Başkan Bush önceki akşam yaptığı konuşmayla, "Saddam sonrasında her şeyin daha iyi olacağı" mesajını verdi. Ayrıca, "Irak'ta savaş kararını" da resmen açıklamış oldu. Her ne kadar Saddam'ın hâlâ savaşı önleme ve BM kararına uyarak kendi isteği ile silahsızlanma şansı bulunduğunu vurguladıysa da, bunun zayıf bir ihtimal olduğunu herkes biliyor. Dolayısı ile bu durum, yani Saddam'ın Irak'ı terketmeme ve kendi isteği ile silahsızlanmama inadı, Bush'un Irak'a askeri müdahale için düğmeye resmen basmasına da, "en önemli gerekçe" teşkil ediyor. American Enterprise Institute (AEI) isimli düşünce kuruluşunda seçkin bir kalabalığa konuşan ve dünyaya seslenen Bush, "Irak'ta gerektiği kadar kalacağız. Ne bir gün fazla, ne de bir gün eksik!" dedi. AEI "Şahinler" Enstitüsü ABD'nin Irak savaşını resmen başlattığının ilan edilmesi için seçilen platform AEI, sıradan bir düşünce kuruluşu değil. Bu önemli kuruluşun en ayırıcı özelliği, Bush'un partisi Cumhuriyetçiler'e yakınlığı ile tanınması. Yani "muhafazakar" ve "haçlı" bir düşünce kuruluşu AEI.. Dahası, Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin eşi Dr. Lynne Cheney gibi birçok "şahin" uzmanı kadrosunda bulunduruyor. Bundan dolayı tıpkı RAND kuruluşu gibi, "Şahinler Enstitüsü" olarak da anılıyor. AEI'nin Bush'a seçim öncesinde strateji, plan, program konularında yön veren birçok uzmanı şimdi yönetimde, "bunların icraata dönüşmesi için" de katkıda bulunuyor. Zaten Başkan Bush, konuşmasının başında bu duruma dikkat çekti. AEI ve yöneticilerine övgüler yağdırdı. "Burada konuşmaktan gurur duyuyorum" dedi. Hatta, kapıda kendisine, "Bu arkadaşı tanıyoruz, içeriye alın, dediler" şeklinde espri bile yaptı. ABD'nin Irak'taki misyonu Başkan Bush, "Irak'a niye askeri müdahalede bulunacakları ve Irak'taki misyonları" konusunda şu mesajları verdi. - "Yıllardır kapımıza biriken tehditlerin çok gerçek olduğunu iyi anladık. ABD artık 21. yüzyılda bir cephe ülkesine dönmüş durumda. Düşmanlarımız bizi vurmadan, biz onları vurmalıyız! Kin ve nefretlerin teröre dönüşmesine asla izin vermeyeceğiz. El Kaide ve benzeri yasadışı rejimlere karşı dünya ile ortak mücadele ediyoruz. Irak'taki diktatörün amacı, Ortadoğu'yu ele geçirmek ve bu bölgeye korku salmak. Buna izin vermeyeceğiz. Saddam Hüseyin ve silahları, ülkemize yöneltilen büyük bir tehdittir. Bu asla ihmal edilemez. Bu tehdit ve tehlikeye karşı çıkmak lazım! BM kararına uyarak silahsızlanmaz ise, biz devreye gireceğiz! Her durumda bu tehlikeyi ortadan kaldıracağız! Amerikan halkının güvenliği, bu tehdidin sona erdirilmesine bağlıdır! Ayrıca bölgenin ve dünyanın güvenliği için de gereklidir. Saddam'dan kurtarılmış ve özgürlüğe kavuşturulmuş bir Irak, bölgedeki milyonlarca insana umut ve gelişme getirecektir. Demokrasi arzularına meşale olacaktır. Biz Irak'a işgal ordusu olarak girmiyoruz. Tıpkı daha önce Almanya ve Japonya'ya demokrasinin gelmesine sebep olduğumuz gibi müdahale edeceğiz. Irak halkının yeni rejimlerini, kendi iradeleri ile belirlemelerine yardımcı olacağız. Petrol kaynaklarının sabotaj edilmesini önleyecek; ülke bütünlüğünü ve sınırlarını da koruyarak güvenlik sağlayacağız! Irak'ta yeni bir diktatörlük kurulmasına izin vermeyeceğiz. Irak'ın yeniden imarını sağlayacak; eğitim ve insani yardım için büyük katkılarda bulunacağız!" Evet Başkan Bush maksat ve gerekçelerini özetle böyle açıkladı. Öte yandan uzmanlar, "ABD'nin Irak'ta 2-3 yıl kalabileceğini, Irak askeri operasyonunun 60-70 milyar dolara malolacağını" tahmin ediyorlar. Eğer evdeki hesaplar tutarsa, Saddam sonrasında her şey daha iyi olacak. Irak'a getirilen demokrasi, bütün bölgede olumlu değişiklikleri ateşleyecek. En önemlisi de artık Araplar ve İsrail birlikte barış ve huzur içinde yaşayacak. Ayrıca artık hiçbir ülke (İran, Suriye, Libya vb kastediliyor) teröre destek veremeyecek. İnsanın rüyasında göremeyeceği bütün bu olumlu gelişmeler, "nasıl ve ne kadar gerçekleşir?" bilemiyoruz. Ama Başkan Bush'un ve Amerika'nın hesabı böyle. Tabii, tutarsa ve evdeki hesaplar çarşıya uyarsa... Bekleyelim, görelim. Mazlumların ve masum insanların en az zararı görmesi için de dualar edelim.