Geçtiğimiz salı ABD'yi kalbinden vuran terör, bütün dünyada nefretle kınanıyor. Bu hainane eylemi gerçekleştirenler her kimlerseler, milyarlarca insan tarafından lanetleniyor. Terör, insanlığın başbelasıdır. Dolayısı ile bu saldırı sadece ABD'ye karşı yapılmış bir eylem değildir. Aynı zamanda bütün insanlığı yasa boğan çok canice bir saldırıdır. Öte yandan zamanı durdurmak ve geri almak mümkün değil. Hepimiz böylesine bir trajedinin yaşanmasını istemezdik. İnşallah bundan sonra hiçbir yerde tekrarlanmaz. Ama maalesef oldu. Ancak bundan sonrası için hem Amerikan halkının, hem de bu çirkin saldırıyı nefretle kınayan herkesin, çok dikkatli olması ve basiretten, sağduyudan ayrılmaması gerekiyor. Teröre bulaşanlar, elbette hakettikleri şekilde, en şiddetle cezalandırılmalıdır. Ancak bu yapılırken, masum insanları rencide edecek davranışlardan kaçınmak, terörle mücadelede başarı için, olmazsa olmaz bir şarttır! Zira Amerika'nın o meşhur ruhunu, her ırktan ve dinden insanı bir arada yaşatan hoşgörü ortamını muhafaza etmek için bu husus çok önemlidir. Son 2000 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre ABD'de, 64 farklı ülkeden gelmiş insan yaşıyor. Ayrıca her dinden ve hatta binlerce farklı tarikattan insan var. Amerikalılık demek, bu farklı etnik köken, kültür ve inançtan insanı, demokrasi ve insan hakları ihlallerinin asgaride olduğu muhteşem bir ortamda bir arada yaşatabilmek demek! Bu muhteşem ruh ve atmosferi her ne olursa olsun korumak ve devam ettirmek, sadece Amerikan halkının ihtiyacı değil, bütün insanlığın huzur ve geleceği için de gereklidir. Maksatlı propaganda ve çirkin yalanlar Son yıllarda, her terör olayı, daha tahkikatı bitmeden müslümanlara maledilmeye çalışılıyor. İnanılmaz bir propaganda başlıyor. Dünya medyasında hep bir ağızdan "islam=terör" aldatmacası ile zihinler bulandırılıyor. Müslümanlara karşı açık ve derinden, kamuoyları nezdinde nefret pompalanıyor. Hollywood yapımlı filmlerde ne hikmetse hep aynı sahneler, bıkmadan usanmadan tekrarlanıyor. Her seferinde katil ve terörist nedense hep müslüman tiplerden seçiliyor. Tabii ki bu maksatlı propagandaya Usame bin Laden gibi maşaları bir türlü ABD'ye ve adalete teslim etmeyen Taliban ve şürekası gibi ahmakların da katkısı olduğu unutulmamalı! Halbuki çoğu kere terörün failleri bambaşka çıkıyor. Ama yalan kampanyaları ve propagandaları ya küçücük bir özürle geçiştiriliyor; ya da bir sonraki olayda yeniden kullanılmak üzere geçici olarak buzdolabına kaldırılıyor. Terörün hiç dini olur mu? Başbakan Ecevit'in ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in de haklı olarak vurguladıkları gibi, her dinden ve mezhepten, her etnik kökenden terörist çıkıyor. O zaman bunu sadece müslümanlara maletmeye çalışmak, terörden de tehlikeli bir davranış değil mi? Katedral'deki anma töreni ve ayin Önceki gün Washington'daki Ulusal Katedral'de, saldırılarda hayatını kaybedenler ve aileleri için bir anma ayini düzenlendi. Ayin Hıristiyan, Müslüman ve Musevi dini temsilcilerin konuşma ve duaları ile başladı. Başkan Bush burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Ülkemize zalimce saldırı yapıldı. Büyük bir yas içindeyiz. Şimdi, her inançtan, her partiden insanın birleşmesi zamanıdır." Kuzey Amerika İslam Toplumu temsilcisi İmam Müzemmil Sıddıki ise şöyle konuştu: "Bu saldırılar kaplerimizi kırdı. Gözlerimizi yaşarttı. Allah bize yardım etsin; bütün farklı inançları, ülkemizin iyiliği için birarada tutsun. Bizi kötülerden korusun!" Washington'daki Katedral'de yapılan anma töreni ve ayin sırasında Başkan Bush ile Kuzey Amerika İslam Toplumu temsilcisi İmam Müzemmil Sıddıki'nin sözleri, terörle mücadelede 'rehber' kabul edilmeli. Birlik ve beraberliğin korunmasında, o meşhur Amerikan ruhunun tekrar canlanmasında, farklılıkları zenginlik kabul eden hoşgörü ortamının kuvvetlendirilmesinde, bu rehber sözlerin ve yaklaşımın çok önemli olduğu asla unutulmamalı. Dileriz bu sağduyu ve basiret, Amerikan kamuoyunda yeniden görülür. Maksatlı ve yalan dolu propaganda kampanyaları artık son bulur. Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, gelecek Cuma günü bütün camilerde terörü kınayan ve İslamiyet'in hiçbir şekilde teröre cevaz vermeyen gerçek yüzünü gösteren hutbeler okutması, vaazlar verdirmesi çok anlamlı olur. Türkiye'nin dost ve müttefik ABD'ye olan halk desteğini sergiler. Ayrıca yalan ve maksatlı propagandadan ortalığın toz duman olduğu bu ortamda, büyük bir hizmeti ifa eder.