Toplumsal hareketler ansızın herkes aynı yöne bakmaya karar verdiği için başlamaz. Önce canı yanmış birinin bakması gerekir...
HDP’nin kapısına dayanan Hacire Ana dağa kaldırılan çocuklarını tekrar kazanmak isteyen diğer analara ön açtı.
Diyarbakır’da yaklaşık bir hafta önce anne Hacire Akar, oğlunun HDP’lilerce dağa kaçırıldığını belirterek, evladı gelene kadar, HDP İl Başkanlığı önünden ayrılmayacağını söyledi. Kendisini oturduğu yerden kaldırmak isteyenlere cevabı sert ve net oldu: “Yeter Artık”...
Oturma eyleminin 5’inci gününde oğlu ortaya çıkan Akar, eylemini sonlandırdı.
Hacire Akar’ın isyanını gören diğer aileler de harekete geçti ve dağa götürülen oğlunu çekip almak isteyen üç anne daha HDP’nin önüne dikildi.
Mağdurlar bir araya geldiğinde ortaya çıkan güç inanılmaz bir devinim ortaya çıkarır.
Olay bana Rosa Parks adındaki 42 yaşındaki ufak tefek siyahi bir kadının ABD’yi terse çeviren ilk hareketini hatırlattı.
1 Aralık 1955 akşamı iş yerinden çıkan Rosa’nın tek istediği bir an önce evine ulaşmaktı. Montgomery/Alabama belediye otobüslerinde ilk 4 sıradaki koltuklar beyazlara aitti. En arka koltuklar siyahlara içindi. Beyazlar ayakta kalırsa siyahlar oturdukları koltukları boşaltıp daha arkaya geçmek zorundaydılar. Eğer ayakta duracakları yer yoksa otobüsten inmeleri gerekiyordu.
O akşam bazı beyazlar ayakta kalınca şoför siyahları “kalkın” diye uyardı. Üç siyah erkek kalkıp arkaya geçti. Rosa Parks’ın yanında oturan siyah erkek de kalktı, Rosa Parks ise cam kenarındaki koltuğa kaydı ve oturmaya devam etti.
Herkes büyük bir şok yaşıyordu. Bir mağdur “Yeter Artık” diyor ve başka tarafa bakıyordu!..
Şoför öfkeyle neden kalkmadığını sordu. Rosa Parks yerini bir başkasına vermesi gerektiğine inanmadığını söyledi. Şoför polis çağırdı, Rosa Parks tutuklandı ve mahkemece kamu düzenine itaatsizlikten 14 dolar para cezasına çarptırıldı.
İlk defa bir mağdur başka yöne baktı ve bakılabileceğini diğer mağdurlara gösterdi.
HDP İl Başkanlığı önünden ayrılmayacağını söyleyen Hacire Ana da öyle yaptı…
381 gün boyunca Montgomery’de bir tek siyah bile otobüse binmedi. İşlerine, okullarına yürüdüler. Buldukları her özel araçla belediye otobüsü bileti fiyatına siyahları taşımaya başladılar. Bazı beyaz ev kadınları da arabalarıyla destek verdi. Belediye otobüslerini işleten şirket büyük maddi zarar yaşadı. Bazı otobüsler âdeta çürüdü.
Şehirde öfke yükseldi. Beyaz çeteler işe yürüyerek giden siyahlara saldırmaya başladı. Bazılarını linç ettiler. Ancak siyahlar boykota devam etti.
Eylem, sonunda zafere ulaştı ve 21 Aralık 1956’da Yüksek Mahkeme’nin siyahların otobüslerde istedikleri yere oturabilecekleri yönünde karar vermesiyle siyahlar otobüs boykotunu sona erdirdiler.
Rosa Parks 24 Ekim 2005 günü 92 yaşında hayatını kaybetti ama Rosa Parks'ın o akşam bindiği otobüs günümüzde Detroit’teki “Henry Ford Müzesi"nde sergileniyor.
Hacire Ana terör örgütünce hayattan koparılmış evlatlarının izini süren anaları temsil ediyor.
Şunu sormak lazım; siyasetçiler, ilim adamları, akademisyenler, sanatçılar, yazarlar, STK temsilcisi diye ortada dolaşanlar “Yeter Artık” diyen bu hareketin yanında olmak için neyi bekliyor?
Zaman sonra, Diyarbakır veya bir başka şehirde mesela “Hacire Ana Parkı”nda dinlenirken meraklılara anlatacakları muhteşem bir hikâyede payımız olsun diyorsanız, otel lobilerinden çıkın bakalım...