ABD ve NATO kendi ittifakının ruhuna ihanet etmektedir.
Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinin güçlenmesinden huysuzluk etmeyi bırakıp etrafımızı kan gölüne çeviren kendi günahlarına bakmalıdır.
Önceki gün El-Bab’da DEAŞ’ın birliklerimize yaptığı ve büyük hezimeti ile sonuçlanan saldırısı sosyal medyada şöyle yer almıştı:
“Bugün saat 18.00 gibi DEAŞ militanları özel görev kuvvetinin olduğu yere tüm gücüye saldırmış. Öyle sızma filan değil, BMP’lerle, zırhlı araçlarla, canlı bombalarla resmen katliam yapmaya gelmişler.
Yaya, canlı bombaları, bombalı ve zırhlı araçları sayamadık bile dedi tabur komutanı. İlk başta bizimkiler şaşkınlık yaşayıp pozisyon almaya çalışmışlar. Sonra iki M-60 tankı mevzisinden fırlamış atış yapmaya başlamış. Çıkar çıkmaz TOW isabeti almış, vurulmuş olmalarına rağmen atışa devam etmişler. Tüm araçları ve hedefleri kimi görürlerse vurmaya başlamışlar. Ardından ikinci TOW ile vurulmuşlar. Tabur komutanı tankı tahliye et emri vermiş.
Teğmen, 'Biz bırakırsak arkada kimse sağ kalmaz' demiş. Tanktan çıkmamışlar, ateş kontrol sistemleriyle atışa devam etmişler. Üçüncü TOW ile vurulduktan sonra bile atışa devam etmişler. Son isabetten sonra tankta atış imkânı kalmadığından mürettebatın tamamını yaralı olarak tahliye etmişler. Bu arada diğer tank yanaşıp atışa devam etmiş, onu da vurmuşlar. Bu sefer tank komutanı astsubay çavuş 'ben de çıkmıyorum' demiş, yaralı olarak atışa devam etmişler. Nihayetinde ikinci defa onu da vurmuşlar.
Tabur komutanı ‘manzarayı görmeliydiniz, onlarca bombalı araç, zırhlı araç, canlı bombalar iki tank ile bu kahramanlar sayesinde imha edildi. Bir tane bile sağ kalan olmadı, yüzden fazla terörist önümüzdeki düzlükte cansız yatıyor...”
Bütün bunlar olurken, Suriye savaşı Suriye’nin savaşı olmaktan çıkıp Türkiye ile Batı’nın hesaplaşmasına dönerken, bütün bölgeyi ateşe verecek duruma geldi.
Müttefikine karşı teröre bu kadar açık destek veren ABD’nin Büyükelçisi “Biz yapmadık, silah vermedik” yalanlarına devam ederken helikopterlerle uçaklarla terör örgütlerine silah vermeye devam ediyorlar.
El-Bab’da tanklarımızı yukarıdaki çatışmada beş defa vuran ABD yapımı tanksavar füzesi, tüpten fırlatılan, optik olarak hedefe gönderilen, her türlü zırhı delip geçebilen, Batı ülkeleri arasında en çok kullanılan TOW silahı bu çapulcuların eline nereden geçti?
Suriye ABD ve Batılı müttefiklerinin umurunda bile değil. Bu savaş Türkiye’ye karşı yapılıyor. Suriye’yi parçalama maskesi altında Türkiye ve İslam Dünyası parçalanmaya zorlanıyor.
ABD ve Batı, Türkiye kuşatması ile dünyayı iki keskin kampa ayrılmaya zorluyor.
Türkiye’nin kendisini doğrudan vuran bu ABD ve BATI politikalarının karşısında daha radikal tercihlere başvurması zorunlu hâl alıyor.
Üç defa TOW mermisi yemiş bir tankı yaralı hâlde terk etmeyip “Biz bırakırsak arkada kimse sağ kalmaz” diyen bir sevdayı karşısına alanların parçalanacağı bir döneme giriyoruz. Terör örgütlerinin kuyruğuna takılan ABD’yi ise günahları yıkacak ve geriye bir şey kalmayacak.