ABD'de siber terör korkusu giderek büyüyor. İnternet kullanımının yaygınlığı, kolaylığı ve her geçen gün artan hızı, "2000'li yılların sanal terör tehdidi ile yaşanacağı gerçeğini" ortaya koyuyor. Önceki gün New America Foundatıon (www.newamerica.net ) isimli düşünce kuruluşunda, "modern teröristlerin interneti nasıl kullandıkları ve gelecekte bu yolla giderek artan nasıl büyük bir tehlike oluşturacakları" konusu tartışıldı. Hayfa Üniversitesi Haberleşme Bölümü öğretim üyelerinden ve USIP isimli Amerikan düşünce kuruluşunun baş uzmanlarından birisi olan Prof. Dr. Gabriel Weimann ile Atlantic Dergisi'nden James Fallows siber terör konusundaki son gelişmeleri anlattılar. Prof. Weimann zaten USIP'de, bu konuda geniş bir ekiple sürekli araştırma yapıyor. "Siber Terör Ne Kadar Gerçek Bir Tehdit?" ve "Modern Teröristler İnterneti Nasıl Kullanıyorlar?" başlıklı araştırma raporları da yayımlandı. (Bakınız www.usip.org sitesi.) Yakında araştırmalarıyla ilgili bir kitap da piyasaya çıkıyor. Modern asimetrik düşman İnternet ortamını ve yüksek teknolojiyi kullanan bu yeni modern terörist akımının ortaya çıkması, aslında beklenen bir gelişmeydi. Toplantıda konuşan Atlantic Dergisi'nden James Follow bu beklenen gelişmeyi şöyle açıkladı: -ABD'de bundan 50 yıl önce yayınlanan bir araştırma raporunda, "2000'li yıllarda artık 'klasik düşman' tipi yerine 'asimetrik yeni bir düşman' ile karşı karşıya olunacağı; bu yüksek teknolojiyi kullanacak yeni düşmana karşı klasik ordu ve güvenlik güçleriyle mücadele edilemeyeceği, klasik silahların bu mücadelede yetersiz kalacağı" belirtiliyordu. Aslında interneti bulan Pentagon, yani askerlerdi. Soğuk savaş döneminde internet, askeri ve istihbarati operasyonlarda, haberleşme güvenliği için onlarca yıl başarıyla kullanılmıştı. Pentagon'un internetin ötesinde daha yüksek bir teknoloji ortamını kullanmaya başlamasıyla, 1990'larda bu eski internet ve bilgisayar teknolojisi halka açıldı. Kısa sürede Pentagon'a göre eski, ama dünya için son derece yüksek ve yepyeni bir teknoloji olan internet, hızla yaygınlaştı. Bugün Amerika'da her 3 evden 2'sinde hızlı internet bağlantısı var. Ayrıca çocukların ve gençlerin internet ortamında günlük harcadıkları vakit, televizyon ve diğer medyaya takılmalarının da çok çok üstünde. Kendi düşmanını kendin oluşturmak Bu ürkütücü ve çelişkili bir durum. Zira güvenlik için keşfedilmiş bir teknoloji sonunda, bizzat güvenliği tehdit eden en baş düşman olarak karşına çıkıyor. Yani bir anlamda, kendi düşmanını, kendin oluşturuyorsun! Bugün internet ortamında tesbit edilen en az 4 bin terör ve teröristlerle bağlantılı site var. Üstelik bunlara dünyanın her yerinden çok hızlı ulaşmak da, hergün değişen ve yenilenen bu terör siteleriyle haberleşmek ve bilgilenmek de çok kolay. Chat odaları ve e-mail ile haberleşmenin başdöndürücü hızı ve buralarda paylaşılan bilgilerin hacmi, çok ürkütücü bir durum. Gerçi henüz siber teröristlerin ve internet korsanlarının ulaşabildikleri nükleer silahlar ile diğer hassas tesisler yok. Hem bunlar, hem de CIA ve FBI'ın bilgisayar sistemleri çok daha ileri teknolojilerle korunuyor. Bu rahatlatıcı duruma rağmen, potansiyel tehdidin büyüklüğü ve birgün hassas korumalı sistem ve tesislere de saldırı ihtimali, uykuların kaçmasına sebep oluyor. Konunun uzmanları, internet ortamının yasaklanması ya da sitelerin kapatılması ile problemin halledilemeyeceği ve tehlikenin önlenemeyeceği görüşündeler. Bunun yerine, sitelerin daha etkili takibinin faydasında hemfikirler. Ayrıca bu yolla hem teröristlerin hedef ve beklentilerinin öğrenilmesi, hem de terör mantığının daha iyi anlaşılması münkün hale geliyor. Bu ise siber terörle daha etkili mücadele yöntemlerinin ortaya konmasını imkan dahiline getiriyor. Bütün bu gelişmeler, ihmal edilen çok acı bir gerçeği tekrar gündeme getiriyor. İster klasik olsun, isterse siber olarak ortaya çıksın, terörü oluşturan sebepleri ortadan kaldırmaya çalışmak, adaletli olmak, çifte standartlardan uzaklaşmak, sömürü ve bencil davranışlara son vermek, terörle mücadelede çok daha önemli hale geliyor. Zira ne yüksek teknolojinin, ne de en gelişmiş silahların, adaletsiz ve huzursuz dünyada pek fazla işe yaramayacağı, acı ama yalın bir gerçek olarak ortada duruyor.