Eğer beni görebiliyorsan ağla!..

A -
A +

Çekya’dan başlayıp, Almanya’dan geçen Elbe Nehri’nde sular çekilince dünyanın karşı karşıya olduğu kuraklık tehlikesini gözler önüne seren “açlık taşları” ortaya çıkar. Kuraklık olup sular çekildiğinde ortaya çıkan bu taşların birinin üzerinde insanların gelecek için endişe etmesine sebep olacak Almanca bir not yazılıdır; “Eğer beni görebiliyorsan ağla...” 

ABD yönetimi; S-400 alımını bahane ederek Savunma Sanayii Başkanlığı ve Başkan İsmail Demir dâhil dört yetkilisine yaptırım uygulanmasını, Savunma Sanayine her türlü ihracat lisansının, ABD finans kurumları tarafından açılan kredilerin ve ABD Export-Import Bank desteklerinin yasaklanmasını karara bağlamasının, yakın gelecekte ciddi sonuçları olacaktır.
Türkiye’nin yaptırım kararlarına karşı göstereceği duruşu, ABD bağımlılığından muzdarip olup bağımlılıktan kurtulma gerektiğini düşünen devletlerin işini kolaylaştıracak. ABD’nin hasım muamelesi yaparak müttefikini boğmaya çalışan bu hadsizliği, NATO denilen ittifakın da iflası yani “suların çekilmesi” anlamına gelir.
ABD’nin bu hamlesi karşısında Türkiye’nin karşı duruşu kendisini görünür, fark edilir, dostluğu aranır kılacaktır. Türkiye’nin mesajı gayet nettir: “Eğer beni görebiliyorsan ağla...” 
Bu tek yönlü yola nasıl girildi?
Türkiye’nin son yıllarda Savunma Sanayii Başkanlığının koordinesinde yerli ve millî savunma sanayiinde gösterdiği büyük atılım, düşmanlarından önce müttefiklerini rahatsız etti ve ayaklandırdı. ABD, hasımlarıyla “yaptırımlar yoluyla mücadele etme” yasasındaki yaptırımlara sarılarak ilk defa hem de müttefikim dediği Türkiye için kullanıyor.
Kendi müttefikine “hasım” muamelesi yapan ABD’nin bu davranışı merkezinde bulunduğu tek kutuplu dünyanın çöküşünün başlangıcıdır. ABD’nin emrinde ve hizmetinde olmayan her ülke ABD’nin düşmanıdır. Türkiye’ye karşı kullanılmak üzere terör örgütlerine silah veren, yardım ve yataklık eden ABD’nin etrafı iyice boşaltma operasyonudur.
Bugün şantaj ile ikna ettiği ülkelerin bu gelişmeler karşısında ABD’nin yanında ve lehinde yer alacağına dair garantisi yoktur.
ABD’nin yaptırım kararının Rusya’dan S-400 alımı ile izah edilemeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan “Belli ki maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir. Şayet S-400 konusu olmasaydı, başka bir gerekçeyle benzer yollara başvurulacağı anlaşılıyor. Asıl amaç yeniden bizi mutlak olarak kendilerine bağımlı hâle getirmektir” diye konuştu.
“İstediğimi yaparım” havasındaki ABD’nin bu dayatmacı politikalarının dengelenmesi için bundan sonraki gelişmeler oldukça önemlidir.
"Peki şimdi ne olacak?" sorusuna "Biz kendi işimize bakacağız” diye cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayimizi her bakımdan bağımsız hâle getirmek için dünkünün iki kat fazlasıyla çalışacağız. Savunma Sanayi Başkanlığımızın projelerini hızlandıracağız, savunma sanayi firmalarımıza daha çok destek olacağız, tıpkı daha evvel yaptırım kararı alınan bakanlarımıza yaptığımız gibi Savunma Sanayi Başkanımız İsmail Demir'e ve ekibine daha çok sahip çıkacağız, yolumuza devam edeceğiz" dedi.
Amerikan sömürücülüğünün soğuk gerçekliğiyle her geçen gün daha fazla karşılaşan dünya; artık onun tehdit ve dayatmalarına tahammül edemiyor. Onu “müttefik” olmaktan çıkarıp “gardiyan” veya “haydut” olarak nitelendirmeye ve açıktan dillendirmeye başladı...
Artık sular çekiliyor, yoluna devam iradesi gösteren Türkiye’yi kaybettiği takdirde yalnızlığı giderek artacak olan ABD’nin mukadder çöküş sürecinin daha da hızlanacağı ortada.
Asıl soru ise bu çöküşün nasıl olacağı. Bunu da zaman gösterecek...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.