ABD'nin, rüşvet ve yolsuzluklarla çok ciddi mücadele eden bir ülke olduğunu, üç hafta önceki yazımızda belirtmiştik. Önceki gün ise, ABD Ticaret Bakanlığı'nın Kongre'ye sunduğu, Uluslararası Ticaret ve Rüşvet konulu kapsamlı rapor açıklandı. Bilindiği gibi ABD her yıl ülkeler terör ve ülkeler din özgürlüğü raporları yayınlıyor. Önceki gün yayınlanan rüşvet raporuyla bundan böyle ABD dış politikasında 'rüşvetle mücadele' de, bir başka resmi kriter haline geldi. Esasında rüşvetle mücadele için ABD ta 1977 yılında kanun çıkarmış. Yolsuzlukları önlemeyi dış politikasındaki önceliklerden birisi haline getirmiş. Bu mücadelesinde, uluslararası 'savunma mekanizmalarını' bile oluşturmuş. Ancak rüşvet ve yolsuzluk, global bir problem olarak her geçen gün daha da yayılıyor. Mesela 1 Mayıs 2000 ila 30 Nisan 2001 arasındaki dönemde, 37 milyar dolar değerindeki 61 uluslararası ticaret ve ihalede rüşvet verildiği belirlenmiş. Amerikalı firmaların rüşvet verememekten dolayı bu işlerde 4 milyar dolarlık kayıpları olmuş. Rüşveti teşhir hattı ABD Ticaret Bakanı Don Evans, raporu Kongre'ye sunuş mektubunda, 'Rüşvetin hâlâ çok büyük bir tehlike ve problem olarak sürdüğünü' belirtiyor. Evans'ın rüşveti, 'kanser' olarak nitelemesi de çok yerinde bir tesbit. Zaten bundan dolayı uluslararası rüşvet ve yolsuzluklarla mucadelede ABD başı çekiyor. ABD Ticaret Bakanlığı bu iş için resmi bir internet hattı oluşturuyor. Burada uluslararası rüşvete karışan şirketler, rüşvet alan görevliler vb'leri teşhir edilecek. (Rapora ve daha fazla bilgiye, www.mac.doc.gov/tcc ve www.ita.doc.gov/legal adreslerinden ulaşılabilir.) Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, her rüşvet olayının muhakkak üzerine gidilmesi gerektiğini önemle vurguluyor. Powell'a göre rüşvet ve yolsuzlukların ortaya çıkmasının ekonomik, kurumsal, politik, sosyal, tarihi sebepleri var. Ama böylesine yaygınlaşmasının en önemli etkenleri, demokrasilerin zayıflığı ve eksiklikleri, kanunların yetersizliği, siyasi irade noksanlığı, medya ve halkların demokrasilerin birer parçası haline gelmesine müsaade edilmemesi.. İmza koyanlar... ABD Dışişleri Bakanı'na göre yolsuzluk ve ahlaksızlığa bulaşan kamu görevlileri, demokratik rejim prensiplerinin yerleşmesi ve hukuk sisteminin tesisi önünde en büyük engeli oluşturuyorlar. Peki rüşvetle mücadelede başarı nasıl sağlanır? Bunları da şöyle özetliyor Powell: "Rüşvetle mücadelede çaresiz değiliz. Ama başarı, demokratik kurumların kuvvetlendirilmesine, açık ve hilesiz seçimlere, şeffaflığa ve her bilgiye 'kısıtlamasız' ulaşmaya bağlıdır! Raporda belirtildiğine göre OECD üyesi 30 ülke, rüşvetle uluslararası mücadele için gerekli kanun ve düzenlemeleri yapmak üzere imza koymuşlar. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu (diğerleri İrlanda, Şili ve Brezilya) 4 ülke ise, henüz rüşvetle mücadele konusundaki gerekli düzenlemeleri yapmamışlar. OECD üyesi 30 ülkenin rüşvetle mücadeleye kararlı olmaları önemli bir gelişme. Zira bu ülkeler dünya ticaretinin dörtte üçünü gerçekleştiriyorlar. Ancak OECD ülkelerinin rüşvetle mücadeleye imza koymaları ve gerekli kanuni düzenlemeleri yapmaları yetmiyor. Rüşvet verenlerin ve alanların belirlenip cezalandırılmaları da gerekiyor. Ama bu konuda maalesef henüz fiilen birlik içinde bir mücadele yok. Açıkçası birçok uluslararası firma hem rüşvet vererek iş almayı, hem de verdikleri rüşveti masraf göstererek vergiden düşmeyi sürdürüyor. Zaten ABD Ticaret Bakanı Evans bu sebeple rüşvet alan ve verenleri teşhir hattı oluşturacaklarını söylüyor. Önceki gün yayınlanan raporda rüşvetle mücadelede eğitim, bu işe bulaşanları belirleme ve caydırıcılığın çok önemli olduğu vurgulanıyor. Ayrıca her ülkeden resmi ve özel sektör kuruluşlarının, tam bir işbirliği ve dayanışma içinde olması gerektiğinin altı çiziliyor. Raporda, "Rüşvetle mücadelede, 'bağımsız' ve 'araştırıcı' medyanın hayati rolü vardır!" deniliyor. Medya, elbette önemli. Ama tabii ki bağımsız iseler ve hortumculuğa bulaşmamışlarsa.. Gelecek yılki raporda, rüşvetle mücadelede ne kadar yol alındığını ve bu işe bulaşanların cezalandırılmaya başlanıp başlanmadığını daha iyi anlayacağız. Alan razı, veren razı bir illetle mücadele, elbette kolay değil. Ama umarız uluslararası kanser demek olan rüşvetle mücadelede gerçekten başarıya ulaşılır...