ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Richard Myers, Türkiye'ye övgüler yağdırdı. Türk-Amerikan İş Konseyi'nin (ATC-DEIK) 23. yıllık olağan toplantısı münasebetiyle geçtiğimiz salı akşamı verilen yemekte konuşan Myers, "Türkiye ve ABD'nin daha fazla işbirliği yapmasına ihtiyaç var!" dedi. Myers'in Türkler'le dolu salonda ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile toplantı için gelen Türk askeri ve sivil yetkililerin huzurunda yaptığı bu övgü dolu konuşma, hem zamanlaması, hem de içeriği bakımından çok ilginçti. Irak'ta ABD'nin işinin giderek zorlaştığı ve hatta Amerikan medyasında "Irak'a Türk askeri gündemde" seslerinin yükseldiği bir ortamda yapılıyordu bu konuşma.. Üstelik övgü doluydu ve Türklük gururunu okşuyordu.. Daha birlikte yapacak çok işimiz var Myers Türk-Amerikan ilişkilerinin geçmişini parlak cümlelerle anlatırken, artık Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la özdeşleşen, "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısının sözlerini ve nağmelerini hatırlatıyordu. Yeni tehditler karşısında Türk-Amerikan ittifakının, hiç bu derece önem kazanmadığını özellikle vurgulayan Org. Myers, "Daha birlikte yapacak çok işimiz var!" dedi. Türkçemiz'de güzel bir deyiş vardır. "Düğün değil, bayram değil! Eniştem beni, niye öptü?" denir. ABD Genelkurmay Başkanı'nın Türkiye'ye karşı böylesine iltifatkar konuşması, bu deyişi hatırlattı. Zaten Myers konuşmasında Türk-Amerikan ilişkilerini, "evliliğe" benzetti ve "aynen bir evlilikte olduğu gibi, bu ilişkinin sürüdürülmesi için çaba gerekir" dedi. Myers Türk-Amerikan ilişkilerini anlatırken Türkiye için, "gerçek dost", "ticaret ortağı", "değerli müttefik" sözcüklerini kullandı. Günümüzdeki stratejik ortamın, eski Sovyetler Birliği döneminden çok farklı olduğuna dikkati çekti. Türkiye ve ABD'nin hem ikili, hem de NATO düzeyinde çok iyi ilişkileri olduğunu belirten Myers, "iki ülke arasında daha fazla işbirliği, iletişim ve bilgi (istihbarat) alışverişi olması gerektiğinin" de altını çizdi. Powell'ın gafını düzeltti ABD Genelkurmay Başkanı'nın bu yılki ATC-DEIK toplantısına şeref konuğu ve konuşmacısı olarak katılması, ABD yönetiminin Türkiye konusunda çok dikkatli ve hassas olduğuna da iyi bir gösterge teşkil ediyor. Gerçekten artık Washington'da da eleştiri oklarına hedef olan ve giderek gözden düşen Savunma Bakanı Rumsfeld, yardımcısı Wolfowitz gibi şahinler yerine, "itibarlı" bir askerin konuşmacı olarak seçilmesi, doğru ve yerinde bir tercihdi! Dışişleri Bakanı Powell'ın bilgisiz danışmanının yazdığı metinden esinlenerek Türkiye için "İslam Cumhuriyeti" sözcüğünü kullanması, büyük bir gerilim doğurmuştu. Gerçi Powell sözlerini düzeltti ve özür diledi. Ama Org. Myers, Türkiye'ye övgü dolu konuşması ve "Türkiye laik, demokratik bir ülkedir!" sözcüklerini vurgulaması ile, gönül almasını da bildi. Powell'ın gafını da düzellti. Ayrıca "PKK-KADEK'in terör örgütü olduğunun ve Kuzey Irak'ta faaliyetine asla izin verilmeyeceğinin" altını çizmesi de, büyük memnuniyet uyandırdı. Terörizm tehdidinin belli sınırları bulunmadığını özellikle vurgulayan Myers, "Artık her yer bir ön cephe. Hepimiz Washington'da, New York'ta, İstanbul'da, Madrid'te ve Özbekistan'da bu savaşın ön saflarındayız!" şeklinde konuştu. Türkiye, Org. Myers'in söylediklerinden fazla da övgüyü hak ediyor. Ancak bu konuşma üzerinde, zamanlaması itibarıyla, daha çok yorumlar yapılacağa benziyor. Zira Irak'ta Türkiye ile ABD'nin, Türk askeri gönderme dahil, daha sıkı işbirliği yapma zarureti giderek artıyor. Ama ABD hâlâ "ben yaparım olur!" dayatması ile mi hareket edecek? Yoksa değer verdiği Türkiye gibi müttefiklerini daha iyi dinleyerek mi tavrını belirleyecek? İşte bütün mesele bu! Bekleyelim, görelim..