Terör ve çifte standartlar

Terörle mücadele sadece ABD'nin değil, bütün dünyanın 1 numaralı gündem maddesini oluşturuyor. Ama hâlâ terörün dininin, milliyetinin, coğrafyasının olmayacağı gerçeği bir türlü anlaşılamadı! Özellikle Amerikan medyası, o araştıran, olayların arkasına sarkan ve 'gerçeği, sadece gerçeği bulmaya' yönelik haberciliğini, ne hikmetse terörle mücadele konusunda bir türlü gösteremiyor. Anlı şanlı TV kuruluşları, gazetelerin yorum ve haberleri, uzun zamandır 'neyin nasıl olduğunu' bir türlü tam olarak aktaramıyorlar seyirci ve okuyucularına... Her taraf çarpıtma, saptırma, taraflı haber ve yorum kaynıyor. Enformasyon kirliliği, bırakın gerçekleri öğrenmeyi, gazeteciliğin o altın 5N+K (Kim, Nerede, Nasıl, Ne, Niçin, Neyle) kuralının bile artık kaale alınmadığını, her vesile ile ortaya koyuyor. Yahudi terörü şoke etti Gün geçmiyor ki, İslam=terör aldatmacası konusunda, yeni bir buluşla birbirleriyle adeta yarışıyor, Amerikan medyası. Ama geçtiğimiz salı akşamı, bombalı kanlı bir eylem hazırlığındayken yakalanan Yahudi teröristlerle, hem bu Amerikan medyası, hem de kamuoyu adeta şoka girdi. Yahudi teröristler California'da bir camiyi, İslam Halkla İlişkiler Konseyi'nin mahalli bürosunu ve Arap asıllı milletvekili Darrell Issa'yı bombalı eylemle yoketmeye hazırlanırlarken, son anda kıskıvrak yakalandılar. FBI'ın bu büyük başarısı, bir faciayı kılpayı önledi. Ama, Amerikan medyasının da çirkin yüzünü ortaya koydu. Ortadoğu kökenli ve Müslüman orijinli insanlarla ilgili haberleri, 'pireyi deve yaparak' kullanan ve habercisi-yorumcusuyla infaz savcısı görevinde yarışan Amerikan medyası, Yahudi teröristlerin haberlerini nasıl vereceğinde şaşırdı. 'Yahudi militanlar bombalı saldırı öncesinde yakalandı' şeklinde gayet sade ve yorumdan kaçınan haberler, 'yasak savmak kabilinden' bir yerlere sıkıştırıldı. Bu çifte standartlı, önyargılı yaklaşımlar, Amerikan medya tarihine birer 'kara leke' olarak yazılacak. Amerikan medyası dileriz bu yakışıksız ve nefret körükleyen tarafgir tavrını bir an önce terkeder. 'Terör, terördür! Terörün dini, milliyeti, coğrafyası olmaz!' gerçeğine bir an önce kavuşur. Muhammet Salih'in verdiği ders Öte yandan geçtiğimiz günlerde bir başka çifte standardı da, Özbekistan muhalefet ERK Partisi'nin lideri Muhammed Salih'in Prag'da tutuklanması ve sonrasında yaşadık. Orta Asya'daki diktatörleri birer birer sadık müttefike dönüştürmenin zevk ve heyecanıyla, Muhammed Salih olayını görmezden gelen ABD yönetimi, bu çifte standartlı tavrıyla, insan hakkı ihlalleri şampiyonu zalim diktatörlere adeta yeşil ışık yaktı. Muhammed Salih, Mehmet Tütüncü isimli bir tek kişilik ordu Türkistan Ereni'nin açtığı muhteşem kampanya ile serbest kaldı. Cenabı Hakk'a ne kadar hamd ve şükür edilse azdır. Bu büyük başarıyı sahiplenmeme tevazusunu gösteren ve 'Bu, hepimizin başarısıdır!' diyen sevgili Mehmet Tütüncü'ye ne kadar teşekkür ve dua edilse hakkıdır. İnşallah Türkistan kocalarından bir ulu başbuğ olan Muhammed Salih'in başına bu tür kazalar bir daha gelmez. Cenabı Hak onu ve bütün Türkistan sevdalılarını hainlerin, zalimlerin, kötülerin şerrinden korur. Ancak bu olay, turnusol kâğıdı gibi etkili bir ayıraç oldu. Takkeleri düşürdü. Kelleri gösterdi. LDP lideri Besim Tibuk dışında, ne bir Türk hükümeti yetkilisi, ne de bir başka parti, bu hazin olay sırasında kendinden beklenen davranışı sergileyebildi.. Ne kadar yazık... Neyse ki bu sancılı ve basiretsiz davranışlar, Türkiye içinde ve dışındaki Türkistan sevdalılarının, ülkücü gençlik ile MHP tabanının, Mehmet Tütüncü'nün öncülüğündeki Salih'le dayanışma kampanyasına çığ gibi katılımıyla, aşıldı. Bir daha tekrarlanmamasını diliyor, terörle mücadelenin dünyanın her yerinde çifte standartsız ve adaletli bir şekilde yapılmasını temenni ediyoruz.