Yeni yılda Türk-Amerikan ilişkileri

A -
A +

Koca bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2006 yılının dünyamıza daha fazla barış ve huzur getirmesini dileriz. Yeni yılda, Türk-Amerikan ilişkilerindeki hareketlilik sürecek. Zaten ABD Dışişleri Bakanı bayan Rice, Ocak ayında tekrar Türkiye'ye de geliyor. Aralık ayında üst düzey Amerikalı yetkililerin birbiri ardından Ankara'ya gelmeleri, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Washington ziyareti ilişkilerdeki "derin istişare ve iş birliğinin" en açık işaretleri. Henüz programı kesinleşmemekle beraber, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterinin de yeni yılın hemen başında Washington'da olması bekleniyor. İlişkileri bozmaya çalışanlar etkisiz kaldı Türk-Amerikan ilişkileri son yıllarda büyük bir canlanma içinde oldu. 2005 yılı, 1 Mart Tezkeresi'nin ve 4 Temmuz'daki iğrenç çuval provokasyonunun yolaçtığı soğukluk ve duygusal gerginliklerin hızla tamiri için uğraşıldığı bir yıl idi. Ayrıca hem Türkiye'deki bazı karamsarların, hem de ABD'deki Michael Rubin gibi AK Parti karşıtlarının, "ilişkileri olduğundan farklı gösterme çabaları" fazla etkili olmadı. Amerikan Enterprise Enstitüsü isimli düşünce kuruluşunda Ortadoğu uzmanı olarak görev yapan Rubin, belli periyodlarla çeşitli yayın organlarında, "Türk-Amerikan ilişkilerini gerecek" yazılar yazıyor. Türkiye'deki ekonomik gelişmeyi ve AK Parti Hükümeti'nin insan hakları ile demokratikleşme konusundaki büyük reformlarını kötülemek için akla ve mantığa sığmayan maksatlı karalamalarını sürdürüyor. ABD'de büyük işleri olan "Arap sermayesinin Türkiye'ye yatırım düşüncesine" bile karşı çıkıyor. Binbir zorlukları aşarak dünyaya açılmayı başarmış Anadolu insanlarının başarısını "yeşil sermaye" ve "teröre destek tehditi" gibi insafsız karalamalarla farklı kulvarlara çekmeye çalışıyor. Türkiye'de asker-sivil ayrımı olduğunu, askerlerin "hükümetin dinci(!) icraatını önlemek için gayret sarfetmesi gerektiğini" tekrarlıyor. Bu Rubin gibi uzmanların, Türk-Amerikan ilişkilerine tahribatını, çok şükür her iki yönetimdeki sağduyulu insanlar önlemesini biliyor. Ayrıca zaten bu felaket tellalları, son yıllarda "büyük itibar kaybına" uğradılar. Raporlarına ilgi ve rağbet kalmadı. Hem Amerikan, hem de Türk yönetimleri üzerindeki etkileri son derece azaldı. Karalama kampanyalarını sadece medyada sürdürmelerinin sebebi, böylesine büyük erozyon içine girmeleridir. Artık, lobicilik ve ABD'den medet uman bazı Türk iş adamlarının ve batık banka patronlarının menfaatlerini koruma uzmanlığına doğru hızla yuvarlanıyorlar. Mark Parris: İlişkiler daha iyi durumda Bu maksatlı uzman geçinenlerin aksine, Türk-Amerikan ilişkilerinin geçmiş yıllara nazaran daha iyi durumda olduğunu söyleyenler çoğunlukta. ABD'nin eski Ankara büyükelçilerinden Mark Parris, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, durumu gayet yerinde ve doğru ifadelerle özetlemiş. Türk-Amerikan ilişkilerinin "3 yıl öncesine ve hatta geçen yıl Aralık ayına kıyasla çok daha iyi durumda olduğunu" söyleyen Parris, Türkiye'nin, "Ortadoğu ve İslam ülkelerinde büyük bir ağırlığının ve güvenilirliğinin" olduğunu vurguluyor. Türkiye'nin Müslüman dünyasında "ABD ve Avrupa'dan daha fazla sesini duyurduğuna" dikkati çekiyor. Türkiye artık Mısır için bile model haline geldi diyen Parris şu değerlendirmeyi yapıyor: "Türkiye AB'ye üye olma yolunda ilerleyen, yüzde 7'nin üzerinde büyüme hızı ve dış yatırım akışıyla ekonomisi güçlü bir ülke. Bu, sadece boş bir laf değil! Türkiye bazı şeyleri doğru yaptı. Bu da, İslam ve modernizm tartışmalarına olumlu katkıda bulunuyor! Hem Amerikan hem de Türk tarafında ilişkilerin ve işbirliğinin sürdürülmesinde kararlılık sergileyen ekipler var. Bu kararlılık ilişkilerin daha iyi durumda olmasının en önemli sebebi. Bütün bu olumlu gelişmeler, AK Parti'nin iktidara geldiği Kasım 2002 tarihinden sonra hızlandı. Objektif herhangi bir gözlemci, bu hükümetin yaptıklarını takdir edecektir." Türk-Amerikan ilişkilerindeki bu dinamik işbirliğinin 2006 yılında daha büyük canlanmalarla devam edeceğine inanıyoruz. Ermeni Lobisi'nin bile ABD KONGRESİ'nde etkisinin giderek azaldığı bir dönemde, iş takipçisi uzmanların iki ülke ilişkilerini karalama kampanyalarının bundan böyle de etkili olmayacağına inanıyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.