ABD'de 5 Kasım Salı günü seçim var. Türkiye'de 3 Kasım'da seçimin yapılıp yapılmayacağı henüz kesinleşmedi ama, seçim sathı mailine girildiğinde ve bir erken seçimin artık kaçınılmazlığında, Ecevit dahil herkes hemfikir. Açıkçası Kasım ayı, her iki ülke için de "kritik" bir anlam taşıyor. Başkan Bush'un ülkedeki ekonomik durgunluk ve borsadaki panik ile başı dertte. New York Borsası kendini toplamaya çalışıyor ama, Amerikalı vatandaş artık şirketlere, yönetime ve ekonomiye olan güvenini kaybetti. Amerika'da zor dönem Amerikalı için pek alışılmadık bir durum. Yıllarının tasarrufunu borsada değerlendiren insanlar, felaket darbe yediler. Ayrıca ülkede işsizlik ve iflaslar, başını almış gidiyor. Amerikalı demek, borçlu insan demek. Evinin kredisini, kredi kartlarını ödemek için maaş lazım. Ama özellikle 11 Eylül'den sonra Amerikan ekonomisi herkesi etkileyen sıkıntılı bir döneme girdi. Şaşaalı Clinton dönemi mumla aranıyor. Bundan birkaç sene öncesine kadar, "Amerika'da asgari ücretle çalışacak, kaçak işçi bile bulmak" zordu. Bush döneminde şimdi, asgari ücretli işleri kapabilmek için sıraya giriliyor. Standardı gerilemiş insanlar, sistemin dışına çıkmamak ve borçlarını ödeyebilmek için, saati 6-7 dolardan işlere kapağı atmaya çabalıyor. Başkan Bush ne yapacağını şaşırdı. Bırakın ikinci dönem tekrar seçilmeyi, 5 Kasım'da yapılacak ara seçimde Cumhuriyetçiler'in Temsilciler Meclisi'ndeki kılpayı çoğunluğu korumaları bile mümkün görünmüyor. Üçte biri yenilenecek Senato'da da Demokratlar'ın daha etkili bir konuma gelmeleri bekleniyor. Bu durumda Bush'un fazla alternatifi yok. Zaten bundan dolayı "terörle mücadeleyi" hep gündemde tutuyor. Varsa yoksa hamaset ve kahramanlık nutukları.. Ayrıca Başkan Bush'a "savaş" lazım! Irak ve Saddam, Başkan Bush için olmazsa olmaz seçim malzemesi. Dolayısı ile seçim öncesinde Irak'a operasyon yapmaktan başka şansı yok! Türkiye'de birden fazla seçim ufukta Ekonomi ile başları dertte olan ve Kasım seçimleri ile çıkış arayan sadece Amerikalılar değil. Türkiye de seçim atmosferine girdi. Buradaki uzmanlar ve Amerikalı yetkililer, ülkemizdeki politik kaosu, hareketli günleri pek endişe ile takip etmiyorlar. Hatta gelişmeleri, "sağlıklı" bulanlar bile var. Türkiye'de istikrarlı ortamın kurulması, siyasi reformların yapılması ve sistemin yeniden şekillenmesi için köklü değişikliklere gerek olduğunu; bu hareketli ortamın da, bunu sağlayacak gelişmelere yol açacağını ifade ediyorlar. Ayrıca Türkiye'nin, birbiri ardınca birkaç seçim yaşayabileceğini söyleyenler de var. Öte yandan böyle bir zamanda, kapağı Washington'a atan Kemal Derviş de, ilginç bir "istişare görüşmeleri" yapıyor buralarda.. Gözlerden ve telefon dinlemelerinden uzak, kendine değer veren ve kendinin de önemli bulduğu dostları ile, kesin kararı öncesinin temaslarını sürdürüyor. Sellerle, sıcaklarla, krizle boğuşan Türkiye'nin, bodoslama girdiği seçim atmosferinin hayırlı olmasını diliyor; yaşanan acı ve çekilenlerin, güzel günler için doğum sancısı olmasını umuyoruz.. Ne diyelim? Kolay gelsin, Türkiyem. Kolay gelsin, Amerika...