Obama'nın Türkiye şansı
ABD'nin yeni başkanı Barack Obama bütün dünyada bir beklenti oluşturdu. Bush döneminin baskıcı, tek yanlı ve çifte standartlı politikaları sebebiyle ABD yalnızlaştı. Amerikan aleyhtarlığı her yerde dozunu artırdı. Şimdi bütün dünya Obama'ya bir kredi veriyor. ABD'nin bozulan imajını tamir etmekte Obama'nın bu krediyi ve şansı iyi kullanmasını umuyor. Ama bunun için ABD'nin her şeyden önce müttefiklerini daha fazla dinleyeceği yeni bir dönemi başlatabilmeli Obama. İşte bu noktada, Türkiye gibi değerli bir müttefik ve stratejik ortak, daha önemli hale geliyor. Başkan Obama'nın Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'ı telefonla arayarak ayrı ayrı görüşmesi ve iki ülke ilişkilerini daha da güçlendirme dileğinde bulunması olumlu ve önemli bir gelişme. Ancak Obama bundan fazlasını yapmalı. Kurumsallaşmış ve stratejik ortaklık tabanına oturmuş Türk-Amerikan ilişkilerini daha da güçlendirmek için en kısa sürede Türkiye'ye üst düzey bir ziyaret gereklidir. Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın veya bizzat Başkan Obama'nın yakın bir zamanda yapacakları Ankara ziyareti, iş birliğinin ivmesini fevkalade artıracaktır. Ayrıca Türk-Amerikan ilişkilerine üçüncü ülkelerin ve Türkiye karşıtı lobilerin ipotek koyma endişelerini ortadan kaldıracaktır. Daha fonksiyonel bir güven ortamı oluşturacaktır. Türkiye hem bölgesel bir güç hem de İslam dünyasında yıldızı parlayan çok itibarlı bir ülkedir. Tutarlı, adil ve dinamik dış politikaları ile bugün Türkiye, bölgesel ve küresel krizlerde en uzlaşılır formülleri hayata geçirecek konumdadır. Böyle bir Türkiye, ABD ve Batı için büyük şanstır. Obama'nın, Cumhurbaşkanı Gül ile olan görüşmesinde "Türkiye'nin bölgesel konularda gösterdiği liderliği takdir ettiklerini vurgulaması", sadece bir durum tesbiti ve nezaket gösterisi olarak kalmamalıdır. Başkan Obama bu önemli gücü dünya barışı ve ABD'nin bozulan imajını tamir için "fırsata" dönüştürebilmelidir. Washington'da birçok Türkiye uzmanı, Obama'nın bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bakalım Obama bu önemli fırsatı ne kadar değerlendirebilecek? Bekleyelim, görelim.