Darbe yiyen darbecilerin laneti

A -
A +
Ordu içinde azınlık FETÖ’cü bir grup tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan 15 Temmuz askerî darbe teşebbüsü, -sonuçları dışında- bire bir 27 Mayıs 1960 darbesinin kopyasıdır.
Darbenin duyulmasıyla birlikte darbeler tarihinde ender görülen biçimde meydanlara kurum binalarına, sokaklara, köprülere akan milletin darbeci grupları derdest etmesi ile film koptu.
O günleri yaşayanlar; 27 Mayıs darbesinde darbecilerin ilk saldırılarının Cumhurbaşkanı ve Başbakanı tutuklamak, ardından Genelkurmay Başkanını tutuklamak ve darbeyi halka ilan için radyoevini işgal etmek olduğunu hatırlayacaklar.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşmiş ilk askerî darbe 27 Mayıs askerî müdahalesidir.
37 düşük rütbeli subay tarafından gerçekleştirilen ve cinayetlerine ortak aramak için hareketin emir komuta kademesi içinde yapıldığı iddiası, darbecilerin darbeyi meşrulaştırmak için sonradan uydurduğu kocaman bir yalanıdır.
Darbenin stratejisi ellerindeki silah ve askerlerle önce ordudaki komuta kademesini etkisiz hâle getirmek ve kritik noktaların ele geçirilmesidir. Sonra da Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve birçok Demokrat Partili tutuklanmıştı.
Tutuklamalar sadece siyasilerle sınırlı değildi. Tutuklananların arasında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun, İstiklal Savaşı kahramanlarından Ali Fuat Paşa, emekli olduktan sonra DP’den milletvekili seçilen eski Genelkurmay Başkanı Mehmet Nuri Yamut ve Kore gazisi Tahsin Yazıcı da vardı.
Darbeyi planlayan ve uygulayan 37 düşük rütbeli subay anayasa ve TBMM’yi feshederek yerine kurdukları “Millî Birlik Komitesi” başkanlığına kendilerini kamuoyunda temsil edecek yüksek rütbeli olarak darbeden haberi bile olmayan Orgeneral Cemal Gürsel’i getirdiler.
Bunu yapmalarındaki sebep ise 3. Ordu Komutanı Orgeneral Ragıp Gümüşpala’nın darbeyi haber aldığında eğer darbenin lideri kendisinden daha kıdemli değilse ordusuyla Ankara’ya yürüyüp isyancıları bastıracağını söylemesi olmuştu. 
Darbeciler bununla yetinmediler 235 general, 3500 civarında binbaşı, yarbay ve albay rütbesindeki subayı emekliye sevk ettiler. Bazı üniversiteler kapatıldı, bazılarına el konuldu 147 üniversite öğretim görevlisi ve 520 hâkim ve yargıç görevden alındı...
Bugün yaşananlar da aynıdır.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar darbeciler tarafından Genelkurmay Başkanlığı binasından rehin alınarak helikopterle Akıncılar üssünse götürüldü ama müteakip bir karşı operasyonla aynı gecenin sabahı kurtarıldı ve göreve döndü.
Darbeciler aynı gece devlet televizyonu TRT’yi işgal ederek kendi uydurdukları “Yurtta Sulh Konseyi” adına yine uyduruk bir bildiri ile ülke yönetimine el koyduklarını ilan etmişlerdi. Ne var ki bildiriye imza koyacak bir üst rütbeli subay bulacak kadar vakitleri yoktu.
Halk TRT binasına girerek darbecileri derdest edip dışarı attı.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan için uygulamaları ise Celal Bayar ve şehit Menderes için uygulanandan daha acımasızdı.
Cumhurbaşkanının ikamet ettiği Marmaris’teki otele hava saldırısı düzenlenmiş ne var ki gelişmeleri anlık takip eden Cumhurbaşkanı daha önce oteli terk ettiği için saldırı akamete uğramıştı.
Aynı durum başbakan Binali Yıldırım için de geçerliydi. Meclis binası tarihi yüz karası olarak kendi hava unsurlarımız tarafından bombalanmış ama Başbakan bina dışında olduğu için saldırıdan zarar görmemişti.
Darbecilerin örnekledikleri yola benzemeyen aykırı giden, bir şey vardı. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her defasında hamlelerini boşa çıkarıyordu bu defa da hesapları tutmadı; ava giderken av oldular.
Ama kaderleri diğer darbecilerle aynıdır.
Siyaset tarihi demokratik rejimlere başkaldıran darbecilerden hiçbirini hayırla yâd etmedi. Çoğu daha hayattayken lanetlendiler, bazıları ise öldükten sonra.
Ama ortak akıbetleri lanetlerinin bir gün kendilerini gelip bulma korkusuyla yaşamaları oldu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.