Bu insanlar tornadan mı çıkıyor?

A -
A +
Dünya dönüyor dediği için Galileo’yu engizisyon idamla tehdit etmektedir. Mahkeme, dünyanın döndüğüne ilişkin tezini inkâra zorlar. İşkence tehdidi altındaki duruşma ilgiyle izlenmekte takipçileri Galileo’nun hayatı pahasına iddiasından vazgeçmeyeceğine inanmaktadır. Fakat ilim adamı ölümle hayat arasındaki tercihini hayattan yana yapınca takipçileri hayal kırıklığı ve öfkeyle saldırır.
Bunu senden ummazdık, kahramanı olmayan toplumlara yazıklar olsun?..”
Galileo aynen cevap verir: “Kahramana muhtaç kalan toplumlara yazıklar olsun!..”
Bu hikâyecik son günlerde toplum için aydın kesiminde dillendirilen “kendinden başka kimsenin derdine dönüp bakmayan, kendi sıkıntılarının çözümü için bile sağa sola bakan havaleci toplum olduk, umursamaz toplum olduk, adam sendeci toplum olduk…” şeklindeki sızlanmalar üzerine hatırıma geldi. Bunu hep yaparlar, sporda, siyasette, teknolojide. Bir kurtarıcı gelsin ve duruma vaziyet etsin…
Toplumsal yozlaşma dedikleri bu durumu, kimi yurttaşlık bilincinin noksanlığında, kimi güçlüye yaltaklanma, kimi korkuya teslim olmakta görüyor. Daha farklı sebeplere bağlayanlar da var. Eğer bir minibüs dolusu adam azgınlık yapan magandayı dövüp hastanelik ederse sorunlar çözülecek zannediyorlar.
Sıklıkla zorbalık karşısında toplumun teslimiyetçiliği olarak kabul edilen bu durum hukukun işlemediği cahiliye toplumları için söylenir. Cahiliye ise “insanların hakkı, adaleti, sırf kendi menfaatleri ve hırsları için çiğnemeleri karşısında dışarıda kalan toplum kütlesinin ise buna teslimiyet göstermesi” anlamını taşır.
Şimdi insanları herhangi bir toplumsal ortamda bir başkasının hakkının tecavüze uğraması durumunda fiilen müdahale etmemesini güçlüye yaltaklanma olarak nitelemek için önce zorbalığın çiğnediği “Hukuk”un kendi hakkını koruması gerekmiyor mu? Burada zorbalık karşısında sükût eden veya yetersiz kalan hukuk karşısında tecavüz eden “zorbaya haddini bildirmek vatandaşın sorumluluğudur" diyen hangi demokratik ülke var?
Vatandaşın şahit olduğunda doğrudan zorbalığa müdahale etmesini bekleyenler kahraman üretmekten ziyade vatandaşın kolluk kuvvetleri yerine rol almasını, olaya müdahale etmesini bekliyorlar. Bir minibüs dolusu adamın kendisine yer açmasını istediği zorba tarafından darp edilmesine lakayt kalmasını korkaklıkla itham edenler korkaklığın kökenini yedi kişiyi öldürüp aldığı müebbet hapis cezasını 24 seneyle atlatan dışarı çıktığında sekizinciyi öldüren adamın nasıl dışarı çıktığında aramalı.
Geçtiğimiz gün yaşanan şu olayın öncesinde müdâhil olmayarak olaya davetiye çıkaran kim?
“Yollarda terör havası estiren makasçı magandaların âdeta katliamına sahne olan Beşiktaş Harp Akademileri Tüneli'nde can veren 4 kişinin cenazesi memleketlerine gönderilirken, kaçan zanlılar Burdur'da yakalandı. Makas atan araçtaki şüphelilerden Y.A'nın, 'ruhsatsız silah', 'güveni kötüye kullanma', 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma', 'intihara teşebbüs' suçlarından poliste kaydı olduğu ortaya çıktı. 'Nitelikli yağma' suçundan aranan diğer şüpheli A. T 'nin de 'nitelikli yağma', 'yağma', 'motosiklet hırsızlığı', 'kasten yaralama', 'ruhsatsız silah', 'iş yerinden hırsızlık', 'evden hırsızlık', 'uyuşturucu madde kullanmak', 'kasten yaralama' suçlarından poliste kaydı olduğu anlaşıldı.”
Zorbalığın önünde durması gereken güç hukuktur. Ama hukukun zorbalığa “Yeter, buraya kadar" demesi için sınır nedir? Bu beklenti millet/vatandaş/birey ve insan olmanın en tabii sonucudur. Bu sorumluluğu havale değil, sorumluluğa davettir.
Sosyolog-Yazar Fatma Barbarosoğlu'nun ifade ettiği “bizim üzerinde durmamız gereken sıkıntı; Türk insanının giderek psikolojisi bozuluyor, herkes mutsuz, kavga etmeye hazır vaziyette. İnsanlar duyarsız diyoruz ama bir yandan da ne yapacağımızı da bilmiyoruz” endişesinin çözümü de yok değil.
Bu insanlar tornadan mı çıkıyor?
Çözüm; hâlâ kuramadığımız, kendi medeniyet dinamikleri, iddiaları, idealleri üzerine oturan bir eğitim, kültür ve sanat sisteminde saklıdır. Bazı insan tipinden rahatsızsak onları yetiştiren ocaklara bakmalı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.