Türkiye ile iş yapmak

A -
A +

Kriz, Türk ekonomisinin sağlıksız yanlarını ve yıllardır süren yanlışlarını bir bir ortaya döküyor. Bankacılık başta olmak üzere ekonomik sistemin çağdışılığı ve bir türlü yapılamayan, ya da fonksiyonel hale getirilemeyen reformlar ile iyileştirme adımlarının yetersizliği, her uygulamada açıkça kendini gösteriyor. Ancak yıllardır süren iki ana sorun var ki, bunlar Türkiye'nin önünü felaket tıkıyor. Üretim maliyetinin çok yüksekliği ve yabancı sermayenin gelişini engelleyen istikrarsızlık ile hantal bürokrasi olarak özetlenebilecek bu iki problem, bırakın ihracat patlamasını, normal ihracatı bile giderek güçleştiriyor. Dış pazarlarda rekabet edecek malımız yok Rahmetli Özal ile başlayan globalleşme ve liberalleşme adımları devam edemediği için, Türkiye bir türlü dış piyasada rekabet edebilecek fiyatta mal üretemiyor. İhracatta en iyi olduğumuz tekstil ve konfeksiyon sektöründe bile mesela, ABD'nin tahsis ettiği kotaların -üç beş kalemin dışında- yarısını dolduramıyor, yıllardır Türkiye... Yani, pahalı malımızı ABD'ye satamıyoruz. Bu büyük pazarın imkanlarından faydalanamıyoruz. Enerji çok pahalı, yerli temel hammaddeler dünya fiyatlarının çok çok üstünde olunca, haliyle ürettiklerimizin satış fiyatları da yükseliyor. Bu durumda sizin pahalı malınızı kim alacak? Siz pahalıya malettiğinizi ihraç etmek için ne kadar çabalasanız, boşuna!.. Öte yandan, milyarlarca dolarlık yerli sermayenin dışarıya aktığı ve başta Bulgaristan olmak üzere komşu ülkelere yerli sanayicinin fabrikasını taşıdığı bir ortamda, hiç yabancı sermaye ülkenize gelir mi?.. 500 milyar dolarlık dış ticaret potansiyeli Rahmetli Özal 1984'lerde Türkiye'nin 100 milyar dolarlar mertebesinde dış ticaret yapması gerektiğini söylemişti. Gerçi bir türlü globalleşemeyen Türk ekonomisi şimdilerde 25 milyar dolarlık ihracatı zar zor da olsa gerçekleştiriyor. Hatta bu rakamdan memnun kalıyor. Ama ülkenin artık yılda 500 milyar dolarlar mertebesinde dış ticaret yapabilecek kapasite ve potansiyelinin bulunduğu, nedense gözardı ediliyor. Bu kapasitenin bir türlü gerçekleştirilememesinin en önemli nedeni olan pahalı üretim, yakın bir gelecekte düzelecek görünmüyor. Ayrıca TL'nin dolar karşısında değerinin yükselmesi de, zaten zor şartlarda ayakta durmaya çalışan ihracatçılarımıza, darbe üstüne darbe vuruyor. Böyle bir ortamda Türk müteşebbisinin izleyeceği en akılcı yol, Amerikalı işadamlarının, ABD dışındaki işlerine şöyle veya böyle katılmanın bir yolunu bulmaktan geçiyor. Özellikle Avrasya'da Türk ve Amerikan firmalarının işbirliği, her iki ülkeye de büyük yararlar getirebilir. Türk KOBİ'lerinin üçüncü ülkelerde Amerikalı firmalarla işbirliği konusundaki düşüncelerimizi yazmayı sürdüreceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.