Somut adımlar askeri eylem planı
Başbakan Erdoağan'ın hafta başında Beyaz Saray'da Başkan Bush ile yaptığı görüşmenin en önemli sonucu, "yeni bir dönemi" başlatması oldu. Görüşmeden ziyadesiyle "memnun" ayrılan Erdoğan, "istediğimizi aldık" dedi. Bu yeni dönemin en belirleyici unsurunu, iki ülkenin "ortak düşman" ilan ettiği PKK terörürü ile mücadele teşkil ediyor. Başbakan bu yeni dönemi, "Bu, bir 'operasyon' sürecidir" diye açıkladı. Operasyon sürecini Türkiye ve ABD Genelkurmay ıkinci başkanları ile ABD'nin Irak orduları komutanı planlayacak ve uygulayacaklar. Türkiye ve ABD arasında üç orgeneralin koordine ettiği "askeri mekanizma" kurulması, çok önemli bir gelişmedir. PKK'nın Türkiye'ye zarar vermesinin önleneceğinin ve tasfiye sürecine sokulduğunun "askerce" kararlaştırılmasıdır. İki ülke yönetimlerinin siyasi iradesiyle belirlenen bu yeni sürecte, gerekli ileri somut adımların atılmaya başlayacağının ve askeri eylem planının devreye sokulacağının açık işaretidir. İstihbarat paylaşımı ileri bir adım Beyaz Saray zirvesi, bir buçuk saatten fazla sürdü. Bunun 1 saatlik bölümünde Erdoğan ve Bush baş başa görüştüler. Burada askeri eylem planının çerçevesini belirlediler. 3 orgeneralin uygulayacağı bir askeri harekat mekanizması geliştirdiler. Dolayısı ile bu yeni mekanizma ve eylem planı, çok önemlidir ve ileri bir adımdır. Zira ABD artık nitelikli, hemen kullanılabilir istihbaratı, "anında" paylaşma sözü vermiştir. Böylesine önemli bir istihbarat paylaşımı şimdiye kadar sadece İsrail ile olmuştur. Bu büyük imkandan yararlanacak ikinci ülke Türkiye'dir. Terörle mücadelede, "istihbarat paylaşımı" ve "ortak mücadele" hayati derecede önemlidir. Maalesef 21.yüzyılın globalleşmeyle beraber yükselen bir başka olgusu da terördür. Dolayısı ile terörle mücadelede, "dayanışma ve süreklilik" hem gerekli; hem de olmazsa olmaz dinamiklerdir. Türkiye'nin global mesajları Başbakan Erdoğan, ABD ziyareti boyunca sadece Beyaz Saray'daki zirve sırasında değil, yaptığı bütün temaslarda bu önemli hususları dile getirmiştir. Erdoğan'ın, ziyaretine olağanüstü ilgi gösteren yabancı medya aracılığı ile, "terörle mücadelenin uluslararası işbirliği ve dayanışma gerektirdiğini" ısrarla vurgulaması, çok yerinde bir taktik olmuştur. Böylece Washington'dan dünya kamuoyuna ilk defa "bu kadar kuvvetli ve etkili mesaj verme fırsatı" oluşturmuştur. Ziyaretin bir başka önemli sonucu, Türkiye'nin kararlılığını ABD'ye ve dünyaya göstermesidir. Erdoğan'nın heyetine Genelkurmay'dan yüksek seviyede komutanları katması, Türkiye'nin tek ses halinde "devlet kararlılığının" çok açık ifadesidir. Sivil-asker karışımı bu heyetin oluşumu bile, şom ağızlılara, dost ve düşmana verilen çok net bir mesajdır. Öte yandan Başkan Bush Erdoğan'ın ardından Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'yi ağırladı. Şimdi de Almanya Başbakanı Merkel ile bir başka zirve hazırlığında. İşte Washington, işte başdündürücü temaslar dizisi denilen bir dönemdeyiz. Başbakan Erdoğan'ın Washington'a böylesine önemli bir ziyaret trafiğinde gelmesi bile, Türkiye'nin global oyunculuğunun bir başka önemli göstergesidir. Hayaller ve duygularla kendi kendine propaganda yapmadan kurtulunmaya başladığının işaretidir. Türkiye'nin uluslararası ilişkilerde etkili ve stratejik bir rol oynadığının net ifadesidir. Sadece bölgemizin değil, dünya barışı ve itikrarı için de ülkemizin vazgeçilmezlğinin, stratejik konumunun ve öneminin tescilidir. Bir başka husus da artık PKK'nın, Türk-Amerikan ilişkilerini daha fazla zehirlemesinin önlenmesidir. Kanaatimizce stratejik Türk-Amerikan ilişkilerinin, bu çok olumsuz etkiden kurtarılmasının kazançları, hemen görülmeye başlayacak. Stratejik Vizyon Belgesi'ndeki ortaklıklar ve işbirliği alanları, yeni bir ivmeyle daha verimli bir "işlerlik" kazanacaktır. Başbakan Erdoğan'ın Washington ziyaretinin bir başka önemli sonucu da şudur: Kuzey Irak Kürt yönetimleri bundan böyle hızla PKK'dan uzaklaşma sürecine girecek ve PKK'nın Türkiye'ye zarar vermesinin önlenmesinda daha aktif roller üstleneceklerdir. Böylesine bir gelişme, sadece Irak'ın bütünlüğü ve istikrarına değil, asırlardır süren Türk-Kürt kardeşliğinin gelişmesine de büyük bir katkı yapacaktır. Sözlerin değil, somut ileri adımların ve askeri eylem planı ile takviye edilmiş icraatın önde olduğu yeni bir döneme giriliyor. Bu yeni dönemin hayırlı olmasını diliyor, barış ve huzura kalıcı katkılar yapmasını temenni ediyoruz.