Ekonomik kriz ve Türkiye'deki sancılı değişim, başka ülkelere doğru umut arayışlarını hızlandırdı. Milyonlarca Türk, kapağı yurt dışına atmanın yolunu arıyor. Mesela sadece Amerika'ya gelmek için milyonlarca kişinin vize müracaatının olduğu açıklandı. Ayrıca bu yıl ekim ayında başvurusu yapılması gereken, (ABD'de yasal oturma ve çalışma hakkı sağlayan) green card-yeşil kart kurasına katılımın ise, 3 milyona yaklaşacağı tahmin ediliyor. İnsanın standardını yükseltmek istemesi, daha iyi şartlarda ve ortamlarda yaşamak arzusu en tabii hakkı. Özelllikle krizle birlikte Türkiye'den Amerika'ya yönelmenin artması, bu bakkımdan normal sayılmalı. Ayrıca bugüne kadar Türkiye'den gençlerin ve imkanı olanların ABD'de yüksek tahsil yapmalarını teşvik eden bir çok yazı yazdım. Hâlâ da aynı kanaati taşıyorum. Ancak ABD'ye gelmek, burada okumak ya da çalışmak isteyenler için unutulmaması gereken en önemli nokta, bütün bunların yasal ve meşru bir statü içinde yapılması gerektiğidir. Aksine yollara sapmak, hem büyük zorlukları ve riskleri olan bir macera, hem de çok yanlış bir iştir. Amerika'ya kapağı atmak kolay değil Umuda doğru yolculuklarda bütün ülkelerdeki insanların ilk tercihleri genelde Amerika oluyor. Yani Amerika rüyası, Amerikan hülyası, müthiş bir cazibe merkezi... Ama madalyonun bir de öbür yüzü var. Amerika'ya kapağı atmak hiç de kolay değil. ABD'ye turist olarak gelmek için vize alabilmek bile, bir mesele.. Hele hele ABD'de yasal olarak oturma izni ve çalışma izni elde etmek, çok az kişiye tanınan bir imkan.. ABD'nin dış temsilciliklerinin ilk görevi, Amerika'ya doğru 'göçmen akımının' hızını kesmek; hatta mümkün olabildiğince bunu önlemek.. Bu da ABD'ye yasal yollardan gelmeyi giderek zorlaştırıyor. Halbuki Amerika hülyasına talep bütün dünyada roket hızıyla artmaya devam ediyor. Bunun sonucu umuda yolculukta insanların büyük bölümü haliyle yasa dışı yollardan ABD'ye gelmenin yollarını aramaya başlıyor. Çirkin bir umut istismarı ve ticareti başlıyor. Geçenlerde Wall Street Journal gazetesinde bir haber vardı. Yapılan bir araştırma, ABD'de 10 milyona yakın kaçak ya da yasa dışı göçmen olduğunu ortaya çıkarmış. Bu sayının giderek artma eğilimi, hem Amerikan kamuoyunda hem de Amerikan yönetiminde büyük bir endişe kaynağı.. Amerikan ekonomisindeki durgunluğa ve işsizliğin artmasına bir de bu kaçak göçmen sorunu eklenince, birçok insan o meşhur Amerikan hülyasının sonunun geldiğini düşünüyor. Hatta yakın bir gelecekte Amerika'daki refah ve mutluluğun uçup gideceğini ciddi ciddi söyleyen, felaket tellalları da var. Bu yüzden Başkan Bush'un öncelikle ülkede kaçak yaşayan Meksikalılar'a ve diğer yabancılara yasal oturma ve çalışma izni verme planına, her geçen gün tepkiler artıyor. ABD'de yaşamanın bedeli Öte yandan, kulaktan dolma bilgilerle ABD'de haftada 300-400 dolar (420-450 milyon TL) kazanılabileceği sanılıyor. Halbuki eline hesap makinesini alıp böyle yanlış hesap yapanların atladıkları birçok nokta var. Evet, haftada bu parayı yapanlar olduğu doğrudur. Ama bunlar çok zor şartlardaki kaçaklardır. Yaptıkları işler ağır, çalışmaları da yasal olmadığı için hep korku içindedirler. Hayal ettikleri bu durumu elde edenlerin tamamına yakını, kahreden bir düş kırıklığı yaşarlar. Ne tavsiye edilecek, ne de imrenilecek bir durumdur! ABD'de asgari ücret aylık 1200 doların altında, vergiden muaf alt gelir sınırı ayda 2000 dolardır. New York, Washington gibi doğu yakasında ve nüfus yoğunluğunun kalabalık olduğu bölgelerde tek göz odanın kirası 800-1200 dolar, aylık metro ve otobüs ücreti 150-200 dolar, bir günlük oto park ücreti 10-15 dolar, bir öğün yemek en ucuzu 7-10 dolar, bir kişinin aylık sağlık sigortası asgari 150-200 dolar, bir yıl için sadece üniversite ücreti 8-30 bin dolar, bir depo benzin asgari 20-30 dolardır. İki kişilik bir ailenin burada normalin biraz altında ve fedakarlık yaparak yaşayabilmesi için, asgari ayda 3-4 bin dolarlık bir geliri olması gerekir. Yani dolar hesabı, buradaki yaşama standartlarını ve harcamaları da göz önünde tutarak yapılmalıdır. Bu pazar, bu kadar. Bu konuya sonraki yazılarımızda tekrar değineceğiz. Ver elini Amerika demeden dikkate alınması gereken hususları sizlerle paylaşmayı sürdüreceğiz...