Türkiye'nin diplomasi zaferi

A -
A +

Washington'da, Türkiye'nin başarılı diplomatik hamleleri konuşuluyor. Sadece bölgesinde değil uluslararası arenada da giderek ağırlığı artan bir ülke olmak, doğrusu Türkiye'ye çok yakışıyor. Terörle mücadelede kararlılığını, başarılı diplomatik ataklarla perçinleyen Türkiye, Filistin-İsrail barış müzakere sürecinin başlamasında da etkili bir rol oynadı. Son aylarda Türkiye'de bazılarının gündemi, sadece savaş çığırtkanlığı idi. Kanlı terör örgütü PKK ile mücadelenin, etrafa savaş açmakla yapılması gerektiğini pompalayanlar, Türkiye'nin bu yöndeki başarılı diplomatik girişimlerini görmezden gelenler, şimdilerde başka sanal gündemlere yöneldiler. Yazıp çizdiklerini unuttular. Bayatlamış anket ve konularla ülkeyi yeniden meşgul etmeye başladılar. Zira, dış dünyada Türkiye hedeflerine, emin adımlarla yürüyor. Son gelişmeler, PKK'nın tasfiye sürecinin hızlandığının açık işaretlerini veriyor. Başbakan Erdoğan'ın 5 Kasım'da Beyaz Saray'da Başkan Bush ile görüşmesi, PKK terörünün nihayete erdirilmesinde bir "milat" oldu. Hem Avrupa Birliği hem de Kuzey Irak'taki Kürt grupları, Türkiye'nin PKK ile haklı mücadelesini daha bir anlamaya başladılar. Başkan Bush'un, "PKK'yı ortak düşman" ilan etmesi bile, terör örgütüne büyük darbe vurdu. Türkiye'nin ABD ile PKK'ya karşı ortak tedbirler almaya başlaması, ortak bir plan uygulaması, terör örgütünün etkisiz hale getirilme sürecini hızlandırdı. Gerektiğinde sınırötesi dahil yapılan ve yapılacak operasyonların hukukiliğini ve meşruluğunu uluslararası arenada tescil ettirdi. Son gelişmeler, önce diplomasi ve diyalog diyenlerin haklılığını da ortaya koydu. Türkiye'nin, hem hükümet, hem de devlet organları ile uyumlu biçimde sergilediği kararlı tutum, başından beri diplomasi ve diyaloğu ön planda tutan politikaları, bugün meyvelerini veriyor. Kuzey Irak Kürt liderleri, PKK'ya karşı etkili tavır almaya başladılar. Türkiye sınırında mevzilenmiş peşmergeleri geri çekmeleri, sınır boyundaki insansız bölgeyi boşaltmaları, Türkiye'nin uyguladığı bu doğru politikalar sebebiyle olmuştur. Barzani: "PKK'yı lanetliyoruz" Kuzey Irak mahalli yönetimi başbakanı Nechirvan Barzani, Washington Post gazetesinde yayımlanan makalesinde, "PKK'yı ve terör eylemlerini kınadıklarını, ABD ve Türkiye ile bu konuda iş birliğine hazır olduklarını" yazdı. Ayrıca, "PKK'nın sadece askeri tedbirlerle değil, diplomasi ve görüşmeler yoluyla elemine edilebileceğini" vurguladı. "Türkiye'ye muhtacız" diyen Barzani makalesinde şu görüşlere yerverdi: "Biz Türk dostlarımıza barış ve iş birliği isteğimizi sürekli tekrarlıyoruz. Bölgemiz yatırım ve ticarette ağırlıklı olarak Türkiye'ye bağımlıdır. Bölgemizin en büyük yatırımcıları ve işadamları Türkler'dir. Hemen hemen bütün inşaat işlerimiz Türk müteahhitlerince gerçekleştiriliyor. Elektriğimizin çoğunu ve ithalatımızın yüzde 75'ini Türkiye üzerinden sağlıyoruz. Niye Türkiye ile karşı karşıya gelelim ve kendi ekonomimize zarar verelim? Geçmişte Türkiye'nin PKK'ya karşı askeri mücadelesinde biz de onlarla beraberdik. Ama sadece askeri harekatın PKK'yı bitiremeyeceğini bugün daha iyi anladık. Onun için diplomasi ve diyaloğa ağırlık verilerek; Ankara, Bağdat, Washington ve Erbil arasında görüşme ve iş birliğini artırarak PKK tasfiye edilebilir." ABD'de ilginç PKK raporu Öte yandan, ABD Dışpolitika Ulusal Komitesi (NCAFP) isimli düşünce kuruluşu, "PKK'nın silahsızlandırılması" başlıklı bir rapor yayımladı. Kuruluşun proje direktörü David Philips, hem ABD KONGRESİ'nde, hem de Johns Hopkins, Georgetown ve Ameriakn üniversitelerinde bu raporla ilgili çeşitli toplantılara katıldı. Rapordaki ilginç tesbit ve çözüm tavsiyelerinin bazıları özetle şöyle: -PKK'ya karşı tek taraflı sınırötesi operasyon yapılırsa, Türkiye'nin demokratik gelişimi ve reform süreci zedelenir. Türkiye'deki Kürtleri aşırılığa iter ve PKK taraftarını artırır; bölgesel sorunları alevlendirir; Türk Amerikan ilişkilerine zarar verir; Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini tehlikeye atar. -PKK meselesinin çözümü için, en etkili yol, demokratikleşme sürecidir. Güneydoğu Anadolu'nun kalkındırılması önemlidir. Özelleştirme, toprak reformu, yatırımlar bölgede istihdamı artırır; gelişmeyi hızlandırır. Bölgedeki sağlık ve eğitim hizmetlerinin artırılması refah ve huzur için gereklidir. -Başta Avrupa Birliği olmak üzere uluslararası toplum, PKK üzerinde baskıyı artırmalı; örgütün finansman ve propaganda desteği kesilmelidir. - Türkiye'nin beklentilerinin gerisinde kalsa bile Irak'la 28 Eylül tarihinde imzalanan terörle mücadele anlaşması, doğru bir adımdır. Irak hükümeti bu anlaşmada yeralan adımları atmakta yetersizdir. Dolayısı ile Kuzey Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi'nin bazı adımlar atması gereklidir.. Kandil Dağı çevresindeki PKK kontrol noktalarının Peşmergelere devredilmesi, PKK'ya mali desteğin kesilmesi, Mahmur kampında yaşayanların Türkiye'ye yerleştirilmesi ve Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi gibi PKK'yı destekleyen grupların sınırlandırılması acilen yapılmalıdır. - Kürt Bölgesel Yönetimi ve Mesut Barzani bu adımları atarsa, Türkiye Barzani'yle doğrudan ilişki kurmalıdır. ........ İlginç ve oldukça "ortak akıl" tavsiyelerine de yer veren bir rapor. Türkiye'nin devlet kararlılığını göstermesi ve oldukça başarılı diplomatik hamleleri, PKK için, sona gelindiğini gösteriyor. Umarız bu kararlı ve başarılı tutum sürer. PKK belasından tamamen kurtulmak, sadece Orta Doğu'ya değil, Avrasya'dan Kafkaslar'a ve Afrika'ya daha fazla barış ve huzurun gelmesi demektir. Türkiye, dünya barışı ve istikrarının, ikame edilmesi güç sigortasıdır. Bu gerçeğin artık uluslararası camiada da giderek artan bir tonda hissedilmesi, ülkemiz için kıvanç duyulacak önemli bir başarıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.