Eni boyu birkaç hafta oldu koronayla cebelleş olmamız ama sanki mahut virüsle bir ömür boyu yaşamış gibiyiz!.. Zaman uzadıkça aynı soruyu soranlar çoğalıyor:
"Daha kaç gün sürecek bu bela? Bana biri bunun cevabını versin. Lütfen!..”
Bunun cevabı iki türlü olur, biri iyimserlik öbürü "kehanet!.." Gelişmelerin seyrini tahmin ederken arkada kalan sonuçlara bakmak normaldir. 4 Nisan'a kadar olan sonuçlar; vaka sayısı toplamda test sayısının yüzde 14,5 olarak, ölüm sayısı ise toplam vaka sayısının yüzde 2’si etrafında seyrediyor.
Hepimiz çoğu Avrupa ülkelerine göre çok iyi durumda seyreden bu ortalamaların daha geri gelip sonunda dip yapmasını umut ediyoruz. Ama uzmanlar belli bir enfekte sayısına ulaştıktan yani “Pik” yaptıktan sonra virüsün turu tamamlayacağını söylüyor.
Gerçekte; bu belanın defolması doğrudan bizim “krizi yönetme becerimiz” ile ilgili. Bugün salgınla mücadelede aldığımız sonuçlar dünkü kararlar ve tedbirlerin sonucudur. Yarınki sonuçlarda bugünkü kararların olacaktır. Bu uzun soluklu mücadelede eğer halkın yüzde doksanı “evde kal” tavsiyesine uyarsa süre iki ay, eğer sokak muhabbeti devam eder yarımız evde yarımız sokakta kalmaya devam edersek muhtemelen altı ay asgari süredir...
Nerede durduğumuz için konuşmak ise oldukça zor çünkü evden gözükmüyor ancak bunu görmek zamanla mümkün ve en az bir hafta daha geçmesi gerekiyor.
Bu salgın elbette geçecek, ama yakın gelecekte dünyayı tahrip gücü daha yüksek “virüslerin” beklemediğini kimse garanti edemez.
Bugün yaşadığımız koronavirüs hastalığının (COVID-19) kaynağı Ebola gibi “doğal bir salgın” mı yoksa bir “biyoterörizm” saldırısı mı?
Microsoft'un kurucusu Bill Gates, 2015 yılında TED TALK’ta yaptığı konuşmada, “Önümüzdeki 10 yılda eğer bir şey 10 milyondan fazla insanın hayatına son verirse bu bir savaştan çok, yüksek derecede hızlı yayılan bir virüs olur. Füzeler değil, mikroplar olur. Bunun bir nedeni de nükleer caydırıcı silahlara büyük yatırım yapmış olmamız. Salgın hastalıkları durdurmak için ise çok az yatırım yaptık. Bir sonraki salgın için hazır değiliz. Simülasyonlar yapmamız gerekiyor, 'Savaş oyunları' değil bakteri oyunları. Böylece hangi alanda zayıf olduğumuzu anlarız" diyor...
Bu salgın, insanların nefes alışını bile izlemek isteyenlerin kurmak istedikleri yenidünya düzeni için planladığı bir deney olabilir veya olmayabilir. Her iki hâlde de sonuç değişmiyor. İnsanlar evde tutularak, fabrikalar, iş yerleri, eğitim kurumları, spor mahalleri kapatılarak, ulaşım durdurularak hayat yavaşlatılıyor. Salgını durdurmak için daha güçlü tedbir karşı aşının üretilerek piyasaya sürülmesi. Henüz güçlü ilaç firmalarından ses yok.
ABD merkez bankasının bol miktarda para basarak dünya varlıklarını borsalar üzerinden yağmaladığı, salgın sona erdiğinde birçok zenginliğin el değiştireceği yönünde güçlü söylentiler var. İlaveten salgında sağlık sistemi çöken ve çok sayıda vatandaşını kaybeden çoğu ülkelerde iktidarlar el değiştirecek. Hatta AB üyesi ülkelerden ağır hasar alıp da kendi hâllerine terk edilenler, kendi dünyalarını kurarken AB’yi tekmeleyecek.
"Gelecekteki en iyi veya en kötü senaryo nedir, bu bela daha kaç gün sürecek?" diyenler için kesin olan cevap şu ki: “Tedbirlere uy ve evde kal” gelecek için bir planın olması olmamasından iyidir. Bu salgın er ya da geç bittiğinde etkileri çok uzun süre devam edecek. Kalabalıklar hayata bıraktıkları yerden devam etmeyecek çünkü eski ortamlar artık kalmayacak. O gün kişi veya toplum olarak nereden başlayacağımız tedbirlerimizle birlikte biraz da alacağımız hasarla da ilgili.
Bu da tehlikeyi fark ederek işin ciddiye alınmasına bağlıdır...