Düşün yakamızdan!..

A -
A +
 
Geçtiğimiz hafta sonu terörle mücadelede çok önemli bir gelişme daha yaşandı.
Evlatları değişik tarihlerde PKK terör örgütü tarafından dağa kaçırılan 7 aile, Van’ın en işlek noktası olan Cumhuriyet Caddesi'nde bir araya geldi. Ellerinde “Artık yeter!.. Yakamızdan düşün… Anneler nöbette… Çocuklarımız kimsenin piyonu olmayacak' ve “Evlat nöbetindeyiz: Van Anneleri” yazılı dövizler bulunan anneler HDP Van İl Başkanlığı binasına yürüdü.
Böylece evlatlarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ve il başkanlığı önünde ilk oturma eylemini başlatan Hacire Akar'ın çizdiği yol Diyarbakır’dan Van’a ulaştı. Yakın gelecekte tüm mağdurların coğrafyasını bir ağ gibi saracağı kesindir. Bir hareketin başarısı takipçileri ile mümkün olur. İlk mağdurun ilk takipçisi her zaman önemlidir. Böylece terörle mücadelede aktörler değişti.
“Akil İnsanlar” yerini “Mağdur İnsanlara” bıraktı.
“Diyarbakır ve Van Annelerinin” örgüt tarafından ‘Dağ’a kaldırılan evlatlarını geri almak için yaptığı başkaldırı bütün bir coğrafyanın mağdurlarını temsil etmektedir.
“Bütün Anneler” HDP’den; katledilen beşikteki yüzlerce evladını ve yakıp yıkılan, camilerini, Kur’ân-ı kerim kurslarını, hastanelerini, okullarını, çocuk yuvalarını, iş yerlerini  ve basılan şantiyelerini ve gasbedilen nice varlıklarını ve ellerinden alınan huzur ve refahını geri istemektedir.   
Hatırlanacağı üzere, hükûmet tarafından demokratik açılım ve çözüm süreci kapsamında oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti, Türkiye'nin bölgelerinde çeşitli illerde temas ve toplantılarda bulunmuşlardı.
“Çözüm süreci”ne katkı vermek için toplumun çeşitli kesimlerinin itibarını kazanmış olan yazar, sanatçı, akademisyen ve STK temsilcilerinden müteşekkil Akil İnsanlar Heyeti mahallinde halkla görüşerek süreci anlatmaya sahadaki havayı yumuşatma konusunda katkıda bulunmaya çalışacaklardı.
Nitekim genelde sert tartışmalara ve itirazlara hedef olan bu “Akil Toplantıları” sonrası her grup kendi durduğu yerden terörün sonlandırılması adına çözüme çözüm üretti.
Bunların en dikkat çekici olanı, “Mücadelede Mağdurları merkeze koyan” Marmara Grubu’ndan Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan’ın kişisel raporundaki şu tespittir: 
“Heyet toplantıları boyunca gözlemledik ki, barış sürecine en fazla destek verenler, çatışma ortamından en fazla etkilenenler ve dolayısıyla savaş psikolojisini en derinden yaşayanlardı…”
Bu mücadelenin merkezinde duran “barış sürecine en fazla destek verenler çatışma ortamından en fazla etkilenenler” mağdur insanlardı.
O günün şartlarında Akil Gruplarında yer almayan bu mağdur insanlar örgütün insan kaynaklarını kurutmak için rol almalıydı.
“Mağdurlar” gücünü herhangi bir akademik ortamdan veya sahnedeki şöhretten almıyor. Tek bir güç kaynağı var; “MAĞDUR ve ANNE OLMAK!..”
Akil İnsanlar Heyeti’nin tamamı bu kanaatte buluşmasa da “mağduriyet” kendi yolunu kendi inşa etti. Böylece teröre karşı mücadelede “gündelik çıkar, sıkıntılar ve tuttukları taraf çerçevesinden bakanlar” çıkarak “içi yananlar, bizzat mücadelenin mağdurları” yer aldı.
Van Annelerinin hareketi gösterdi ki her mücadelede “mağdurlar” her zaman sonuç alır çünkü onların çığlığı “Yürekten” gelir…
HDP’nin kapatılarak örgütün siyasi barınağının yok edilmesi tartışmaları sürerken asıl çocuklarını örgüte kaptıran mağdurların HDP üzerindeki kuşatması dikkatlerden kaçmamalı. HDP’nin muhtemelen kapatılması ile ortada kalacak seçmen oyuna çöreklenmek isteyenler ham hayal peşinde.
Çünkü “Analar” HDP’nin sadece binasını değil ruhunu da kapatacak...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.