Artık çay da içmezler…

A -
A +
Cumhurbaşkanı; gezi için gittiği Rize’de Yargıtay, Danıştay, Sayıştay Başkanlarıyla birlikte çay topladılar diye kıyamet kopuyor.
Eski YÖK Başkanı, Yusuf Ziya Özcan, yüksek yargı başkanlarının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la birlikte gezilere katılmalarını "Bu ülkede çok değil, 10 yıl önce esnafın bir çayını bile içmemeye titizlik gösteren hukuk adamları vardı" diye tenkit etmiş.
Kişisel Facebook hesabından yaptığı paylaşımda "Batılı ülkelerin hemen hepsinde hâlâ bu tür davranışlar esastır. ABD'de başkan için ayağa bile kalkmazlar! Ne oluyor bize?" diye soruyor. Kasapla, manavla oturup çay içerse hukukun tarafsızlığına leke geleceğini zannediyorlar. 
Size bir şey olduğu yok,
1960’da milletin emanet ettiği iktidarı darbeciler eliyle teslim alan muhalefet “şartlar hazır hale gelirse, darbe meşru olur” dediğinde aynen durduğunuz yerdesiniz. 
Bebek, köpek davasıyla bir Başbakanı darağacına gönderen yargıçlar, hukuku da birlikte ipe çekerken "Sizi buraya tıkan güç böyle olmasını istiyor." dediğinde aynen durduğunuz yerdesiniz.
Ecevit, Başbakanlığa Halk Otobüsü ile giderken yetmiş sente muhtaç ettiği ülkede sizler post modern darbecilerin brifinglerinde aynen dikili durduğunuz yerdesiniz.
Hukukçular Derneği Başkanı Mehmet Sarı, Uluslararası, Hukukçular Birliği Genel Sekreteri Necati Ceylan ve Yeryüzü Avukatları Derneği Başkanı Cavit Tatlı, "Yüksek yargı mensuplarının Cumhurbaşkanı ile görüşmesi ve beraber olması yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile hiçbir ilgisi yoktur. 28 Şubat sürecinde yargı mensuplarının karargâha davet edilerek brifing almalarını alkışlayanları anlamak mümkün değildir" demiş.
Bunları anlamak mümkündür,
Güneydoğu'da evler, okullar, hastaneler, camiler yakılırken, hendekler kazılıp, halktan haraç alınırken, canlı bombalar masum insanları parçalarken, her gün birkaç ilde şehit cenazeleri kaldırılırken ses çıkarmayıp, devlet eşkıyanın tepesine binince operasyonların durdurulması için asker ve sivil sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmak gibi bir cinnetin içindeydiler..
Yıllar önce bir panelde konuşan Tansel Çölaşan 27 Mayıs darbesini halk tarafından coşkuyla karşılanan bir devrim olarak tanımlayıp Başbakan Menderes ve arkadaşlarını Cumhuriyetin niteliklerini hedef almakla suçlamıştı.
Merhum Aydın Menderes nezaket üslubuyla “Bu açıklamalar marazi bir ruh hâlini yansıtıyor” şeklinde verdiği cevap bugün de size ne olduğunun tarifidir.
Bu marazi hâl devam ediyor.
Çay toplamayı yargı bağımsızlığı için tehdit görenler, 27 Mayıs 1960 darbesine, Yassıada duruşmalarında hukuki kılıf hazırlayan yargı mensuplarının nerdeyse tamamının nasıl terfi ettirilerek ödüllendirildiklerini unutmuş görünüyor.
Ama millet unutmadı…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.