Mesela Türkiye'deki maliyetlerin yüksekliği ve ABD piyasasında rekabet edememesi gibi.. Yıllardır ağzımıza pelesenk edindiğimiz tekstil ve konfeksiyon kotalarının artışı tekerlemesinde, madalyonun öteki yüzünde yazılı gerçekler gibi.. Yani Türkiye'nın hâlâ 4-5 kalemin dışında, 100'e yakın kotanın yıllardır yarısını bile dolduramaması gibi.. Türkiye'nin AB ile yaptığı Gümrük Birliği Anlaşması'nın, AB dışı ülkelerle 'ayrı ve farklı' ikili anlaşmalar yapmaya imkan tanımaması gibi.. Ecevit'in sadece geçen ayki değil, Clinton döneminde Washington'ı ziyaretinde de dile getirdiği Nitelikli Endüstri Bölgeleri'nin kurulması, AB'ye rağmen nasıl geçekleşecek? Açıklayan yok! Yabancı sermayeyi Türkiye'ye getirecek siyasi ve ekonomik istikrarı acaba ne zaman yakalayacağız? Bir türlü beceremediğimiz özelleştirmeye, yabancı sermaye önündeki engelleri kaldırmaya, Türk ekonomisini dış rekabete hazır hale getirmeye ne zaman başlıyoruz? Soruları uzatmak mümkün. Komisyon toplantılarını parlak sözcüklerle havalandırmak yerine gerçeklere bakmak, çuvaldızı kendimize batırarak eksiklerimizi gidermek yoluna girmek daha akılcı değil mi? Yoksa daha çooook KEK pardon Ortak Ekonomi Komisyonu veya bilmem ne toplantıları yapar, havanda su döğmeyi sürdürürüz. Tabii bu arada atı alan Üsküdar'ı geçer. Ticaretimiz de komisyon toplantılarında konuşula konuşula, kahvehane sohbetlerine dönüşür. İhracatımızı, işsizler ordusunun tabii tedavi merkezleri haline gelen kıraathanelerde patlatırız. Neyse, pişmiş aşa daha fazla su katmayalım. Türkiye-ABD Ekonomik Komisyon toplantısı hayırlı uğurlu olsun... Bir sonraki komisyon toplantısına kadar, hayırlı (uykular) işler...