Binbir Surat

A -
A +

Terörün tahrip ettiği Sur, Cizre ve Silopi ilçelerinin yeniden inşası Güneydoğudaki savaşı yeni bir alana taşıyor. Üçüncü Köprüyü engellemek için bağlantı yollarını mahkeme kararıyla durdurmak isteyen yargı, emlak vurgunu diye toplumu ince yerinden vurmaya soyunan medya, bildiri hastası akademisyenler, davlumbaz ilim adamları, dava takipçiliğine soyunan konsolos ne kadar yerli yabancı uşak varsa göreceksiniz hepsi bu defa bu kavgaya iştirak edecek.

Çünkü bunun için buradalar, bunun için varlar.

Kürt'e layık gördükleri; altı hendek üstü açık baraka evlerde süren bir hayattır. İmar edilmiş, tarihi canlı, sokağı düzgün, mamur beldelerden terörist üretemeyeceklerini biliyorlar. Dertleri davaları yoksulluk ve sefalet üzerinden efendilerine servet üretmektir.

Bakmayın siyasetçi, sanatçı, akademisyen din adamı geçindiklerine, ahlakları, pazaryeri ellerinden alınan değnekçi kavgasından beter.

Bu inşa faaliyetleri huzurlu Türkiye’nin başlangıcı, terör ve işbirlikçilerinin sonu olduğunu biliyorlar.

Başbakan Davutoğlu, önceki gün Bakanlar Kurulu toplantısında terörün tahrip ettiği Sur, Cizre ve Silopi ilçelerinin yeniden inşasını anlatırken şöyle dedi: “Biz bu inşa faaliyetlerine girerken buraları yıkan o hain odaklar bu sefer binbir yalan ve iftirayla harap ettikleri beldelerin yeniden inşasına karşı çıkıyorlar. Neymiş? Devlet halkın malına el koyuyormuş. Terör örgütleri şehirleri yakarken, yıkarken binaların altına tüneller açarken, halka gece yatarken kapılarınızı açık bırakın derken neredeydi bunlar? Bunların hiç utanması, sıkılması, ağarı, hayâsı yok!..”

Yüzü olmayanın utanması olmaz çünkü bunlar “Binbir Surat”...

Binbir Surat çocukluk yıllarımızın çizgi romanlarından günümüze sarkmış bir haydut tiplemesidir. Talan etmek istediği yerlere o kültürün bilindik, saygın ve güvenilir bir siması kılığına girerek kurbanlarını savunmasız yakalayıp maksadına ulaşır.

Bugün içinde bulunduğumuz başta terör olmak üzere boğuştuğumuz her belanın uygulayıcısı büyük patronların hayatımıza soktuğu "Binbir Surat"lar eliyle işleniyor. Sanat, siyaset, yargı, medya, akademi dünyası ve hatta din adamı kılığında efendilerine hizmet ediyorlar. Meclis kürsüsünde fikir üretmek yerine hendek kazan siyasetçiler, suça ortaklık bildirisine imza atan akademisyenler, Putin’in sıfatında iman kemalatı gördüğünü söyleyen din adamı, eşkıyalığı özgürlük mücadelesi diye manşete taşıyan gazeteci hep bunlardır. Sıkıştıkça, yem boruları tıkandıkça buhran çıkaran, sonrası da yeni kurgulanan düzende durumlarına uygun mevkilere atanarak ödüllendirilirler.

Türkiye’nin gövdesine yerleşip kuluçkaya yatmış, kültür, sanat, finans ve ticaretini kemiren bu imtiyazlı “Binbir Surat”lar sömürgeciliğin egemenliğine dayalı bir ülkede yaşama alışkanlıklarını şimdi tehlikede görüyorlar ve her taraftan saldırıyorlar

Terörle mücadelenin ve terörü doğmadan önlemenin en uygulanabilir pratiğini devlet Suruç’ta uygulamaya koyuyor.

Güneydoğu’nun mekân ve kültürel olarak yeniden inşası terörü besleyen kaynakların kurutulması demektir. Bir beldenin suç bölgesine dönüşmesi “tek” bir pencere camının kırılmasıyla başlıyor. Çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünür, diğer camları da kırmaya başlar. Ardından daha büyük suçlar geliyor. Bir süre sonra o sokak, polisin bile giremediği bir mahalleye dönüşüyor.

Mesele sadece çirkin yapıları boya badana etmekle sınırlı değil onu besleyecek ahlaki ve dinî değerlerle de ruhları beslemektir.

Hükümet Güneydoğunun yozlaşmış, yozlaştırılmış coğrafyasını yeniden inşa savaşı başlattı.

Haçlı zulmünün taklitçi ve sömürgeci piyonları bu proje tamamlandığında barınacak çöplük bulamayacaklar.

Bölgenin yeniden inşasına onun için karşılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.