İran'ın kurtlarla dans diplomasisi

A -
A +

Yeni yılda dünyanın başını ağrıtan konuların başını İran çekiyor. Zaten son zamanlarda yapılan bütün değerlendirmeler ve tahminlerde 2006'nın en önemli riskinin İran olacağı vurgulanıyordu. İran'ın, "nükleer teknolojiyi silahlanmada mı, yoksa enerji maksatlı mı kullanacağı" hususu, herkesin bir ucundan bulaştığı bir konu. ABD'den Çin'e, Avrupa Birliği'nden İsrail'e, Rusya'dan Avustralya'ya uzanan devler mücadelesi ve diplomatik hamleler bütün hızıyla sürüyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) 2 Şubat'ta İran konusunu görüşmek için olağanüstü toplanıyor. Toplantı öncesinde tarafların sert açıklamaları, gerilimi tırmandırır görünse de, İran konusu, hızla çözüme ve uzlaşmaya doğru gidiyor. 2006'nın bu tehlikeli gelişmesinin, hem İran'ı hem de ABD'yi tatmin edecek şekilde "dondurulması" muhtemel görünüyor. Diplomatik hamleler artarak sürecek İran'ın nükleer teknolojiyi edinme çabalarını önlemek mümkün değil. İran, er ya da geç, nükleer silah yapacak konuma gelecektir. Ne ABD'nin ve ne de İsrail'in, bunu önlemek için askeri bir müdahalede bulunmaları çok zayıf ihtimaldir. Dolayısı ile bu tehlikeli didişmenin, diplomatik alanda bütün hızıyla süreceğini, ama Irak'ta olduğu gibi sıcak ve fiili bir çatışmaya, ya da kaosa dönüşmeyeceğini tahmin ediyoruz. Bu iyimserliğimizin sebepleri var. Bir kere ABD Irak'a, uluslararası kamuoyuna sırtını dönerek tek başına müdahalede bulundu. Ancak ABD'nin bugün Irak'ta geldiği durum, stratejik hedeflerini sağlamış olsa da, maddi ve manevi büyük bir bedel ödemesini gerektirdi. Ayrıca Irak'a müdahalenin bütçesine getirdiği ağır yükün dışında, hem içerde hem de dışarda ABD, büyük itibar kaybına uğradı. Amerikan aleyhtarlığı bütün dünyada tırmanırken, tek yanlı müdahale ABD'yi dost ve müttefikleri nezdinde dahi sorgulanır duruma getirdi. Stratejiler savaşı ve ABD'nin yalnızlıktan sıyrılma testi Yeni yılda ABD, büyük bir diplomatik strateji başlattı. Dünyada güven tazelemeye ve -tek yanlı değil- birlikte hareket etmeye yönelik bir yeni stratejiyi uygulamaya çalışıyor. Uluslararası camiayı daha fazla dikkate alıyor. Birleşmiş Milletler gibi zedelenmiş kurumları, diplomatik alanda daha ön plana çıkarma gayreti içinde. Irak'taki meşruiyet tartışmalarının yolaçtığı erozyonu giderme çabasında. Uluslararası kamuoylarınına yönelik etkili ve kapsamlı tanıtım-bilgilendirme kampanyalarına girişiyor. Dış politikasında, halk diplomasisine daha öncelik vermiş bir durumda. Dolayısı ile böyle bir atmosferde ABD'nin İran'a karşı güç kullanması, en son ve zayıf bir seçenek olarak görünüyor. Zaten Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin veto yetkisine sahip 5 daimi üyesi ve Almanya, İran'dan nükleer programını durdurmasını ve müzakerelere tekrar dönmesini istedi. Bize göre İran, UAEK ile işbirliğini tekrar canlandıracaktır. Mühürlerini sökerek başladığını ilan ettiği nükleer faaliyetlerini yeni bir uzlaşma ile durduracaktır. Böylece konunun dondurulması ve her tarafı tatmin eden bir geçici çözüme ulaşılması büyük ihtimal dahilindedir. Tarihten gelen büyük birikimi ve etkili bir dış politika geleneği olan İran'ın, kurtlarla dans diplomasisini, dünyayı yaralamadan sürdüreceğine ve son anda gerekli hamleleri doğru yapacağına inanıyoruz. Öte yandan İran konusunun, uluslararası camianın nasıl birlikte hareket edeceğinin sınırlarını belirleyen bir "test" özelliği var. Bunun dışına taşılması, dünyayı büyük bir enerji darboğazına götürecek kriz ve kaos ortamına sürüklenmesi mümkün görünmüyor. Sert söylemlerin ve karamsar senaryoların, birer "diplomatik hamle" olarak kalacağını umuyoruz. Türkiye'nin bugüne kadar gösterdiği dirayetli yaklaşımın, uluslararası kamuoyu ile birlikte hareket etme politikalarının ve stratejik müttefiği ABD ile verimli işbirliğinin problemsiz süreceğine inanıyoruz..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.