"Ruhlar savaşı"nda Pakistan önde

A -
A +

Pakistan Devlet Başkanı Müşerref'in hafta boyu Washington ziyareti, Pakistan Ruhu'nu Amerika'da görücüye çıkardı. Ruhlar savaşı da nerden çıktı falan demeyin. ABD'deki 11 Eylül terör saldırısından sonra, pek çok 'ruh' peyda oldu. Ama bunlardan üçü, Bush'un Haçlı Ruhu, İstanbul Ruhu ve Müşerref'in Pakistan Ruhu, müessir ruhlar olarak diğerlerini geride bıraktılar. Bush'un Haçlı Ruhu Başkan Bush terör saldırısının akabinde, -kimilerine göre dil sürçmesi, kimilerine göre de gerçek niyet ve düşüncesini açığa vurarak,- 'Haçlı' sözcüğünü kullandı. Daha sonra tepkiler üzerine, Beyaz Saray sözcüsüne bu kelimeyi sarfettiğinden dolayı özür dilettiyse de, kendisi bizzat pişman olduğunu söylemedi. Ama bir daha da alenen ağzına almadı. Dahası Washington'daki tek minareli cami olan İslam Merkezi'ni ziyaret etti. İslamiyet'ten övgüyle bahsetmeye başladı. Hem kendisi hem de yönetimden birçok yetkili, konuşmalarında hâlâ terörle mücadelenin İslamiyet'e karşı olmadığını ısrarla vurgulamayı da sürdürüyorlar. Ancak başta Adalet Bakanı John Ashcroft olmak üzere bazı radikaller ve şahinler, kendilerini kamuoyu önünde frenlemekte güçlük çekiyorlar. Haçlı Ruhu'na nasıl sıkı sıkıya bağlı olduklarını hem ağızlarından kaçırıyorlar; hem de uygulamalarına yansıtmaktan çekinmiyorlar. Yani Haçlı Ruhu sadece radikal ve fundamentalist Hıristiyan grupların gönlünde değil, yönetim ve bürokrasinin çeşitli kademelerinde de, hem de o hoşgörü demek olan muhteşem Amerikan Ruhu'nu hızla aşındırmasına rağmen, resmi olarak da etkisini sürdürüyor. İstanbul Ruhu Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in büyük gayretleriyle Çırağan Oteli'nde toplanan İKÖ-AB Medeniyetler Buluşması Konferansı'nda, İstanbul Ruhu ortaya çıktı. Çıktı çıkmasına ama bu ruh biraz nostaljik ve nazlı bir ruh. Kökü geçmişte, Osmanlı'da olduğu için, bırakın dünyaya ve İslam ülkelerine model teşkil etmesini, günümüzün kavgalı Türkiyesi'nde bile 'müessir' olması şüpheli görünüyor. Pakistan Ruhu Aslında buna 'Müşerref Ruhu' da denilebilir. Geçtiğimiz Perşembe günü Washington'da Ulusal Basın Kulübü'ndeki yemekli toplantıda, kalabalık ve elit bir dinleyici topluluğu önünde bu Pakistan Ruhu'nu, Devlet Başkanı Müşerref bizzat detaylı şekilde açıkladı. Başkan Müşerref konuşmasına besmele ile başladı. Samimi, esprili, etkili ve halkın nabzına göre şerbet vermeyi bilir konuşma tarzı bana, Kenan Evren Paşa'yı hatırlattı. Pakistan Devlet Başkanı Müşerref şimdi sanki Evren Paşa'yı izliyor. Başkan Müşerref Ulusal Basın Kulübü'ndeki dini fanatikler, terör, siyasal İslam ve irtica konularında detaylı ve doyurucu açıklamlar yaparken, dünyaya Pakistan Ruhu'nun, en iyi model teşkil edeceğini şöyle açıkladı: "Pakistan modern bir İslam toplumudur. Dünyanın her tarafında, Türkiye dahil İslam ülkelerine baktığınızda, hepsi aşırı uçların tehdidi altındadır. İslamiyet'i istismar eden din eksenli partilerin iktidar mücadelesini görürsünüz. Ama Pakistan'ın 50 yıllık tarihinde aşırı dinciler hiçbir zaman yüzde 5'i geçen oy alamadılar. Ben bu aşırı uçlara karşı geniş ve etkili bir mücadele başlattım. Medreselerin, camilerin ve ibadethanelerin nefret ve siyaset için kullanılmasını önleyen düzenlemeler yaptım. Fanatik birçok lider ve kişiyi tevkif ettim. Faaliyetlerine kısıtlama ve yasaklar getirdim. Ama bu mücadelemde en büyük desteği, geniş halk çoğunluğundan ve Pakistan'daki meşayıhtan (tasavvuf ve tarikat şeyhlerinden) görüyorum. Bu şeyhler benim reformlarımı kuvvetle destekliyorlar. Pakistan'ı ılımlı ve ortayoldaki bir İslam toplumu yapan bunlardır. Bunların öğrettiği hakiki İslam, Allah ve insan sevgisidir. Huzur ve barıştır! Her dindar insanı radikal ve terörist olarak görmek yanlıştır. Biz elbette Müslümanız. Dünyadaki Müslümanlara karşı yapılan adaletsizliklerden ve kötülüklerden duygusal olarak incinir ve bu mazlumlarla dayanışmaya gireriz. Hazreti Peygamber, 'en büyük cihadın-cihadı ekberin cahilliğe, açlığa, kokuşma ve yozlaşmaya, salgınlara ve hastalıklara karşı yapılan olduğunu' buyuruyor. Şimdi Pakistan da, modern bir İslam ülkesi olarak, işte bu tip cihadı ekber içindedir. Pakistan'ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah'ın söylediği gibi, 'Pakistan liberal, toleranslı, üretken ve dinamik bir İslam ülkesidir!' Ben de aynı yoldayım. En büyük desteğimi de halk çoğunluğu ile muhterem meşayıhtan alıyorum!" Başkan Müşerref, bu samimi açıklamaları ile sadece Amerikalılar'ı etkilemedi. Aynı zamanda Pakistan Ruhu'nun da bütün dünyaya çok iyi bir model olacağını, ısrarla vurguladı. Böyle yaparak da, Pakistan Ruhu'nu bir adım öne geçirdi. Bakalım bu "ruhlar savaşı"nda bundan sonraki gelişmeler nasıl olacak? Bekleyelim, görelim...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.