Krizden dünya vatandaşı olarak çıkmak

İçinde bulunduğumuz krizi bir fırsat olarak görenler de var. Mesela bu akşam Washington'da Türk-Amerikan İş Konseyi (ATC-DEİK) konferansı resepsiyonuna katılacak ve yarın da IMF, Dünya Bankası başkanları ile biraraya geldikten sonra, ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill ile de görüşecek olan ekonomiden sorumlu devlet bakanı Kemal Derviş, bu görüşte olanlardan birisi. Derviş, 'krizlerin olağanüstü çözüm ve toparlanma fırsatlarını da beraberinde getirdiğini' her fırsatta, bıkmadan usanmadan tekrarlayıp duruyor. Bize göre de çok iyi yapıyor. Zira gün, etrafa pozitif enerji yayma zamanı.. "İnsanlara azıcık 'moral', azıcık 'umut' vereceksen, konuş! Yok felaket tellallığı yapacak ve baykuş gibi öteceksen, kes sesini de, zararın olmasın!" denecek günlerdeyiz. Clinton ve Amerikan ruhu Geçenlerde Washington Mektubu'nda krize Başkan Clinton usulü çözümü anlatırken, bu hususa, yani pozitif enerji yayarak başarıya ulaşmaya değinmiştim. Gerçekten Başkan Clinton, 1993 yılının 20 Ocak'ında Oval Ofis'te görevi teslim aldığında, durgun olan ekonomiyi şaha kaldırmak için 'Amerikan ruhunu' uyandırmayı, bu pozitif enerjisiyle başarmıştı. Yani Clinton da felaket tellallığı yerine, durgunluk ve krizleri bir 'değişim', bir 'yenilenme' fırsatı olarak görmüştü. Amerikan sermayesini ve Amerikan müteşebbislerini, 'Amerika dışında en uygun ortamlarda üretim yapmaya ve ürettiklerini en ucuz fiyatlarla Amerikan halkına getirmeye' teşvik etmişti. Böylece global ekonomide Amerikan sermayesini ve müteşebbis gücünü, lokomotif bir unsur yapmaya muvaffak olmuştu. Biz niye bu dünya başarısını kendimize örnek almayalım ki?.. Bunu yapabilecek imkanlarımız bulunuyor. Zira Türkiyemizin en önemli iki kaynağı, müteşebbislik ruhu ve genç nüfusudur. Dolayısı ile bu iki değerli kaynağımızı, dünya pazarlarına yönlendirmeye çalışmak, krizden güçlenerek çıkabilmenin yollarından birisini bulmak demektir. Mecelle kaidesi-Ticaret evrenseldir Ahmet Cevdet Paşa'nın ünlü Mecellesi'ndeki temel kaidelerden birisi de, ticaretin evrenselliğidir. Yani her din ve milletten insanlar, birbirleriyle ticaret yapabilirler. Bunun önünde dini bir engel yoktur. Her insanın tabii ki bir kimliği, değerleri, vatanı, kültürü olacaktır. Ama bunları, illa şu sınırlar içindeki coğrafyada ancak korursun demek, hem çağdışı kalmak, hem de insanın içindeki muazzam enerjiye ve müteşebbislik ruhuna gem vurmaya çalışmaktır. Mesela ABD Amerikan ruhuna gem vurmadığı için, yani 64 ülkeden gelmiş insanları önce 'Amerikalı' yapabildiği ve sonra da bunlara uygun, adil, eşit global bir ortam sağladığı için, bugün süper bir ülkedir, uluslararası ticareti yönlendirebilmektedir. Zaten sermaye, ticaret ve işadamlığı, sınır tanımaz. Bunların kendine has 'uluslararası kuralları' vardır. Bunu görebilen 162 ülke bugün biraraya gelmişler ve Dünya Ticaret Örgütü'nü (WTO) kurmuşlardır. Dahası ülkelerinin ticaret ve iş kurallarını, WTO'nun kurallarına uydurmaya çalışmaktadırlar. Türkiye de Dünya Ticaret Örgütü'ne üyedir. Bu üyeliğimizin lafta ve kağıt üzerinde kalmadığının bir başka göstergesi, yurt dışında iş yapmayı beceren insan sayımızdır. Global düşünmek dünya vatandaşı olmak Türkiye'de bunalan esnaf, KOBİ ve işadamlarımızın enerjilerini ve müteşebbislik ruhlarını, sınırlarımızın ötesine taşımayı denemeleri için, içinde bulunduğumuz kriz hakikaten iyi bir fırsat olabilir. Paramız azsa, az! Yoksa, yok! Ama en kıymetli sermaye zamandır, gençliktir, müteşebbislik ruhudur! Bunlar ise Türkiye'de boldur. İş bilenin, kılıç kuşananın! Ey, Anadolu çocukları! Adriyatik'ten Çin Seddi'ne, Pasifik'ten Atlantik ötelerine uzanmaya, Okyanuslar'ı aşmayı denemeye var mısınız? Varsanız, ticarette dünya vatandaşı olmak ve global düşünmek bugün, hem çağdaşlığın bir gereği, hem de uluslararası başarının ilk şartıdır. Ayrıca yerli malı, pahalı üretilen değil, en ucuza maledilendir. İhracat, rekabetsiz malı satmaya uğraşmak değil, 'en uygun malı nereden alır, nerede üretir ve en kârlı nerelere satabilirim' arayışıdır. Türk müteşebbislik ruhu ve Türk gençliğinin enerjisi bu arayışı başaracak potansiyeldedir. Anadolu çocuklarının en önemli sermayeleri, kendileridir! Global ticarete yelken açanlara, Türkün gücünü uluslararası iş yaparak gösteren 'dünya vatandaşlarımıza' uğurlar ola. Kolay gelsin.. Bereketli olsun... ......