Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlığı görevine getirilen Kemal Derviş adeta 'kurtarıcı' ilan edilince çok faydalı oldu. Kriz sonrasının şaşırmış ve feryad eden Türkiye'si, 'kurtarıcısını' bulunca, birden rahatlayıverdi.. Bu rahatlıkla önce uzun bir bayram tatiline girdi. Ardından da, yarın Türkiye'de olacak Kemal Derviş'in bavulunda(!) Amerika'dan getireceği milyar dolarlar (!) beklentisinin sevincini yaşamaya başladı. Öylesine bir beklenti ki keyiften, dolar-toto oynayanlar bile oldu. Önce Başbakan Ecevit sevinçle "Kemal Derviş'in Amerika'dan gelişini 'umutla' beklediğini" duyurdu. Sonra gazeteler, televizyonlar, "25 milyar dolar yetmez! 40 milyar dolardan aşağısını Kabul etmeyiz!" anonsları ve haberleri ile doldu. Haber ve yorumlarda her saat başı çıta yükseldikçe yükseldi.. Tabii bu keyifli beklenti sadece gelecek milyar dolarların (!) hışırtısıyla ve gelecek paranın miktarını tartışarak tezahür etmedi. Ayrıca uzun bayram süresince 'Uluslararası Para Fonu IMF'nin ne kadar çağdışı olduğunu da sayın Başbakan'ın ağzından öğreniverdi Türkiye.. Başta Fazilet Partisi'nin pek muhterem yetkilileri olmak üzere 'kahrolsun IMF!' tepkileri muhalefeti ve muvafıkı ile bir anda sarıverdi Türkiye'yi.. Hem krize 'hain IMF'nin sebep olduğu öğrenilmiş, yani krizin sorumlusu ortaya çıkmış; hem de Türkiye'yi bu krizden kurtaracak kişi jet hızıyla bulunmuştu. Üstelik kurtarıcı Kemal Derviş, bayram mayram dinlememiş Washington'a paraları (bulmaya değil) almaya gitmişti. Millet mahmur mahmur tatilden dönüp, dükkan ve tezgahlarını açtığında, Kemal Derviş de milyar dolarlarla Washington'dan Turkiye'ye geri gelmiş olacaktı.. Yani umutlu, keyifli, muhteşem bir iyimserlik hakim şu sıralar Türkiye'de.. Açıkçası keyifler pek gıcır.. Aman Allah bozmasın.. Krizin bu muhteşem faydası hepimize kutlu ve mutlu olsun.. Kurtarıcı ABD Hazine Bakanlığı'na gelince Türkiye'de vaziyetler böylesine şen ve umutlu seyrederken, kurtarıcı Kemal Derviş'in topu topu 2 işgünlük Washington temasları koşturmaca içinde geçiverdi. İşte size bu koşturmacadan ve kurtarıcının Washington temaslarından bazı ilginç anlar: Yer: ABD Hazine Bakanlığı'nın 15. Cadde kapısı. Günlerden Perşembe. İHA ve NTV'nin kameramanları ile AA'dan Deniz Enginsoy, Hürriyet için fotoğraf çeken Mehmet Biber, NTV'den Ümit Enginsoy ve bendeniz ABD Hazine Bakanlığı kapısında Kemal Derviş'i bekliyoruz. ABD Hazine Bakanlığı, iki bakanın görüşmesini içeride görüntülemeye izin vermediler. Kapı önünde mecburen beklememizin sebebi bu! Beyaz Saray'ın bir blok kenarından geçen 15. Cadde, çok işlek. Tesadüf bu ya Hazine Bakanlığı'nın bu caddeye bakan giriş kapısı hizasında trafik ışıkları var. Kırmızı yanınca, bütün araçlar duruyor. Bu arada sıkça geçen metro otobüslerinden birisi de muhakkak duran araç konvoyunda oluyor. Yüksek sesle 'Arkadaşlar, dikklatli olalım. Kemal Derviş Metro Otobüsü ile de gelebilir. Malum hem 23 sene Washington'da yaşamanın alışkanlığı hem de Türkiye şu sıralar mecburi tasarruf içinde olduğundan, makam aracına-limozine falan binmez. Atlar otobüse gelir. Aman atlamayalım. Kaçırmayalım." diyorum. Biz gülüşürken, kaldırıma TC Washington Büyükelçiliği'nin 2 arabası yaklaşıyor. Öndeki arabayı kameralar ve fotoğraf makineleri ile görüntülemeye çalışırken, pencere aralanıyor. Kemal Derviş ve Büyükelçi Baki İlkin görülüyor. Büyükelçi İlkin pencereden, "Çocuklar bu kapıdan değil, yandaki parkın içinden gireceğiz" deyince, hadi bir koşturmaca başlıyor. Neyse nefes nefese kalsak da, arabayı kapıdan girmeden yakalıyoruz. Kemal Derviş pencereyi açarak el sallıyor. Araba içinde el sallayan kurtarıcı bakan görüntüsünü ne yapalım? Bize ABD Bakanlığı'nı arkasına almış Kemal Derviş görüntüsü lazım! Can havliyle hareket halindeki arabanın önüne atlıyorum. 'Sayın bakanım! Araba içinde görüntü olmaz. Lütfen aşağıya inseniz ve Hazine Bakanlığı'nı arkanıza alsanız da bir fotoğraf çeksek. Gazeteler ancak böyle fotoğraf istiyorlar. Zaten basında kriz var. İşten atılma bir an meselesi. Ne olur ekmek paramızın kesilmesinin manisi ve sebebi bari siz olmayın!" diye bağırıyorum. Kemal Derviş, merhametli imiş. Arabadan iniyor. Arkasını ABD Hazine Bakanlığı'na yaslanmış vaziyette görüntülememize imkan sağlıyor. Açıkçası, bizi kurtarıyor. Eh, kurtarıcıya da böylesi yakışır. Biz şimdilik kurtulduk, bakalım Kurtarıcı Kemal Derviş, Türkiye'yi de kurtarabilecek mi? Hele hele yarın Türkiye'de bavulundan 25-40 milyar dolar yerine ABD'nin, IMF ve Dünya Bankası'nın destekleyeceği programın nasıl olması gerektiği bilgileri çıkarsa.. Veee, "Bunlarla Türkiye kurtulmaz. Bize program değil, para lazım. Ey kurtarıcı, yeşil yeşil dolarlar nerede?" denirse... İşte o zaman kurtarıcının vay haline... Allah böyle durumlara düşmekten Kemal Derviş'i ve muhtemel tüm kurtarıcı adaylarını kurtarsın... ........ Tel: 1.202.737.7508 Faks: 1.202.737.7509