Uçağa yalınayak başıkabak binmek

A -
A +

Şu İngiliz Richard Reid var ya, Amerikalılar'ın Noel'ini ve yılbaşı tatilini burunlarından getirdi. Sen misin, pabucunda patlayıcı ile Paris'ten Miami'ye giden Amerikan Havayollarının (AA) uçağına binen.. Ayakkabısındaki patlayıcılarla Avrupa'nın sayılı havaalanlarını bir güzel dolaştıktan sonra, ölmek ve öldürmek üzere tercihini Amerika'dan ve -ne hikmetse- pek netameli AA uçak şirketinden yana kullanan.. Gerçi hikayede daha bilinmeyen pek çok husus var ama, olan oldu. Ayakkabı ile patlayıcıyı uçağa sokunca, kabak Amerika'da uçakla seyahat etmek zorunda kalan zavallıların başına patladı. Konuyu evde aile meclisimizde hasbihal ederken, -'Aman sen de.. Bundan sonra uçakla seyahat edeceğim zaman, ne valiz ne bagaj taşımayıveririm. Hatta bırakın ayakkabıları çıkararak güvenlik kontrolundan geçmeyi, isterlerse yalınayak-başıkabak uçağa biner, vücudumu hafifletmiş olarak seyahatimin neşeli ve rahat geçmesini sağlarım.' demişim. Bizim Amerikan futbolunda giderek yıldızı parlayan küçük oğlum Nazif bu sözlerime, kıs kıs güldü. Sonra da, -'Baba bu Richard denilen İngiliz bombacı da, pek salakmış. Madem ölmeye ve öldürmeye pek meraklıymış, niye uçağın tuvaletinde kapıyı kitleyip de, pabuçlarını ateşlememiş? Herkesin içinde bilmem kaç tane kibrit çakarak, etraftakilerin gelip kendini etkisiz hale getirmesini beklemiş?' dedi. 'Ben nereden bileyim, oğlum?' demeye kalmadı. Büyük oğlum bilge Darende atıldı: -'Herhalde tuvalette b.k yolunda ölmek istemedi.' şeklinde görüşünü açıkladı. Hepimizi bir gülmek, aldı ki; 'Güleriz, ağlanacak halimize..' Yayan gidin daha iyi Pabucundaki bombayı, Allah'a şükür bir türlü patlatmayı beceremedi bu adi, alçak, hırsız İngiliz terörist Richard Reid ama, yapacağını yaptı, domuz! Şimdi milleti, güvenlik kontrolu için ayakkabılarını çıkartarak uçağa bindiriyorlar. Yalınayak, başıkabak uçmak, belki zevkli ve emniyetli olacak, olmasına... Ama insanlar, uçağa bininceye kadar birçok alet ve edavattan -hem de ağırlıklarını bir bir çıkarıp- geçmekten ve de saatlerce kuyrukta beklemekten, neredeyse 'yayan gideyim daha iyi olur' diyecek hale geliyorlar. Zaten bu güvenlik paranoyası giderek büyüyor. Kaşlar kalın, gözler kara, tipin yassı ve esmer ise yandın.. Haydi ispat et, Ortadoğu kökenli bir terörist olmadığını.. Gerçi biz rengimiz ve masmavi gözlerimizle bu tipsizlik profilinden yırtıyoruz ama, adlarımız ile Müslümanlığımız hemen ortaya çıkıyor.. Bundan dolayı da kontrollardan, kurbanlık koyun gibi geçiyor; kendimizi okuyup üfleyerek görevlilerin insafına terkediyoruz.. İsmin Müslümanlığını gösteriyorsa, ne olmuş falan hiç demeyin. Başkan Bush'u korumakla görevli gizli servis ajanı bile olsanız, nafile. Hüviyetinizi gösterseniz ve 50 defa Beyaz Saray'daki amirinizden teyid gelse de, Amerikan Havayolları uçağına binemezsiniz.. Hatta uğraşıp, bilmem kaç saat sonra uçağa binmeyi başarsanız bile, sizi indiriverirler.. Aynen vaki.. Birkaç gün önce Başkan Bush'u korumakla görevli Arap asıllı ve Müslüman isimli gizli servis görevlisinin Baltimore Havaalanı'nda, Texas Dallas'a gidecek uçaktan indirilmesi gibi.. Haydi hayırlısı.. Yalınayak, başıkabak.. Binebilirsek şu uçak denen alamete, herhalde gideceğiz kıyamete.. Sonsöz: Bütün okurlarımın yeni yıllarını kutlar; 2002'nin umutlu ve güzel hayallerle geçmesini dilerim. Tabii bir de sağlık ve afiyetli olmasını.. Ne demiş atalarımız? Ayağını sıcak tut, başını serin.. Dolayısı ile, siz siz olun, vaz geçin tayyareyle seyahatten.. Pabuçlarınızı hiç çıkarmayın, ayaklarınızı üşütmeyin!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.