Washington'a neredeyse her hafta bir başka Türk heyeti geliyor. TBMM parlamenter heyetinin ardından TÜSİAD heyeti New York ve Washington'da temaslarda bulundu. Gelecek hafta da Türk-Amerikan İş Konseyi ile DEİk'in ortaklaşa düzenledikleri geleneksel konferans var. Bu yıl 26'ncısı düzenlenen konferans sırasında Washington'a tam bir Türk çıkarması yaşanacak. Türk-Amerikan ilişkilerinin her yönüyle tartışılacağı ve güncellemelerin yapılacağı oturumlar olacak. Dışarıdan bakıldığında bu hareketli ziyaret trafiği göz kamaştırıyor. Öze inildiğinde gelen heyetlerin temas ağırlığının ABD KONGRESİ'ndeki Ermeni tasarılarının önlenmesi teşkil ediyor. Bu da insana hüzün veriyor. Koca Türkiye, başka bir iş yokmuş gibi, bir avuç gözü dönmüş Ermeni diasporasının, Türkiye'yi karalama çabalarını önlemeye çalışarak zaman harcıyor. İş birliğine ve fırsatlara yoğunlaşmak Halbuki hem Türk-Amerikan stratejik işbirliği alanlarının genişliği, hem de Türkiye'nin dünya barışı için bölgesinde ve Avrasya'da oynayacağı global rol, fevkalade geniş fırsatlar ortaya koyuyor. Enerjimizi, mesaimizi, temaslarımızı böylesine pozitif alanlara taşımak gerekmez mi? Doğrudur! Ermeni yalanları ve iftiaraları asla sineye çekilemez. Bununla mücadele de edilmeli. Ama bu konuyu biraz fazla abartıyoruz. Ermeni yalanları, Türkiye aleyhine kullanılan "siyasi oyunların" bir parçası. Buna tarihle ve tarihi gerçekler teziyle karşı çıkmak, hedefe varmak için yeterli değil. Siyasi oyuna, siyasi hamleyle cevap gerekli. Gücünüzü ortaya koyarak, caydırıcı ve etkili yaptırımlar lazım! Ermenistan'ın Dağlık Karabağ işgalini, 1 milyondan fazla Azeri'nin yurtlarından edilmesini Birleşmiş Millletler'e, İslam Konferansı'na taşıyıp ambargo çıkartmak gerekli. En azından Ermenistan'ı boğacak, sıkıştıracak, canını yakacak güçlü adımları tek başına ve İslam ülkeleri ile atmanın yolunu bulmalıyız. Rahmetli Özal, vefatından kısa bir once, "sınırda yapılacak bir tatbikat sırasında birkaç mermi yanlışlıkla (!) Ermenistan'a düşse ne olur?" demişti. Bu kadarcık bir söylem bile etki yapmıştı. Biz Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmeyle, 70 binin üzerinde Ermenistan vatandaşının Türkiye'de çalışmasıyla, uçak seferleriyle MİNSK grubu gibi uyutma komisyonları ile çare arıyoruz. Değil Ermenistan'ı zorda bırakacak, incitecek hamleleri bile yapmaktan imtina ediyoruz. Geçse ne olur Meselenin bir başka yönü de şu. ABD'de 40 eyalet soykırım dedi. Okullarda, ansiklopedilerde her yerde sözde soykırım yalanı sıkça tekrarlanıyor, biribiri ardına soykırım anıtları dikiliyor da, ne oluyor? ABD KONGRESİ farzı muhal sözde soykırım tasarısını yasalaştırsa ne olur? Başkan Wilson Sevr Antlaşmasını ve Türkiye'nin bölünmesini KONGRE'den geçirmişti. Böyle bir yasa var.. Bu, çıkaranların yüzkarasını ortaya koymaktan başka bir etki yapabildi mi? Siyasi oyuna güçle, askeri ve ekonomik uygulamalarla karşı konur. Tarihin en büyük insan kıyımını yapmış Sovyetler Birliği için, sömürgeci İngiltere, Fransa, Almanya için bu konular gündeme neden gelmiyor? Siz gücünüzden korkar, farkında olmaz, ya da oyunu kuralı ile oynamaktan imtina ederseniz, işte böyle "meşgul" edilirsiniz! Zaten bu tasarı geçmez! Son anda tutulur. Ama gündemden asla inmez. Olayın bu tarafını da görmek lazım. Bu tasarların ne Türkiye'ye, ne ABD'ye, ne de Ermenistan'a hiç bir yararının olmadığını, ABD yönetimi de, tasarıyı gündeme getirenler de çok iyi biliyor. Mücadele yapalım. Tamam. Ama, asıl gündemden uzaklaşmayalım. Türk-Amerikan stratejik işbirliğinin sunduğu geniş imkanlar ve fırsatlara daha fazla yoğunlaşalım. Aksi halde kısır döngü içinde sadece vakit tüketmekle kalmaz, bu büyük fırsatları da heba ederiz... .......................... SİZLERDEN BİR RİCA NOTU: Değerli okurlarım! Siz bu satırları okurken bugün, yakalandığım lenf kanseri tedavisi için ameliyat oluyorum. Hastalığımı öğrendikten sonra mesaj gönderen ve dualarını bildiren değerli okuyuculara ve arkadaşlara minnettarım. Geçmiş olsun mesajlarına tek tek cevap veremediğim için özür diler, her birinizden hakkınızı helal buyurmanızı rica ederim.. Asla bilerek değil, eğer farkında olmadan dahi sizleri incitecek ve üzecek birşeyler yazmış isek, lütfen affedin. Çok çok özür diler, dualarınızı beklerim.. Hasan Mesut Hazar