ürkiye'nin ABD çıkarması sürüyor. Son zamanlarda nerdeyse her ay ABD'ye bir Türk bakan geldi. Askeri ve sivil heyetler ile, özel sektör temsilcisi işadamları ve grupların ziyaretleri oldu. Türk parlamenter çeşitli vesilelerle ABD'de temaslarda bulundular. ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Tarım Bakanı, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ABD'yi ziyaret ettiler. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan için ise ABD, zaten ikinci adres durumunda. Hem IMF görüşmeleri hem de uluslararası finans çevreleri ile temaslar için Ali Babacan sık sık ABD'ye geliyor. Babacan daha geçen hafta yine ABD'deydi. Chicago'da ve Boston'da çeşitli temaslar yaptı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de, Temmuz ayında Washington'daydı. Gül'ün başarılı resmi ziyareti sonrasında, TBMM'deki tezkerenin kabul edilmemesiyle zuhur eden Türk-Amerikan ilişkilerindeki derin kriz ve gerilim, "yumuşama" sürecine girdi. Ayrıca Abdullah Gül gelecek hafta, tekrar New York'a geliyor. Birleşmiş Milletler'in açılışına katılacak olan Dışişleri Bakanı, Irak'a yeni bir BM kararı, asker gönderme, yeniden yapılandırılma ile, başta Ortadoğu olmak üzere çeşitli dünya meseleleri konusunda Türkiye'nin tavır ve politikalarını anlatmak imkanını bulacak. Gül çeşitli yabancı meslektaşları dışında, düşünce kuruluşlarında da konuşmalar yapacak. Tezkerenin yolaçtığı sıkıntılı durum Türkiye, geçen Mart ayında tezkereyi kabul etmeyerek, tarihi bir hata yaptı. Her ne kadar bu karar gururumuzu okşadı ve ABD'ye duyulan büyük öfke ve kızgınlıklarımızın tepkisini ortaya koyarak "bazı duygularımızı" tatmin etti ise de, Türkiye'yi Irak konusunda olması gereken pozisyonundan gerilere düşürdü. Milli menfaatlerimiz yara aldı. Türk-Amerikan stratejik ilişkileri rafa kalktı. Irak'ta Saddam sonrasında oluşturulan siyasi, idari, askeri mekanizmaların dışında kaldık. Bölgede büyük değişiklikleri başlatan bu arka bahçemizdeki büyük oyunda, maalesef "belirleyici" rol oynama fırsatını kendi elimizle geri ittik. Kuzey Irak'ta asker bulundurma ve kontrol imkanını kaybettik. Üstelik bu kayıplara, Irak Savaşı'nda ABD'ye -topraklarımızda kara birlikleri geçici konuşlaması ve asker geçişinin dışında- her kolaylığı göstermemize rağmen uğradık! Türkiye İncirlik Üssü ile, hava sahasının açılması, çeşitli lojistik destek ve insani yardımlar ile ABD'ye büyük destek verdiği halde, Washington'da hem Pentagon ve ABD yönetimi nezdinde, hem de KONGRE'de büyük hayal kırıklıklarına yolaçtı. Bütün bunların neticesinde 28 milyar dolar gibi küçümsenmeyecek bir kredi imkanından da olduk. Türk-Amerikan ilişkilerinin gerilmesinin zararları dışında, karşılıklı güven kaybı gibi tamiri büyük zaman alacak bunalımlı bir dönemi başlattık. Hataları tamir eden ziyaret ve temaslar Şimdilerde ise bunları aşmak için ABD'ye ziyaret üstüne ziyarette bulunuyoruz. Resmi ziyaretlerin dışında TOBB gibi heyetlerle de, Irak'taki gelişmelerin tamamen dışına düşmemek için çabalar sarfediyoruz. Irak'ın en problemli bölgelerine 10 bin asker göndermek ve yeniden yapılandırmadan pay alabilmek için görüşmelerde bulunuyoruz. Irak'a göndermeyi düşündüğümüz askerlerimizin Kuzey Irak'tan değil de Ürdün ve Suriye üzerinden ikmalinin sözkonusu edildiği tuhaflıkları aşmaya çalışıyoruz. Türkmenler'in Irak'ın yapılandırılmasında birinci derece rol oynamalarının önünün kesilmesine sebep olmanın şokunu yaşıyoruz. Ayrıca Kuzey Irak'ta kontrolu kaybetmenin sıkıntılarını ve bazı kendini bilmez küstah Kürt maşaların ağız kokularını çekiyoruz. Acaba tezkereye Mart ayında "hayır" diyen duygusal tepkicilerin şimdilerde vicdanları rahat mı? Türkiye'nin olması gereken yere gelmesini önlediklerinden ve milli menfaatlerimize darbe vuran bugünkü sıkıntılara yolaçtıklarından dolayı pişmanlar mı? Türkiye, sağduyulu olmak zorunda. Duygusal tepkiler yerine milli menfaatlerimiz doğrultusunda akılcı politikalara yönelmeliyiz. Bu açıdan hem bakanların ve asker sivil bürokratların resmi ziyaretlerini, hem de TOBB gibi kuruluşlar ile iş çevrelerinin, ABD'deki temaslarını çok faydalı buluyoruz. TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu beraberindeki heyetle bu hafta Washington'daydı. TOBB'un hazırladığı "Irak'ın yeniden yapılandırılması sürecine Türk İşdünyası'nın nasıl katkı sağlayabileceğine" ilişkin raporu ABD yönetimi ve iş çevreleri ile tartıştı. Ayrıca CSIS düşünce kuruluşunda konuştu. İsabel fırtınası sebebiyle programının bazı bölümleri iptal edilse de, TOBB'un bu gezisi çok faydalı oldu. Bu tür ziyaret ve temasların artmasını diliyor, içinde bulunduğumuz zor dönemde, "kolay gelsin Türkiyem" diyoruz!