Türkiye ile ABD arasında son günlerde ortaya çıkan "medya savaşlarının", faydalı yanları da oldu. İki ülke ilişkileri, birçok yönüyle kamuoyunda tartışılmaya başladı. Eğer tartışmalar, suçlama ve duygusal gerginlik yerine, serinkanlı ve sağduyulu biçimde yapılabilseydi, elbette daha çok yarar getirecekti. Bu sebeple Yazıişleri Müdürümüz sevgili Nuh Albayrak'ın konuyla alakalı tesbitleri çok doğru! İlişkilerdeki duygusal gerginliğin, güven bunalımını daha da artıracak bir seviyeye çıkmasını konu eden değerlendirmesine, "medyanın kronik hastalığı!" başlığını koyarak durumu gayet iyi özetlemiş. Türkiye'nin, 'manda' sendromlarını çoktan aşmış bir ülke olduğunu belirtmiş. "Medya yöneticilerinin hiçbir komplekse kapılmadan, Türkiye'nin menfaati gereği olan politikaların halka anlatılması konusunda hükümete yardımcı olmaları gereğini" vurgulamış. Loğoğlu: "Medyadaki çarpıtmalar ilişkilerimizi zedelemez" Zaten Washington Büyükelçimiz Faruk Loğoğlu da, Amerikan gazetesi Wall Street Journal'a (WSJ) gönderdiği mektupta, sorumsuz medyanın ilişkileri zedeleyen yayınlarının ölçü alınmaması gerektiğini açıkça ifade etti. Loğoğlu gazetede yayımlanan cevabi mektubunda şu önemli görüşleri dile getirdi: -"Ne Amerikan, ne de Türk medyasındaki aşırılıklar ve yanlışlıklar, Türk-Amerikan dostluğunun ispatlanmış gücü ve test edilmiş dayanıklığının gerçek bir ölçüsü olamaz! Bunlar ilişkilerimizin temelini oluşturan demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı, barış, güvenlik, istikrar ve refah gibi ortak değer ve yükümlülüklerimizi zaafa uğratmada bir bahane olarak kullanılamaz! Türk-Amerikan dostluğu ve ittifakı, her zamanki kadar önemlidir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Türk Hükümeti, bu ilişkilere bağlıdır! Çeşitli ''meydan okumalara'' rağmen, bu ilişkileri daha da geliştirmektedir. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın başarılı Türkiye ziyaretiyle de, bu husus teyit edilmiştir. Zaten WSJ'daki yazı, Türkiye'ye biraz aşina olan herkes için aşırı abartılıdır. En azından büyük bir çarpıtma içerdiği açıktır!" Boucher: "Türk-Amerikan ilişkileri çok olumlu ve sağlıklı" Öte yandan, geçtiğimiz Salı günkü basın brifingi sırasında, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Boucher'e şöyle sordum: "Bayan Rice'ın Ankara gezisinden sonra iki ülke medyasında da çok sayıda haber, yorum ve değerlendirmeler çıktı. Türk-Amerikan ilişkilerindeki bugünkü gerginlik konusunda siz ne düşünüyorsunuz?" Sözcü Boucher sorumu cevaplarken, Türk-Amerikan ilişkilerinin 'çok olumlu ve sağlıklı' olduğunu vurguladı ve şöyle konuştu: "ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Türkiye ziyaretinde de söylediği gibi, Türkiye çok önemli bir müttefik. Türkiye'nin Avrupa'daki geleceği gibi geniş stratejik iş birliği alanlarımız var. Orta Doğu'da, hem barış süreci, hem Irak, hem de bölgedeki olaylarla ilgili geniş bir iş birliğimiz var. Ayrıca, geniş bir ekonomik iş birliğimiz bulunuyor. Bu çerçevede ABD ile Türkiye arasında çok olumlu ve sağlıklı ilişkiler var. Bu ilişkiler, her iki tarafın da ilişkilerin sağlıklı ve yapıcı kalmasını garanti edecek türde çabayı hak ediyor." ABD-Türkiye stratejik diyalog danışma forumu Bu arada hafta içinde Washington'da önemli bir toplantı yapıldı. Toplantıda Türkiye ile ABD, iki ülke arasında varolan "stratejik diyalog" çerçevesinde Rusya, Kafkasya ve Orta Asya konularında, sürekli bir "danışma forumu" oluşturulmasında anlaştılar. Dışişleri Bakanlığı'nın Rusya-Kafkasya ve Orta Asya'dan sorumlu Genel Müdürü Büyükelçi Halil Akıncı, Washington'da ABD'nin Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan yardımcılığının üst düzey yetkilisi Laura Kennedy ile bir araya geldi. Görüşmelerde, Gürcistan'daki durum, Rusya ve Kafkasya'daki gelişmeler, Yukarı Karabağ sorunu, Ermenistan ile ilişkiler ve enerji konuları ele alındı. Akıncı'nın temasları, ABD Dışişleri Bakanlığı'nca "ABD-Türkiye stratejik diyaloğu" başlığıyla duyuruldu ve Akıncı ile Kennedy'nin, Avrasya konularını ele aldığı belirtildi. Açıklamada, ikili toplantıların, Amerikalı ve Türk yetkililer arasında ortak çıkarları ele almak, bölgesel tıkanmış çatışmalara çözüm bulmak, enerji, siyasal ve ekonomik reform gibi konularda daha fazla iş birliği yönünde fikir geliştirmek için bir forum ortamı sağladığı kaydedildi. Bu, önemli bir gelişme. Zira iki ülke, bu tip bir "danışma forumunun" kalıcı hale getirilmesinde anlaştılar. Umarız Orta Doğu, Irak, Terörle Mücadele, NATO ve benzeri alanlarda da zaten yürütülen iş birliği konuları için, benzer yapılanmalara gidilir. Bu stratejik diyalog formaları, hem konuların sürekli istişaresini, hem de ortak menfaatler çerçevesinde atılacak adımların daha hızlı ve verimli biçimde uygulamaya sokulmasını sağlayacaktır. Ayrıca her iki ülkedeki bazı sorumsuzların, ilişkileri duygusal gerginliklere taşıyacak olumsuz çabalarına en iyi cevabı verecektir. Zaten, stratejik müttefikliğin ne kadar ve nasıl verimli çalıştığını, gerekli iş birliğinin nasıl faydalar sağladığını göstermenin en kestirme yolu da budur!