New York ve Washington'a yapılan iğrenç saldırı, asrımızın en büyük tehlikesinin terör olduğunu, bir kere daha açıkça gösterdi. ABD'nin her yıl yayınladığı terör raporlarının ve terörle mücadeleyi sürekli gündemde tutan politikalarının haklılığı, bir defa daha ortaya çıktı. Başkan Clinton, "Beyaz Saray'da uykularını kaçıran en büyük endişesinin, ABD'ye yapılacak biyolojik, kimyasal ya da nükleer bir terör saldırısı" olduğunu defalarca söylemişti. Başkan Bush, göreve başlar başlamaz, ABD'yi ve müttefiklerini koruyacak 'füze kalkanı projesini' birinci öncelikli olarak gerçekleştirmek için kolları sıvamıştı. Salı günü ABD'ye yapılan tarihin en kanlı hain saldırısı, her iki başkanın da terörle mücadeleye öncelik veren politikalarının ne kadar yerinde olduğunu ispatladı. Cevabı gerekli sorular Yalnız inanılmaz, gerçek oldu. ABD, dışarıdan bir tehdide karşı teyakkuz halindeyken, iğrenç terör içerden, kalbinden ABD'yi vurdu. Anlaşılır ve izah edilir bir durum değil. Son saldırının ortaya koyduğu çok acı şu gerçekler var: -Havaalanlarındaki güvenlik tedbirleri niye bu kadar yetersiz? -CIA'i, FBI'ı önceden istihbaratta niye bu kadar yaya kaldılar? Bu soruların cevabı mutlaka bulunmalı, dünyaca ünlü bu iki teşkilat polemik konusu yapılmadan mutlaka ihmal ve kusuru olanlar acilen cezalandırılmalıdır. Her iki teşkilat da, sıkı biçimde gözden geçirilmelidir. Zira terörle mücadelede başarılı olmanın olmazsa olmaz şartı, önceden istihbarattır! Hele her yıl 180 ülkeyi terör açısından yakından takip eden, bunlara not verip rapor hazırlayan bir ülkenin, kendiyle alakalı istihbaratta bu kadar gevşek ve gafil olması, asla affedilecek bir davranış değildir. Mücadelede önemli hususlar ABD'de çok sayıda think-tank (düşünce kuruluşu) var. Bunların önemli bölümü terörü ve terörle mücadeleyi araştırır. Kuruluşlarda dünyanın en kıymetli uzmanları çalışır. Washington'da bu kuruluşların birçok toplantısını ve konferanslarını takip etmiş bir gazeteci olarak söylemeliyim ki, terörle mücadelede en etkili yol, adalet ve adil davranmaktır! Demokraside, insan haklarında, iç ve dış politikkalarda çifte standartlı uygulamalardan kaçınmaktır. 'Bana dokunmayan yılan (terör) yaşasın' vurdumduymazlığına düşmemek, terörle mücadeleye her ortamda katılmaktır. Terör, insanlığın başbelasıdır. Mutlaka ortak mücadele edilmesi gereken, global bir tehdittir. Ayrıca terörün-teröristin, dini, milliyeti yoktur. Her dinden ve mezhepten, her etnik kökenden terörist çıkıyor. Bu gerçekleri gözardı ederek dini ve etnik duygularla ayrımcılık yapmak, teröriste buna göre tavır koymak, terörden daha tehlikeli bir davranıştır. İnsanları, toplumları ırkçılık ve din istismarı ile bölmek; sevgi yerine nefretleri körüklemek, farklılıkları zenginlik kabul etmek yerine kaşımak, terörü beslemektir. Her türlü bencillik ve radikallık, teröre kaynak oluşturmaktır. İngilizler'in asırlarca dünyanın her yanında yaptıkları gibi toplumları, milletleri sömürmek; Ruslar'ın Çeçenistan'da, İsrail'in Filistin'de, Sırplar'ın Balkanlar'da yaptıkları gibi baskı ve zulümler, çaresiz milyarlarca insanı ya teröre destek olmaya ve sempati beslemeye; ya da bizzat terörist ve radikal unsurların arasına karışmaya ittiğini asla unutmayalım. Şu ABD'ye yapılan haince saldırı bile propaganda amaçlı kullanılmaya çalışılıyor. Ne kadar çirkin, ne kadar iğrenç ve ne büyük haksızlık! Basiretli olmadan, adaleti her uygulamaya yaymadan, çifte standartları yoketmeden, terörle mücadele maalesef etkisiz kalacaktır. Teröristi ve destekçilerini yakalayıp adalete teslim etmek kadar, terörist yetiştiren tarlaları-ortamları kurutmak da çok önemlidir! Bu vesile ile New York ve Washington'a yapılan haince saldırıyı şiddetle kınar; hayatını kaybeden masum insanlar için taziyelerimizi sunarız. Böyle belaların bir daha olmaması için dua ederiz. ......... Tel: 1.202.737.7508 Faks: 1.202.737.7509