Birleşmiş Milletler açıkladığı “İnsani Gelişmişlik Endeksinde” Türkiye’ye 189 ülke arasında 59. sırada yer vermiş. Birleşmiş Milletler'in İnsani Gelişme Endeksinde kullandığı üç temel unsur var; uzun, sağlıklı ve üretken bir hayat yaşamak, bilgi ve eğitim alabilme imkânına sahip olmak ve insana yaraşır bir hayat için gerekli kaynaklara ulaşabilmektir.
Suya sabuna dokunmayan bir terazi, kimse itiraz etmez ve bir anlam yüklemez... Tam da Birleşmiş Milletler'in şanına(!) yakışır bir ölçümleme.
Eğer bu sıralama insanı merkeze koyarak ve kültürel/tarihsel şartlar dikkate alınarak düzenlenmiş olsaydı listenin başında yer alan ülkeler listenin altında da yer bulamazdı.
Çünkü ABD, İngiltere, Fransa, Portekiz, İtalya ve daha niceleri insana yaraşır bir hayat için gerekli kaynaklara ulaşabilmeyi başka ülkelere tecavüzü meslek edinmiş olan ülkelerdir. Ne hazin bir durum, insanı yok etmeyi meslek edinenler insanı geliştirmekten onun hak alanını büyütmekten bahsediyor.
Başka toplumların topraklarını işgal etmek, dillerini, dinlerini değiştirmek suretiyle onları asimile etmek, kendi düşünce yapılarını yaymak ve bu toplumların zenginliklerine el koymak suretiyle yüzyıllarca devam eden sömürgeleştirme saldırıları Avrupa’daki zenginliğin ve sermaye birikiminin temelinde yatmaktadır.
Nietzsche'nin tarifiyle bir çöküşün ürününden ibaret olan Batı insanı; sonu “nihilizm” olan buzdan bir yolda yürümektedir. Bu yürüyüşün sonunda geldikleri yer her çeşit hoşnutsuzluğun, inançsızlığın ve kara vicdanın gizlendiği yerdir. Açıklanan “İnsani Gelişme Endeksi” ve bütün endeksleri cinayetlerinin üzerine örttükleri kara bir perdeden ibarettir.
Son olarak Bosna’daki soykırımı inkâr etmesi nedeniyle tepki çeken Avusturyalı yazar Peter Handke’ye verilen Nobel Ödülü de döktükleri masum kanlarını gizleyemez.
Güya insanlığa hizmet edenleri ödüllendirmek amacıyla Alfred Nobel tarafından kurulan derneğin 2019 yılında verilen Edebiyat ödülü; Srebrenitsa’da 8 binden fazla insanın katledildiği soykırımın faili ve savaş suçlusu Miloseviç tarafından ‘Sırp Şövalye Nişanı’ takdim olunan Peter Handke’ye, üstelik ‘Dünya İnsan Hakları’ gününde verildi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in, yazar Peter Handke’ye Nobel Edebiyat Ödülü verilmesine ilişkin “Çeşitli skandallar nedeniyle bir süredir kamuoyunda tartışılan Nobel Komitesi, bir insanlık suçlusunu aklama utancı ile lekelenmiştir” değerlendirmesi tam isabettir.
Afrika’da, Asya’da, Avrupa’da dünyanın neresinde bir katliam varsa üzerinde ABD ve Avrupa ülkelerinin her birinin parmak izi var. Tarihte kendilerini üstün ırk konumuna oturtup, kendilerinden olmayanlara her türlü eziyeti, işkenceyi ve ölümü reva gördüler.
İşledikleri cinayetleri örtbas etmek için dün suçu başkasına yüklerken günümüzde şekil değiştirip kurdukları “Suçlarını Aklama Komiteleri” ile katilleri aklama yönetimini kullanıyorlar.
Birleşmiş Milletler, Batı'nın “İnsani Kırım Endeksini” yayınlamasına aslında gerek yok, sözde medeni Avrupa’nın vahşet dolu tarihine bakmak bile insanın tüylerini ürpertmeye yeter!..