Terör sadece Amerika'yı vurmadı. Herkesi etkiledi. Zaten New York'ta İkiz Kuleler enkazında, en az 80 ülke insanının can verdiği tahmin ediliyor. Ayrıca Başkan Bush her lafının arasına bunun global bir mücadele olduğunu sıkıştırmayı da asla ihmal etmiyor. Gerçi başta CNN olmak üzere Amerikan televizyonları bunu, "Amerika'nın yeni savaşı" şeklinde takdim ediyorlar. Savaş baltalarını her gün bir başka şekilde bileyerek tamtamlarını kulakları sağır edecek şekilde çalmayı sürdürüyorlar. Yıllardır devam eden anti sigara kampanyalarından dolayı olsa gerek, barış çubuklarını tüttürmek falan da, kimsenin hatırına gelmiyor. Amerikan halkı da bu havayı soluyup; yok şarbonlu zarflar, yok biyolojik terör, yok bilmem neli saldırı alarmları ile yatıp kalkıyor. Herkese gına geldi gelmesine ama, terör bu, işin şakaya gelir yanı yok. Ayrıca ucunda mal ve can kaybı var. Yaşamanın bu acayip faturası, Amerika'da herkesi strese sokuyor. Mide turizmine ve Çengelköy hıyarına terörün etkisi Neyse bu Amerikan tarafının haleti ruhiyesini bırakalım da sadede, yani şu terörün biz Türkleri nasıl vurduğuna gelelim. Bir kere; tarhana, peynir ve turşu trafiği felaket darbe yedi. Biliyorsunuz, Amerika'da yaşayan Türkler'in, terketmedikleri bir alışkanlıkları vardır. Memlekete gittiklerinde dönerken bavul ve çantalarına, sucuktan turşuya, koska helvasından beyaz peynire, Çengelköy hıyarından Arnavut biberine, salçadan tarhana ve bulgura, tedarik ettiklerini bir güzel doldururlar. Ayrıca uzun yoldur; Okyanus aşılıyor. Yolluksuz, katıksız, böreksiz, çöreksiz, pastırmasız, tayyareye binilir mi? Hatta yasak olsa bile, uçakta çaktırmadan çilingir sofrası kurmayı denemeden bu uzun yolculuk hiç çekilir mi? İşte bu törkiş stomakiş, yani damak tadından ziyade midevi zevklerimizi etrafa kilometrelerce uzaktan tanıtan gıda turizmimiz, felaket yara aldı. O 11 Eylül hain saldırısından sonra, hadi bakalım bavuluna, koy koyabilirsen, midenin dostlarını (!)... Adamı gümrükte köpeklere enseletiyorlar. Köpeklerin damak tadı ve koklama gücü Köpek deyip geçmeyin. Bavullardaki uyuşturucudan, bombaya her türlü muzıratın kokusunu alan bu hayvanlar, 11 Eylül teröründen sonra sebze, meyve ve gıda bulma ustası olup çıkmasınlar mı? Geçenlerde Amerika'da yaşayan bir gazeteci arkadaş Türkiye'ye tatile gitmişti. Kendisini sıkı sıkıya uyardım. Zira huyunu biliyorum. Aman dedim; 'Kapalı ambalajında bile olsa, asla yiyecek getirme. Ben Amerikalıyım falan diye güvenme. Girişler, çıkışlar acaip sıkılaştı. Başına bir iş gelmesin' diye tembihte bulundum. Eksik olmasın tavsiyemi tutmuş; ama yola çıkmadan evvel taze domates ve salata yemiş. El çantasında da uçaktan inince atarım diyerek unuttuğu, çeri çöpünün olduğu küçük bir naylon torba kalmış. Kalmış ama, pasaporttan geçip gümrük sahasında bagajları ile beklerken, 2 adet köpek etrafında başlamışlar dönüp dönüp koklamaya.. Derken görevli. "Geçin bu tarafa, açın şu çanta ve valizleri" demiş. Neyse uzatmayalım, zavallı sonunda çıkmış çıkmasına gümrükten ama; ne siz sorun, ne de ben daha fazla anlatayım.. Pompacılığa paydos, vizeler mayhoş Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu'nun 'tek kişilik ordu' tanımlamasına 'cuk' diye oturan başkanı sevgili Egemen Bağış önceki gün Washington'da anlattı. Geçen hafta New York'taki Ayyıldız Lokantası'nı polis ve INS (Göçmen Dairesi) yetkilileri aniden basmışlar. 10-15 Türkü alıp gitmişler. Nereye ve neden götürüldüğünü, ne yapıldığını arayıp bilgi toplamaya çalışırlarken, birkaç gün önce uçağa bindirilip çoktan sınır dışı edildiklerini öğrenmesinler mi?.. Anlayacağınız 'Öyle vizem var, kapağı bir Amerika'ya atayım sonra da bir benzin pompasını asgari ücretle kapayım, azıcık para yapayım' falan devirleri geçti, a dostlar.. Terör pompacı soydaşları da fena vurmuş durumda. Hatta bırakın çantanızdaki Çengelköy hıyarlarını ve anlı şanlı vizenizle tafra satmayı.. Yıllarca Amerika'da yaşamış ve şu anda Türkiye'nin önde gelen televizyoncularından birisi olan bir başka soydaşın şu macerasına bir kulak verin... Terör sonrasında New York'tan giriş yaparken, bir saati aşkın sorgulamayla zor kurtulmuş şöhretli televizyoncumuz. Palas pandıras da Türkiye'ye geri dönmüş. Bilmem bir daha gelir mi? Velhasıl şu terör, biz Türkleri de çok fena vurdu, a canlar ve sevgili dostlar.. Çengelköy hıyarını bile Amerika'ya sokamadıktan sonra, varın düşünün gerisini.. Alın tedbirlerinizi.. Bizden söylemesi..