Başımız başıboşlarla dertte!..

A -
A +

Meclis, Tarım Orman ve Köyişleri komisyonundan geçen “Başıboş köpek sorunu ile mücadele” yasa teklifinin 29 Temmuz’da Meclis Genel Kurulunda görüşülmesi bekleniyor.

 

Sahadaki uygulamanın kırılma noktası muhtemelen başıboş köpeklerin sahiplendirilene kadar barınaklarda tutulması olacak gibi görünüyor. Çünkü mevcut hayvan barınakları yeterli olsaydı başıboş köpek sorunu gündemde olmazdı.

 

Ama önümüzdeki günlerin tartışma konusu büyükşehir ve il belediyelerinin Bakımevi olmayan veya kapasitesi yetersiz olan yerlerde ihtiyaç duyulan barınakların kurularak, hayvanları toplamak ve bakmakla yükümlü olması.

 

Barınakları yapıp başıboş hayvanları toplamak için 2028 yılı sonuna kadar süre verilen bazı belediyeler uygulamadan mutlu değil. Bütçelerinden ciddi bir harcama yapmaları gerekecek.

 

Sokaklar, köpeklerin doğal yaşam alanıdır, sokaklardan toplanırken hangi yöntemle, nasıl toplayacaksınız?.. Herhâlde, toplarken zaten yarısını orada öldüreceksiniz” diyenler barınaklarda toplanmanın kültürümüze ve bilimsel verilere aykırı bir düzenleme olarak kabul etmekte. Ve barınakları sokak köpeklerinin bakıcıların zulmüne maruz kaldığı “ölüm kampları” olarak nitelendirmektedir.

 

Kaostan beslenenlerin asıl itirazını “sahiplenmek” oluşturmaktadır.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmasında başıboş köpek sorununun çözülmesinin yasalaşmasının sadece bir başlangıç olduğunu belirterek bundan sonra esas önemli olanın “sahiplenme kampanyası” olduğunu vurgulamıştı.

 

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı da yasayla ilgili soruları cevaplandırırken yaptığı “sahipsizlik sorumsuzluk getirmektedir. Bu hayvanların sokaklardan toplanması, sahiplikle ilgili bir sürecin yaşanması gerekir” tanımlaması sokaklardaki “sahipsizlikten beslenen” diğer tehditlerden de çıkış için bir yol haritasıdır.

 

Sahipsizlik, sorumsuzluk, ahlaktan ve yasadan muafiyet” görülünce sokaklarda güvenliği tehdit eden aktörler sadece sokak köpekleri ile sınırlı kalmaz.

 

Yönetimsiz, sahipsiz, denetimsiz, kendi isteğine göre, yasa ve ahlak denetiminden muaf hiçbir etki altında kalmadan serbest bırakılmış “başıboş insan ve eşya da” toplum için potansiyel bir tehdittir.

 

Gazetemizde dün yer alan “Bu psikopatı hapishaneden nasıl saldınız?” başlıklı haber bu hikâyenin can yakıcı parçası oldu. Üç beş gün önce cezaevinden çıktığı belirtilen madde bağımlısı kişi önüne geleni tek tek bıçakladı. Olayda dört kişi hayatını kaybederken beş kişinin de tedavisi devam ediyor.

 

İzmir'in Konak ilçesinde sağanaktan korunmaya çalışırken elektrik akımına kapılan 2 kişinin hayatını kaybetmesi de bir başka “kaçak hikâyesi”...

 

Sağanaktan kaçmaya çalışan 2 kişinin ölümüne sebep olan “elektrik kaçağının sahibi” araştırılırken haklarında gözaltı kararı alınan 35 şüpheliden 29'u yakalanmış. Can kaybına sebep olan bu olayda da muhatap farklı ama soru aynı: “Bu kaçak elektriği sokağa kim ve nasıl saldı?..” 

 

2024’ün “en yaşanabilir şehirler” listesini güncelleyen The Economist’in 173 şehrin hayat kalitesi, sağlık hizmetleri, eğitim, altyapı ve çevre gibi çeşitli kriterler üzerinden bir değerlendirme yapmış. Listesinde ilk 10’da bulunan şehirler arasında ülkemizden bir şehir yer almadı. 

 

İnsanların ihtiyaçlarını karşılayacak, rahat ve huzur içinde yaşayacak ruhen ve fikren yükseltecek “yaşanabilir şehirler” inşa edilirken öncelik insanların “beden, iş, ahlak, aile, sağlık ve mülkiyet” konularında dışarıdan gelebilecek tehdit ve tehlikelerden korunmasıdır.

 

Türkiye'de 4 milyon sahipsiz köpek olduğunu belirten Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın esas sorun olarak vurguladığı bu “sahipsizler” listesine madde bağımlıları ve kaçak kabloları da almak mümkün mü?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.