Yılın sonuna yaklaştık. 2006 krizlerle ve acılarla dolu bir yıl oldu. Maalesef yine dünyanın büyük bölümü sıkıntılarla yaşadı. Böyle bir yılın son ayına girerken global hareketlenme ve diplomaside de olağanüstü bir trafik başladı. Letonya'daki NATO zirvesi, dünyanın gelecek 10-20 yılında, uluslararası hareketlenmenin yol haritasını çizdi. Orta Doğu'dan Afrika'ya, Afganistan'dan Kafkaslar'a , Balkanlar'a ve Avrupa'ya uzanan geniş coğrafyada, NATO giderek daha etkili olacak bir yapıya dönüşüyor. NATO artık sadece soğuk savaş döneminin Transatlantiği'ni savunan bir güç değil! Giderek, Birleşmiş Milletler'in ve Güvenlik Konseyi'nin kararlarını da uygulayan aktif bir askerî güç haline geliyor. Hatta fonksiyonelsiz kaldığı ve Güvenlik Konseyi'nin veto krizleri sebebiyle kitlendiği durumlarda, fiilen BM gücü olarak devreye girebileceği aktif bir yapılanmaya bürünüyor. NATO küreselleşiyor Şu anda 26 üyeye ulaşan ittifakın, hâlâ genişlemeye doymaması, bunun açık işareti. "Acil Müdahale Gücü'nün oluşturulması, bunun operasyonel hale getirilmesi" çok önemli bir gelişme. NATO da küreselleşiyor. NATO, dünyanın her köşesine uzun süreler için olağanüstü kuvvetler gönderme yeteneğine sahip olacak yeni bir yapılanmaya doğru gidiyor. Bunun için NATO Riga zirvesi, tehdit analizlerinin en başına "teröre karşı ortak mücadeleyi" yerleştirdi. "İstikrarsız bazı ülkeler", "bölgesel çatışma ve krizler", "konvansiyonel silahların yayılması" gibi hususlar da, NATO'nun yeni tehdit unsurlarını oluşturuyor. NATO'nun bu tehditlere karşı nükleer ve konvansiyonel silahlarla donatılması gereği, Acil Müdahale Gücü'nün fonksiyonel ve operasyonel hale getirilmesi kararı, gelecek yılların değişim ve eylem planının temel kriterlerini veriyor. Türkiye'nin artan önemi Türkiye, NATO'nun kilit ülkesi. ABD'den sonra İttifak'ın en büyük ikinci ordusuna sahip. Sadece TransAtlantik ilişkilerde değil, Asya ve Avrupa arasında da köprü konumunda. Orta Doğu'nun ve Kafkaslar'ın, enerji yollarının dünyaya açılış ve erişim kapısı. Türkiye bu stratejik konumu itibariyle, değişen NATO'nun da en değerli ülkesi durumunda. Her geçen gün önemi ve etkisi daha da artıyor. Riga zirvesinde Türkiye, NATO'ya askerî destek ve katkılarını artırma kararını açıkladı. Türkiye'nin 300 asker ve helikopter birlikleri desteği, NATO'nun Acil Müdahale Gücü'nü "tam olarak devreye sokmasını" sağlıyor! Ayrıca İttifak'ın 2 üyesi İspanya ve Türkiye'nin eşbaşkanlık yaptığı medeniyetlerarası diyalog çalışmalarının öneminin NATO sonuç bildirisine girmesi, Türkiye'nin NATO'ya olan katkılarının ne denli çeşitli ve önemli olabileceğinin de göstergesi. Afganistan'daki NATO misyonu, yakın bir gelecekte Irak'a doğru genişleyecek. ABD KONGRESİ'nde oluşturulan partilerüstü Irak Çalışma Grubu'nun (Baker-Hamilton Komisyonu'nun) gelecek çarşamba günü Başkan Bush'a vereceği rapor, ABD'nin Irak politikalarını da, oradaki varlığını da değiştireceğe benziyor. Bundan dolayı Irak'ta da, NATO misyonunun giderek artacağı yeni bir dönemin eşiğindeyiz. NATO'dan Papa'ya muhteşem Türkiye NATO'daki bu tarihi zirve ve hareketlenme sırasında, bir başka önemli global etkinlik de, Papa'nın Türkiye ziyareti oldu. Daha önce Müslümanları inciten yakışıksız sözler sarfeden ve Türkiye Müslüman olduğu için Avrupa Birliği'ne alınmasın diye Papa, ülkemize geldiğinde tutum değiştirdi. "İslamiyet'i öven, dinlerarası diyalog ve hoşgörü çağrıları yapan, Türkiye'nin AB'ye üye olmasını destekleyen bir tavır takındı. Papa'nın bu yeni ve olumlu tavrı, önce Avrupa Birliği'ne, oradan da tüm dünyaya, "Türkiye'nin ne kadar önemli ve değerli olduğunun" ruhani mesajıydı. Bu mesaj özellikle AB içinde dikkate alınacak. Rum şımarıklığının oyuncağı haline gelmekle Türkiye'yi inciten AB'nin, giderek Türkiye'ye yaptığı densizlikleri azaltması ve hatta yeni bir tamir dönemi başlatması hiç de sürpriz sayılmamalı. Fin Başbakanı'nın bugün Türkiye'de yapacağı temasların bu yeni dönemin başlamasına fırsat sağlayacağını, AB Komisyonunun bazı müzakere başlıklarını askıya alma kararının yumuşayacağını umuyoruz. İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mücahid Ören'in Riga'da NATO Genç Liderler Oturumunda yaptığı konuşmadaki "Türkiye için NATO neyse, AB için de odur!" vurgusunun, tersi de çok doğru. Yani "Türkiye, NATO için olduğu kadar, AB için de öyle çok önemli ve değerli!" Bazı sahibinin sesi darbe kışkırtıcılarına rağmen Türkiye'nin Washington'dan görünüşü, gerçekten heyecan verici.. Dileriz bu muhteşem görünüşün getirileri bir gün onları da aydınlatır!