Gelecek hafta salı günü ABD'nin yeni başkanı belli olacak. Demokrat Parti'nin adayı Obama anketlerde yarışı önde götürüyor. Önümüzdeki birkaç günde çok büyük bir sürpriz olmazsa Obama, ABD'nin ilk siyahi başkanı olarak da tarihe geçecek. Türkiye seçim öncesinde Washington'a tam bir çıkarma yaptı. ABD'nin ünlü düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü ile Türkiye'nin parlayan yıldızı SETA Vakfı'nın ortaklaşa düzenledikleri toplantıda, Türk-Amerikan ilişkileri ve bölgesel sorunlar tartışıldı. Washington'daki konferansın ana konuşmacısı, Başbakanlık Başdanışmanı büyükelçi Ahmet Davutoğlu idi. Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin yeni dış politika stratejisini oluşturan isimlerden birisi. ABD'nin eski Ankara büyükelçilerinden Mark Parris'in "Türkiye'nin Kissinger'ı" olarak övdüğü Davutoğlu Hoca, konferansta ilgiyle dinlendi. Türkiye'nin 21.yüzyılda bölgesinde ve Avrasya'da oynayacağı kritik rollere, dünya meselelerine yapacağı katkılara dikkati çekti. Türkiye'nin dış politika vizyonunu geniş bir ufuk turu ile anlattı. Davutoğlu, konferans için geldiği Washington'da Beyaz Saray'da, Dışişleri Bakanlığı'nda ve Pentagon'da ABD yönetiminden yetkililerle görüştü. Hem Obama hem de Cumhuriyetçi Parti Başkan adayı McCain'in dış politika danışmanları ile biraraya geldi. Böylece yeni ABD yönetiminde etkili noktalara gelecek isimlerle şimdiden Türk-Amerikan ilişkileri konusunda geniş bir fikir teatisinde bulunmak imkanı oldu. Ayrıca Washington'ın kalburüstü dış politika ve Türkiye uzmanlarıyla yapılan ortak toplantıda da Türkiye'nin mesajları birinci elden ABD kamuoyuna etkili biçimde aktarıldı. Davutoğlu, Washington'da büyük ilgi gördü. Türkiye'nin özellikle komşularıyla geliştirdiği "sıfır problemli" ilişkiler politikası ABD'de büyük yankı yapıyor. Ayrıca Orta Doğu, Afganistan, Kafkaslar ve İran konularındaki arabuluculuk faaliyetleri; İsrail-Filistin, İran, İsrail Suriye ve Pakistan-Afganistan ihtilaflarındaki etkili çabaları büyük takdir topluyor. Herkesin güvenini kazanmış bir Türkiye var. Ülkemizin ayrıca BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi olması da bu prestijli ve itibarlı durumunun bir başka göstergesidir. Türkiye, bölgesel bir güç olmanın ötesinde, küresel bir süper "soft power" görüntüsü ile de ışıldıyor. Gücümüzün ve potansiyelimizin kıymetini bilelim.