Ben yoksam sen de olma!..

A -
A +
 
Muhalefet yeni partiler üzerinden iktidar senaryoları üretirken yeni partilerin kurucuları tarafından dikkat çekici bir program henüz ortada yok. Bir çıkmazın içinde olduklarının farkındalar. Seçmen cephesinde ise cevaplandırılması gereken “Söyleyecek yeni bir fikriniz yoksa ortaya niye çıktınız?” sorusudur. “Ana muhalefet partisi başkanı sizin geleceğiniz için nasıl belirleyici oluyor, ortak sözcü olarak mı belirlediniz?"
Buradan bakınca “Kiralık vekil döneminin” hesabını açanlar yeni kurulan partilerden ziyade merkez sağın milliyetçi muhafazakâr oylarının peşine düşen CHP olduğu açıkça görülüyor. Nitekim MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım “Deva Partisi, Gelecek Partisi, İyi Parti kulağa hoş gelecek isimler ama maksatları, merkez sağın milliyetçi muhafazakâr oylarını CHP’nin değirmenine getirebilmek" olduğunu ifade etmişti.
Geçmişte de iktidar partisinden rahatsız olanlar seçmenin karşısına onu aşağı çekecek yeni kadroların aldığı yeni bir parti formu ile çıkmadılar. Bunun yerine mevcut iktidar içinden çeşitli sebeplerle savrulanları “ben yoksam sen de olma” gibi bir yol seçtiler. Yıldırım’ın tespit ettiği gibi bir taşla iki kuş hesabı yapan;  “bir üst akıl bunların hepsini bir odaya toplamak istiyor.”
Çok açık olarak görünüyor ki hâlen mevcut parti teşkilatlarını bile seçime girecek sayısal barajın üzerine çıkaramayanlar vekil transferi ile bu engeli, aşmak isteyecekler. Gerçek ise çok farklıdır, bu yeni oluşumların seçime girmeleri durumunda “Cumhur İttifakı” karşısında toplumda ne kadar karşılık bulacağı hakkında bir kıpırdanma görünmüyor. Nitekim seçmen cephesinde “aman da aman… nerede kaldılar!..” türünde kimsenin gözü yollarda değil.
CHP’nin, “kendisini yenileme, ortaya alternatif politikalar koyma, yeni toplumsal talepleri yeni bir siyasal projeye dönüştürme gayreti yok. Bunun yerine vekil transferi gibi oyunlarla iktidarı hırpalama gayretleri" onun alışkanlığıdır. Ancak gözünü Cumhur İttifakı'ndan parça koparmaya diken yeni siyasi aktörlerin bu oyuna malzeme olmaları onları ilk hamlede silikleştirip siyasetin dışına atacaktır.
Herkes "sanayi ve teknoloji firavunu" kesilen çoğu ülkenin Covid-19 karşısında acziyet yaşarken Türkiye’nin imrenilecek seviyede bir mücadele örneği vermesi salgın sonrası dönemde iktidar lehine ekonomik sonuçlarıyla birlikte siyasi sonuçları da olacaktır.
İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin Türkiye’nin halk sağlığı konusunda dünyaya sunacağı dersleri olduğunu vurgulaması Türkiye’nin elde ettiği başarılı sonuçların başarısız olanları niye rahatsız ettiğini ortaya koymaktadır.
Muhtemelen “kiralık vekil dönemi tartışmalarını” başlatan üst akıl "hülle" yoluyla vekil transferini, sonuç alacak en kestirme yol olarak görüyor. Bu yolu tercih edenlerin, siyaset ahlakına sığmadığı için vazgeçmesini beklemek hayaldir. Bugüne kadar Türkiye siyasetine yön vermek isteyen iç-dış müdahiller ne zaman Siyaset ahlakı içinde harekete etti ki?
Transfer uygulamalarının “siyaset ahlakına” bırakılması iştah kabartır, pazarını güçlendirir. AK Parti'nin MHP’ye sunduğu araştırma raporu doğrultusunda, seçimden sonra parti grupları oluşması için birkaç aylık bir süre verilmesi, vekillerin tercihlerini yaptıktan sonra grup kurma faslının kapatılması, demokratik süreçlerin işlemesi, partilerin kendi kimliklerini ve itibarlarını korumanın da en sağlıklı yolu olarak görülüyor.
Böylece, muhalefetin vekil transferleri ile Meclis aritmetiğini bozup inisiyatifi ele geçirerek Türkiye’yi erken seçime zorlamak hayali buharlaşmış olacak.
Zaten mevcut şartlarda erken seçim için makul bir gerekçe de bulunmuyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.