Yalçın Özer ve Demokrasi Bulvarı

A -
A +

Atalarımız, "Cenabı Hak sıralı ölümler versin" diye ne güzel söylemişler. Ecelin vakti, saati belli değil. Genç, yaşlı demeden; sırası gelen gidiyor. Buna bütün kalbimizle inansak da, beklenmedik kayıplar, insanı yine de daha fazla mahzun ediyor. Rahmetli Yalçın Özer'i de, en olgun zamanında ve daha 50'sinin başlarında kaybetmenin derin ıstırabını yaşıyoruz. Yüce Allah, gani gani rahmet eylesin. Değerli eşi Leyla hanımefendi ile sevgili kızları Merve ve Mukadder'e, Metin kardeşime içten taziyelerimi sunarım. Cenabı Hak sabırlarını artırsın. Hepimizin başı sağolsun. Nesli azalan vizyonlu münevverler Rahmetli Yalçın ağabey, artık giderek nesli azalan köküne bağlı vizyon sahibi münevverlerimizden biriydi. Muhafazakardı; ilmiyle amel eden, samimi bir Müslümandı. Tarihimizle, kültürümüzle, bizi biz yapan değerlerimizle mayası yoğrulmuşlardandı. Son derece mütevazı idi. Kin tutmaz, kıskançlık ve hased bilmez, herkesle iyi geçinmeyi kendine hedef edinmiş mümtaz bir insandı. Büyük Türkiye sevdalısıydı. Gerçek bir liberal ve demokrattı. Yüzünden hiç eksilmeyen tebessümü, hoşgörüsü ve herkesi kucaklayan engin sevgisiyle Türkistan erenlerini hatırlatırdı. Geleceğe hep umutla bakmayı ve etrafına pozitif enerji yaymayı becerebilmiş ender insanlardandı, rahmetli Yalçın ağabey... Derin kültürünün ve akıcı kaleminin ürünü makale, haber ve yorumlarıyla, hep doğruyu işaret etti. Geniş bir ufku ve büyük bir vizyonu vardı. Türk ve İslam Dünyası'nın parlak geleceğine olan samimi ve coşku dolu inancını, tam demokrat Türkiye umudunu asla kaybetmedi. Öyle ki, acılı basın ve kişilik haklarına darbe vurulduğu zamanda ve hatta kaleminin elinden alındığı anlarda bile demokrasiye olan aşkını, parlak geleceğe umut ve inancını daima korudu. Washington Democrasy Bulvard Kaleminin elinden aldırıldığı 1997'nin acılı yazında rahmetli, zorunlu tatilin bir durağı olarak ABD'ye gelmişti. Ailece Washington'da misafirimiz oldu. O halinde bile yüzünden tebessümü eksilmiyordu. Bol bol dertleşerek, hasret giderdiğimiz o günler, şimdi hep muhabbet ve hasretle anacağımız birer kıymetli hatıra oldu. İşte bu hatıralardan birisi de, rahmetli Yalçın ağabeyin Washington'da, Demokrasi Bulvarı'nda kaybolmasıydı. Misafirimiz olduğu o yaz akşamlarından birinde, rahmetli aniden "Araba kiralayacağım!" diye tutturdu. 'Bizim rehberlik ve şoförlüğümüzden memnun değil misin? Ne gerek var?' şeklindeki sözlerimize ve ısrarlarımıza aldırmayınca, rahmetliye araba kiralamak üzere, National Havalanı'na gittik. Washington'ın etrafını dolaşan elips şeklinde bir çevre yolu var. Beltway 495 diye anılan bu yoldan eve doğru gelirken rahmetliye sıkı sıkı tembihte bulundum: "Aman ağabey, hiçbir çıkışa sapmadan ve hız sınırlamalarına uyarak dosdoğru ardımızdan gel. 270 North levhasına kadar aynı yolda kalacağız. Sonra buna girecek ve 9 nolu çıkıştan sapacağız." dedim. Akşam karanlığında, biz kızı sevgili Mukadder ile önde, onlar yeğeni ile birlikte ardımızda olarak 2 araba gidiyoruz. Tam 270 ayrımına girdik ki Yalçın ağabey ardımızdan kayboldu. Yaklaşık bir saat sonra cep telefonum çaldı. Arayan rahmetliydi. "Biz kaybolduk. Ama geniş Demokrasi Bulvarı üzerindeyiz. Bu yola girerek ve bizim yaptığımız gibi baştan sona gelirsen, bizi bulursun. Gel bizi al" dedi. Kendisine telefon ettiği dükkan sahibini vermesini söyledim. Dükkanından telefon ettikleri Amerikalı'dan adreslerini aldım. Gidip bulunca ilk sözüm, "Yahu ağabey, ben size bir tarafa sapmayın, demedim mi?" oldu. Rahmetli yüzünden eksilmeyen tebessümü ile hafif bir kahkaha attı. Sonra da, "Sen benim demokrasi sevdamı bilmiyor musun? Kocaman Democrasy Bulvard levhasını görünce hemen oraya saptım. İyi de yapmışım. Bak, Demokrasi'de yeniden buluştuk!" dedi. Hey gidi günler, hey.. Benim demokrasi aşığı sevgili ağabeyim! Kısa ömründe çok çileler çektin. Ama hizmetin büyük oldu. Şimdi sevdiklerinle beraber, sonsuza kadar dinlenmeyi gerçekten hakettin. Ne mutlu senin gibi yaşayıp ölenlere... Sana cennet nimetleri afiyetler olsun diyor ve gani gani rahmetler diliyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.