İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Türkiye, Malezya ve Pakistan tarafından İslam karşıtlığı ile mücadele için İngilizce yayın yapacak ortak bir televizyon kanalı kurulacağını açıkladı. Karar, BM Genel Kurulu sırasında gerçekleştirilen toplantıda alındı.
Belgesel, video haberleri, sinema filmleri, rapor ve kitap yayınlarını bulunduracak olan proje, İslamofobi ya da İslam karşıtlığı ile mücadelenin geleneksel ve sosyal medya boyutunu oluşturacak.
Bu projenin önemini kavramak için biraz geriye gidelim...
1977’de dünyada en çok izlenen dizi Alex Haley'in “Kökler” adlı romanından aynı isimle uyarlanan diziydi. 1981 yılında TRT'de altı bölüm olarak yayınlanan, kölelik ve özgürlük kavramlarını masaya yatıran “Kökler” 1767 yılında, Afrika’dan köle tüccarları tarafından kaçırılıp, Amerika’da köle olarak satılan Kunta Kinte’nin hikâyesini anlatmaktadır.
Dış dünyadan gelen sömürgeciler Afrika sahillerinde siyahi halkı yakalayıp ülkelerine köle olarak satmaya götürürler. Yakalananların arasında Kunta Kinte de vardır.
Sömürgeciler tarafından kabilesinden koparılıp farklı bir diyara sürüklenen, yeni hayatı işkence ve aşağılanma içerisinde geçen Kunta Kinte, kölelik ismi olan Toby’yi kullanmayı reddetti. Kökleri onu hayata bağladı ve kahramanlıkları kuşaktan kuşağa fısıldandı. Sonunda Kunte Kinte ismi Alex Haley tarafından romanlaştırılarak dünyaya duyuruldu.
İnsanlık "Köklerini” hatırladığında eninde sonunda coğrafyalarına ve zenginliklerine çöken sömürgecilere karşı savaşabilme yeteneğine geri dönebileceğini fark etti.
Ama bugün “medya sömürgecileri”ne karşı böyle bir mücadeleye girişmek çok daha zor.
Çünkü işgal, coğrafyalarda değil zihinlerde yaşanıyor. Daha kötüsü işgalciler zorla değil bizzat mağdurların rızası ile hem de onlara bir bedel ödeterek yapıyorlar. S. Cenap Baydar’ın ifadesiyle “Siber sömürgecilerin sanal kolonilerinde böylesi bir umut yok. Çünkü yeni sömürgeciler zihinlerimize zor kullanarak girmiyorlar. Onları zihinlerimize bizzat kendimiz davet ediyor, sanal işgal için ihtiyaç duydukları yolların (internet erişimi) ve araçların (bilgisayarlar, akıllı telefonlar) parasını gönüllü olarak biz ödüyoruz.”
Geleneksel sömürgecilikte Batı; İslam Dünyasının ham madde ve insan kaynaklarını askerî ve politik güç kullanarak zorla alıyordu. Bugüne geldiğimizde kullandığı dijital sömürgecilik araçları ise sömürmek için insanların bedenlerini değil beyinlerini çalıyorlar.
Geleneksel ve Sosyal Medya araçları ile yürütülen zihinsel bir terör eylemi var, İslamofobi kıtalarda değil, zihinlerde dolaşıyor. İslam’ı hedef tahtasına yatıran sömürgeciler, kendi, işledikleri cinayetleri, haksızlıkları, barbarlıkları böyle meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
Bu saldırılara karşı koymanın ilk adımı onu fark etmekle başlar. Sanat ve akademi dünyası hiçbir şey yokmuş gibi davranamaz, davranmamalı. Bunun politik alanda fark edilmesi hemen peşinden bir hamleyi getirdi. Fahrettin Altun’un "İslam karşıtı manipülasyonlar ve Müslümanlara yönelik oluşturulmaya çalışılan nefret dolu söylemlerle medya alanında da mücadele edilmesi gerekiyor” açıklaması umut verici.
“Kökler” dizisinin bütün dünyada rekor sayıda izlenimi ilgiyle beraber yapımcıların tekrar iştahını kabarttı ve yeni versiyonu çekildi.
Aradan uzun zaman geçince “bu tekrar yapıma ihtiyaç var mıydı” diye ilk yapımda Kunta Kinte’yi canlandıran LeVar Burton’a sormuşlar. Kunta Kinte/Burton’un ibretlik cevabı; “İnsanın hafızası şaşırtıcı derecede kısa ömürlü olduğu için bazı şeyleri sürekli kendimize hatırlatmak gerekiyor.”
Evet, insanın hafızası şaşırtıcı derecede kısa ömürlü olduğu için bazı şeyleri sürekli kendimize hatırlatmak gerekiyor...
Bir toplumda çözülme ve çürüme asli ilkelerini unuttuğunda, aidiyetini kaybetmekle başlar. Unuttuğumuz bir medeniyete yapılan saldırılara nasıl karşı koyabilir, onu başkalarına nasıl anlatabiliriz?