Adaylar ve genç işsizler

Herkesin bir derdi var, ortak tarafımız karşılanamayan ihtiyaç hayatımıza egemen olur, kararlarımızı etkiler. Bu karşı konulamaz sosyal bir gerçek. İşsiz gençlerden gelen kadro talebiyle ilgili e-mail ve tweet sayısı diğer bütün konuların toplamından fazla. Bunlardan biri 15-29 yaş grubundaki AB ülkelerindeki genç işsizler ile ilgili mukayeseli  "Youth unemployment and inactivity" tablosu. Bu tweetler vekil adaylarına gönderilse ve milletvekili adaylarının tespitinde seçici olanlar da kapıyı çalanlara bu sorunu çözecek bir fikirleri olup olmadığını sorsa, aday seçimlerini buna göre yapsalar diyorum. Bakalım kim sorun çözmeye kim koltukta oturmaya aday.

Mesele zorluklarla karşılaşıp karşılaşmayacağımız değil onlarla nasıl bir araya geleceğimiz ve sorumluluğumuz değer verdiğimiz kişileri hayatın zorluklarına karşı hazırlamaktır.

Sevdiklerimize gerçekleri söylerken o kişiyi ruhundan vuracak, sakatlayacak bir duvara bir tuğla da biz koymamalıyız. Bu UPAS AĞACI gibi zehirleyici olabilir. Upas ağacı, Güney Asya'da Malakka yarımadasında yetişen bir ağaçtır. Altında kökleri ile zehir salgılayarak kendi fidanları dâhil, başka bitki yaşatmaz.

Bazı insanlar da UPAS ağacı gibidir, temas ettiği insanları kurutuyorlar. İnsanların yeteneklerini değil kusurlarını aramak, sorumluluktan kaçmanın en alçak yolu. Sorundan kaçınmak, sorunu halının altına süpürmek değil onunla güreşmek, onu doğal olarak algılamak yükümüzü hafifletir. Muhtemelen siyasi partiler seçim öncesi hazırladıkları bildirgelerinde genç işsizlerle ilgili çözüm projelerini açıklayacaklar ve açıklamalılar. 2023 Türkiyesi'ni inşa ederken gençlerin nerede durduğunu görmeliyiz.

Ben, yapabildiğim şeyi, kariyer toplantılarında gençlerle paylaştığım bir inancımı tekrarlayayım. İnsanın sorun çözmedeki en etkin sermayesi, uyum sağlama yeteneğidir ve bizler hayatta test edilene, başımıza tuğla düşene kadar kapasitemizin ne olduğunu bilemeyiz. Hayatta başarılı ve mutlu olanlar en güçlüler, en zenginler, en yakışıklılar değil UYUM YETENEĞİ en fazla olanlardır.

Aimee Mullins'in doğuştan kaval kemikleri eksik. Bu nedenle iki bacağı da henüz bir yaşında iken kesildi. Defalarca ameliyat geçirdi ve takma bacaklarla yaşıyor. Aimee diyor ki:

-Birkaç yıl önce büyüdüğüm şehirde bir gıda marketindeydim. Bir kasa domatesin başında duruyordum ve arkamdan bir adam seslendi;

-Eğer bu Aimee Mullins değilse neyim! Döndüm, bu yaşlıca adamın kim olduğunu bilmiyordum. Ben de;

-Pardon daha önce tanışmış mıydık? Hatırlayamadım. O da bana;

-Elbette tanışmamızı hatırlayamazsın, ben senin dünyaya geldiğinde yanında olan doktorum... 

Bende jeton düştü! Bu adam Dr. Kean'di ve ayak kemiklerim olmadan sadece birkaç tırnakla beni dünyaya getiren adamdı. Bana;

-Sen doğduğunda ailene, senin asla yürüyemeyeceğini, bağımsız bir hayat sürdüremeyeceğini söylemek zorunda kalmıştım. Ama sen o günden beri beni yalancı çıkarıp duruyorsun!..

-Ben de, tıbben yüzde 55 sakat olarak tanımlanan birisi olarak artık bunun mümkün olduğunu biliyorum ve sizinle paylaşmam gereken harika bir şey var. Bazı insanlar zayıflığa, güçsüzlüğe, acınmaya bağımlı olur. Ama bazı insanlar da -işler ne kadar kötüleşip, zorlaşsa da, engeller üstüne çullansa da- pes etmez ve "Yapacağım" der.

Bunu dediğiniz an SİZE GÖRÜNMEYEN ellerin nasıl yardıma koştuğunu hayretle göreceksiniz.

Yaradan'ın sizin için sakladığı geleceği kimse ne duymuş ne de görmüştür...

Ne de bir başkasının gönlünden böyle güzel zenginlikler geçmemiştir.

Hepimiz bir iş için seçildik herkes bu dünyada bir iş için yaratılmıştır.

Hadi dünyayı yalancı çıkaralım...