Tayyip Erdoğan'ı ABD'de bekleyen sorular

A -
A +

Ak Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, yarından itibaren ABD'de görücüye çıkıyor. Washington'da çeşitli düşünce kuruluşlarında konuşacak. ABD'deki en etkili lobi Musevi Cemaati temsilcileriyle biraraya gelecek. Ayrıca basına açık ve kapalı toplantı ile yemeklerde, Washington'daki karar vericilerin sorularını cevaplayacak. Tayyip beyin Washington'daki yüklü programı Çarşamba akşamına kadar sürüyor. Daha sonra New York'a geçecek olan Erdoğan, burada Dünya Ekonomi Formu (DAVOS) toplantılarına iştirak edecek. New York'da da çeşitli düşünce kuruluşlarında konuşmalar yapacak. ABD'de verilip tutulmayan sözler Amerikalılar Tayyip Erdoğan'ı, yakın bir ilgiyle izliyorlar. Bu ilginin ana sebebi, "Türkiye'de arzu edildiği şekilde, Batı kriterlerine uygun gelişmiş bir demokratik ortamın" bir türlü kurulamaması. ABD'yi son 10 yıldır ziyaret eden Türk yetkililerin burada karşılaştıkları ilk gündem maddesi, hep 'demokrasinin ne zaman ve nasıl iyileştirileceği doğrultusunda' olmuştur. Zaten Çiller'den Mesut Yılmaz'a ve Demirel'den Ecevit'e bütün Türk büyükleri, demokratikleşmenin muhakkak tamamlanacağı sözünü vererek ayrılmışlardır, Washington'dan... Ancak bu sözlerin bir türlü tutulamaması, Washington'daki Türkiye dostu birçok önemli kişide büyük hayal kırıklığına yolaçmıştır. Hatta bu kişilerden bazıları, etkili konum ve makamlarını, 'demokratikleşme sözlerinin tutulması' için kullanmışlar ve Türkiye'ye ciddi baskılar bile yapmışlardır. Bundan dolayı Türk-Amerıkan ilişkilerinde sıkıntı ve krizler yaşanmıştır. Bu krizler, özellikle askeri malzeme alımlarına ve KONGRE'deki Türkiye aleyhtarı lobi faaliyetlerine yansımıştır. Amerikalılar, Türk demokrasisinin gelişmesine ve Batı standartlarına kavuşmasına, olmazsa olmaz derecesinde önem veriyorlar. Bunu hem bölgenin istikrarı, hem de Türkiye'nin dış ilişkilerindeki pürüz ve problemlerin giderilmesinin şartı olarak görüyorlar. Ayrıca Türkiye'nin ancak demokratik reformları gerçekleştirdiğinde, siyasi istikrara kavuşacağına; ekonomisini iyileştireceğine ve yabancı sermaye yatırımlarının gelmesini bu şekilde sağlayacağına inanıyorlar. Demokratikleşme ve ucu açık sorular Dolayısı ile Tayyip beye öncelikle demokrasi, daha doğrusu Türkiye'deki demokratikleşme konusunda ne düşündüğü, neler yapmak istediği açık açık sorulacak. Bunlar öyle genel başlıklarla da geçiştirilmeyecek. Kürt meselesine bakıştan ve Kürtçe eğitim ile televizyon yayınlarından tutun, din bazında politikadan irticaya, terörle mücadeleden radikal akımların geleceğine kadar geniş bir yelpazede, açık ve net sorular olacak. Askerlerle ilişkilerini nasıl geliştireceği ve MGK'nın konumu hakkında sorular da gelecek. Ayrıca demokrasi ve İslam konusu ile, Türkiye'nin 11 Eylül terör saldırısından sonra özellikle İslam ülkelerinde oynayabileceği model rol ile ilgili pek çok detaylı soru gelecek. Tayyip beyin karşılaşacağı dış politika soruları ise şöyle olacak: -Filistin-İsrail meselesine nasıl baktığı, partisinin ve kendisinin anti Siyonist yaklaşımlarının olup olmadığı, Türkiye-İsrail stratejik işbirliği konusundaki düşünceleri. -İktidara gelirse İran ve Suudi Arabistan ile ilişkilerinin nasıl gelişeceği, Irak ve Saddam konusuna nasıl baktığı, Afganistan'da ve birçok ülkede sürdürülen terörle mücadeleye nasıl yaklaştığı. -Kıbrıs ve AB ile ilişkiler, ABD ile ile ilişkilerin nasıl geliştirileceği. Bunlar ve benzerleri ile Tayyip bey hem iç hem dış politika konularında geniş ufuk turları yapmak zorunda kalacak, ABD'deki temasları ve görüşmeleri sırasında... Tayyip beyin bu sorulara nasıl cevaplar vereceğini ve temaslarının genel değerlendirmesini de, nasipse yazarız. Açıkçası Erdoğan hem Washington'da, hem de New Yok'taki Davos toplantısında epey terletilecek. Bakalım, ABD'deki bu ilk ciddi görücüye çıkma sınavını Tayyip bey nasıl geçecek? Bekleyelim, görelim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.