31 Mart ve 23 Haziran seçim sonuçlarının hemen ardından geçmişte AK Parti’de devlet katında önemli makamlarda bulunan bazı isimlerin başlattığı muhalefet merkezli yeni parti kurma hamlesi, AK Parti gündemindeki iç muhasebeyi hızlandırdı.
Bu muhasebe ve muhakeme yapma gereğinin bir değişimden daha fazla olarak “Bambaşka bir AK Parti” formuyla sonuçlanacağından/sonuçlanması gerektiğinden bahsedenler var.
Önce belirtelim ki; bu seçim sonuçlarında seçmen sosyolojisindeki hızlı değişimin büyük payı var. Sayın Erdoğan’ın Almanya seyahatinde “yaklaşık 3 milyon üniversite öğrencimiz var” diyen Şansölye’ye “bizimki de yaklaşık 8 milyon” ifadesinde belirttiği genç seçmen sayısının bu seçim sonuçlarında ciddi payı var. Sonuç olarak AK Partinin bildiğimiz “klasik muhafazakâr particilik anlayışına gençler nasıl bakıyor?” sorusuna cevap bulması ve genç taleplerin üzerinden yeni politika geliştirmesi gerekir.
“Genç Seçmen tercihleri” faktörü ardından cevap aranması gereken “AK Parti kendi kuruluş ilkeleri üzerinde sadakatle giderken seçmen mi durduğu yeri değiştirdi?” sorusudur. Net olarak "Hayır” AK Partiye gelmeyen oylar başka bir muhafazakâr partiye kaymadı aksine saklı tutuldu. Yani hamili seçmen sandığa gitmedi. Gözü AK Partide olan merkez seçmen tabanı yeni bir parti bekleyişi içinde değil. Beklenti ilk gün bu partinin milletin huzuruna çıkarken ilan ettiği “Muhafazakâr Demokrat” çizgisindeki/kimliğindeki sapmaların tamiridir, hepsi bu.
Nitekim AK Partiyi kuran irade, AK Parti için tehdidin net olarak “kendisi gibi olmaktan çıktığında başlar” diyor. Söylenen budur, gereği ise AK Partide zaman içinde her siyasi partide yaşanan kontrol dışı sapmaları kontrol altına almak olacak.
Bu değişimin merkezinde ise elbette ki “insan” var.
Önceki gün AK Parti'nin 18'inci kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında partililere hitap eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “önümüzdeki aylarda başlayacak büyük kongre süreçleri bu bakımdan fırsat…” derken sürecin takvimiyle beraber beklenen değişimin de insan merkezli olacağını açıkça söylüyor.
Sayın Erdoğan AK Partideki değişimin hedefini "Bütün bu saydığım yerlerde (gençlik ve kadın kolları belde, ilçe ve il teşkilatları) bizim için kanaat önderleri kimlerse bunları seçip, çıkartmak ve kadromuzu bu kanaat önderleriyle güçlendirmektir. Bunu hep beraber yapacağız. 'Ben şurada yoktum, ben burada yoktum' olmaktan öte ‘Burası filancaya layık’. Daha da ileri gidiyorum, kardeşlerim bize 'Ömer’ler lazım" olarak ilan etti.
AK Pati bu değişim için kendisine daha önce oy vermiş ama şimdi vermemiş insanların neden şikâyet ettiğini bulmalıdır. AK Partiye bunu hatırlatmak için uyarı niyetli olarak sandığa gitmemek ise maliyeti yüksek bir prova oldu. AK Partiye dışarıdan alternatif parti kurgulamaları fikrinin uyanmasında da bu cepte bloke edilen ikaz oylarının da önemli payı var.
Kaçınılmaz olarak bu yeni parti hikâyesinin gerekçesini kurucuları millete açıklamak zorunda. Tabii daha önce Sayın Erdoğan, "Hafıza kayıtlarımızın içinde olanları da vakti geldiğinde milletimizle paylaşacağımızı şimdiden burada söylüyorum. Bu kayıtların içerisinde çok şeyler var. 'Kim kimdir' bunları milletimizin bilmesi lazım" dediği açıklamasını yaptığında “Biz vazgeçtik” demezlerse…